Bazı çocuk kitaplarının daha iyi bir insan olmamız için yazıldığını düşünüyorum. Böyle bir ödevi taşıma zorunluluğu olmasa da ve hatta taşımasa da bunu yerine getirmesi kaçınılmaz olabiliyor. "Nehir Gibi Konuşurum" böyle bir öykü.
Haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizler için derledik. Keyifli okumalar dileriz.
Eşit, parasız, ulaşılabilir bir sağlık hizmetinin ne kadar önemli olduğunun daha çok anlaşıldığı pandemi sürecinde, nitelikli bir sağlık hizmeti alabilmek neredeyse her yurttaşın en önemli gündemlerinden biri haline geldi. Boş yatak bulmanın gittikçe zorlaştığı, yetersiz aşının gündemden düşmediği, illerin her gün kırmızıya boyandığı bir tabloda hayatlarımıza girişi yaklaşık on yılı bulan şehir hastaneleri de sağlık hizmetleri çerçevesinde tartışılması gereken önemli meselelerden olmayı sürdürüyor.
Bu yeni felsefe pratiği felsefeyi dönüştürebilir. Ve buna ek olarak bu ölçüde dünyanın dönüştürülmesine yardım edebilir. Sadece yardım edebilir çünkü tarihi yapanlar teorisyenler, bilginler ya da filozoflar değil, “insanlar” da değil, “kitlelerdir”, yani aynı ve tek bir sınıf mücadelesi içinde bir araya gelmiş sınıflar.”
Kelimeler sihirlidir. Özellikler çocuklar için. Onlar kelimeleri ve ötesinde bu yaşamı keşfetmeye çalışırken bir kuş olduklarını bile düşünebilirler! Hem de tuhaf bir kuş…
Ekolojik yıkımı durdurmak kapitalizmden çıkmadan mümkün olmadığına göre kapitalizmden çıkmak için işçi hareketinin ekolojiyi içselleştirmesi, ekolojik hareketin de radikal olarak kapitalizmden çıkma perspektifine sahip olması gerekiyor. Bugüne kadar ekolojik hareket tutarlı bütünlüklü bir antikapitalist mücadele yürütemedi. Oysa amacın ikirciksiz bir şekilde radikal olarak kapitalizmi aşmak olması gerekiyor. En azından hareketin ana damarının öyle bir perspektife sahip olması gerekiyor.
Sevgili İleri Kitap takipçileri ve kitapseverler, haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizler için bir derleme yaptık. Beğeneceğinizi umuyor, keyifli okumalar diliyoruz.
Mehmet Fırat Pürselim’in İthaki tarafından yayımlanan son kitabı Sakarmeke geçtiğimiz aylarda okurla buluştu. İçinden kuşlar geçen öyküleriyle Sakarmeke, 2012 Naim Tirali Öykü Ödülü’nü alan Hayat Apartımanı ve 2017 Orhan Kemal Öykü ve Türkan Saylan Sanat Ödüllerinin sahibi Akılsız Sokrates’ten sonra yazarın üçüncü öykü kitabı.
Geçen ay seni görmeye geldiğimde, kapıdan çıkmadan önce bana sordun: “Siyasetle ilgileniyor musun hala?” Hala sözcüğü lisedeki ilk yılıma göndermeydi, aşırı sol bir partiye üye olduğum ve yasa dışı eylemlere katılıp başımı polisle derde sokacağını düşündüğün için seninle tartıştığımız zamanlara. “Evet daha fazla.” diye yanıt verdim sana. Üç-dört saniye bekledin bir şey söylemeden, bana baktın ve sonunda dedin ki: Haklısın. Haklısın, galiba bir devrim şart.
Hayal kırıklığı içeren bu satırları yazarken hikayenin sonuna geldiğim izlemindeyim. Geldiler, üstünlük kurdular, dünyada hem kaygı hem de umut rüzgarları estirdiler, sonra da gittiler.
O halde geçmişte yaşanan bir felaketi anlamak için sormamız gereken asıl soru, onun bugündeki tezahürlerinin ne olduğu ve bugün nasıl yaşandığıdır. Bu nedenle dehşeti nasıl hatırladığımız ve onun şimdideki mevcudiyetine nasıl bir yanıt vereceğimiz, geleceğimizi de şekillendirecektir. Oysa Schindler’in Listesi suçu/kötülüğü Nazi subayında cisimleştirerek ve seyirciye özdeşleşebileceği suçtan muaf pozisyonlar inşa ederek (kahraman/kurtarıcı Alman) Holokost’la ilgili günümüze dair etik muhakemeleri baypas eder. Korunaklı bir tanıklık inşa eden film, seyircisinin yaşananlar karşısında sorumluluk duymasına değil; masumiyetine duyduğu inancı sürdürmesine yol açan bir suç ortaklığına dönüşür.
Haftanin yeni çıkan kitaplarını sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz..
Her yaştan okura iki farklı dünyayı yan yana okuma şansı sunan Dönme Dolap, savaş ve göç konusunda empatiyi güçlendirmeyi hedeflerken farklı bir yönteme başvuruyor.
Rengini ararken kendini bulanlar, gökkuşağının tüm renklerini içine sığdıranlar ve çocuklar… Aynalarla ve kendimizle barışıp gökkuşağıyla yeryüzünü boyamanın zamanı…
Salih Hacıoğlu, Ankara’da başladığı komünist faaliyetini Mezopotamya’ya yönelik olarak Adana ve Mersin bölgesinde sürdüren, bir süre İstanbul’da bulunduktan sonra taşrada, özellikle Samsun-Trabzon hattında, yürüten ender komünistlerden biridir. 1928-1939 yılları arasında Türkiye Komünist Partisi dışında kalmış olan Hacıoğlu, inat ve ısrarla yürüttüğü mücadelesi sonucunda yeniden TKP üyeliğini kazanmış ve yaşamını TKP üyesi olarak tamamlamıştır. Teorik çalışmalarından çok etkili pratik-örgütçü faaliyetleriyle öne çıkan bir komünist önder olarak Salih Hacıoğlu’nun mücadelesine ve anısına saygıyla…
Olup bitenlere bakıyoruz da sanki dünya, insan ve dünya içinde insan; ancak kusurlu, eksik bir Tanrı yaratabilmiş.*
Haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
Polonyalı Marksist, teorisyen ve devrimci Rosa Luxemburg doğumunun 150. Yılında devrimci mücadeleye ışık tutmaya devam ediyor. Genç yaşlarında sosyalizm ile tanışan ve 18 yaşındayken bundan dolayı İsviçre’ye kaçmak zorunda kalan Rosa Luxemburg, Zürih Üniversitesi'nde felsefe, tarih, politika, ekonomi ve matematik öğrenimi gördü. İlerleyen yıllarda doktorasını tamamladıktan sonra Almanya’ya yerleşti ve Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin aktif bir üyesi olarak mücadelesini sürdürdü. Daha sonrasında faaliyetleri dolayısıyla hapis cezasına çarptırılan Luxemburg, cezaevi yılalrı süresince çeşitli makale ve mektuplar yazdı. İleri Kitap ekibi olarak Rosa’yı 150. Yaşında anarken onun mücadelesini anlatan ya da kendi kaleminden çıkan kitapları bir araya getirdik ve sizler için bir derleme yaptık. Keyifli okumalar dileriz.
Sosyolojinin misyonu güçsüzlere güç vermektir. Bu yetenek olmadan sosyoloji toplumsal dünyayı anlamada kendi güçsüzlüğünü kabul etmek zorunda kalacaktır.