Gazetecilerden ‘sansür yasası’na tepki

Gazetecilerden ‘sansür yasası’na tepki

‘Sansür yasası’na karşı gazeteciler ve meslek örgütleri bir araya geldi.

İleri Haber

Bağımsız medyanın iktidar tarafından kontrol edilebilir hale getirilmesine karşı ‘özgür basın’ı savunan gazeteciler ve gazetecilik meslek örgütleri bir araya geldi.

AKP-MHP’nin ‘dezenformasyonla mücadele’ iddiasıyla Meclis’e gönderdiği kanun teklifi TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmişti. Kamuoyunda “sansür yasası” olarak bilinen yasa teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta içinde ele alınması öngörülüyor.

Genel kurulda görüşülmesi öncesi kamuoyu oluşturabilmek için gazeteciler ve gazetecilik örgütleri yasaya karşı Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin Konferans Salonu’nda toplantı düzenledi.

Toplantıya Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkan Turgay Olcayto, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkan Gökhan Durmuş, Basın Konseyi Genel Sekreter Mustafa Eşmenç, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Genel Başkan Adnan Özyalçıner, DİSK Basın İş Sendikası Genel Sekreter Özge Yurttaş, PEN Yazarlar Derneği adına İkinci Başkan Halil İbrahim Özcan, Türkiye Yayıncılar Birliği (TÜRKYAYBİR) Başkanı Kenan Kocatürk katıldı.

OLCAYTO: KORKUYORLAR, KORKMASALAR BÖYLE BİR ŞEY YAPMAZLAR KORKUYORLAR

TGC Başkanı Turgay Olcayto, “iktidarın çok sesli bir toplum yaratma istemediği açık. Tek sesli tek düşünceyi içeren bir topluma dönüştürmek konusunda çalışmaları var son tasarı bunlardan biri. İktidarın baskıları zulmü yetmezmiş gibi birde sosyal medyadaki kapıları kapatmak istiyorlar. Korkuyorlar, korkmasalar böyle bir şey yapmazlar korkuyorlar.  Demokrasi arpa boyu bir yol alamadık” diye konuştu.

Cemiyet olarak yasanın çıkmaması için gayret ettiklerini de belirten Olcayto, “Vicdanın sesini değil iktidarın reislerinin sesini dinleyen bir iktidar grubu var ne gelirse Meclise ellerini kaldırıyorlar acaba bir yanlış yaptım mı diye düşünmeden parlamentodan bir şey beklemek mümkün değil” dedi.

DURMUŞ: KANUN TASARISININ İÇERİSİNDE GAZETECİLER YOK

TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, kanun tasarısının meslek örgütlerine sorulmadan hazırlandığına dikkat çekti. Yasa tasarısının bürokratlar ve avukatlar tarafından hazırlandığını belirten Durmuş, şunları söyledi: “Dolayısıyla bu kanun tasarısının içerisinde gazeteciler yok. Gazetecilerin menfaatleri yok. Gazetecilerin haber ve yapmasını kolaylaştıracak bir düzenleme yok. Tam tersi, Türkiye'nin tarihinin belki de en büyük sansür yasası. Neden Türkiye tarihin en büyük sansürü yasası diyoruz? Çünkü sadece gazetecilik faaliyetini değil, aynı zamanda toplumun haberleşme kanallarına dönüşen sosyal medya ağlarını da kontrol altına alan, onları da susturmaya çalışan bir kanun.”

Mecliste grubu bulunan siyasi partilerle de görüştüklerini söyleyen Durmuş, “Görüşmenin arkasından bir şeylerin düzeleceğine dair sinyaller aldık. Ama yarın (bugün) Meclis gündemine aynı şekilde hazırladıkları şekliyle aynı şekilde geri geliyor. Ne olacak? Bu kanun daha çıkmadan Diyarbakır'da 16 tane meslektaşımız tutuklandı, 20 tanesi gözaltına alınmıştı. Baktığımızda suç olarak gösterdikleri suç delili olarak gösterdikleri şeyler, kameralar, fotoğraf makineleri …” diye konuştu.

İktidarın dezenformasyonla mücadele adı altında haberi ortadan kaldırmaya yönelik bir hamle yaptığına vurgu yapan Durmuş, “Dezenformasyon ve yalan haberle mücadele edeceğiz derken, savcılara, hâkimlere neyin yalan, neyin doğru olduğunu kararını verme yetkisi var” dedi.

Basın İlan Kurumu’nun ikinci bir RTÜK’e dönüştürülmek istendiğine vurgu yapan Durmuş, “Bu tasarımın içerisinde sadece sansür var. O yüzden biz bu tasarıyı kabul etmiyoruz. Geri çekilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

EŞMEN: ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ MEDYA YÖNELİK İKTİDAR SOPASI OLARAK KULLANILACAK

Basın Konseyi Genel Sekreteri Mustafa Eşmen, yasaya karşı olduklarını belirterek, “Bütün meslek örgütleri tam bir dayanışma içinde buna karşı çıktı. İktidarın kafasında tam bir sansür yasası var. Aynı şekilde geçirmek yapıyor. Seçim ortamına giderken bu gelişmenin olması daha bir anlam taşıyor. Hukuki bir metin değil. Kafa karıştırıcı, muğlaklık var. Özgür ve bağımsız medya yönelik iktidar sopası olarak kullanılacak” dedi. Gazetecilerin evlerinin gece basılarak gözaltına alındığını söyleyen Eşmen, “Tutuklanıyor, haklarında dava açıyor. Gazeteciler ömürlerini adliye konulara geçiyor şu anda bile. Bu yasa çıktıktan sonra durum daha da vahim olacak. Yalan haber ve dezenformasyon ile mücadele elbette edilmelidir. Ama bu halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını gasp etme derdi” dedi.

ÖZYALÇINER: YASAYA KARŞI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, “Sosyal medya yasası, insanın anayasal hakkı olan temel hak ve özgürlüklerine düpedüz el koymak demektir. Yalnız gazete, gazeteci ve okur arasındaki özgürce haber verme, haber almadaki düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlamış olmakla kalmıyor, insanlar arasındaki serbestçe iletişim kurma ve konuşma özgürlüklerini de düşüncelerini söyleme ve ifade etme özgürlüklerini de yasaklıyor” dedi.

Sansür ve oto sansür yoluyla haksızlıklar, yolsuzluklar, adaletsizlikler konuşulmasının önüne geçilmek istendiğine vurgu yapan Özyalçıner, “Toplumsal muhalefet temelden susturulmak isteniyor.  Elbette karşıyız yalan habere ama hangi haber yalan? Kışkırtıcı ya da doğru haber olacağına kim karar verecek haberi böyle olacağını doğal olarak bu karar iktidar yanlılarından, iktidardan gelecek. Hapishaneler size bekliyor olacak getirilmek istenen bu yasanın özeti bence bu daha çok baskı demek” diye konuştu.

Düşünce ve ifade özgürlüğünü savunacaklarını belirten Özyalçıner, “Sürdürmek zorundayız. Bütün bu meslek örgütleri ile birlikte bu işin peşindeyiz, peşinde olacağız. Sosyal medya yaptırımlarında her zamanki gibi karşısında olmakta devam edeceğiz” dedi.

YURTTAŞ: SEÇİME KADAR ÖZGÜRLÜĞÜN ALANI DARALTILACAK

DİSK Basın İş Sendikası Genel Sekreteri Özge Yurttaş, yasanın Meclise geldiğinde Diyarbakır’da gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklandığını belirtti. Türkiye bir sonraki genel seçime kadar başta medya olmak üzere basın ve ifade özgürlüğünün alanını giderek daraltılarak gireceğini belirten Yurttaş, “Gazetecilerin yaptıkları haberler nedeniyle hedef haline geldi. Hukuk, ifade özgürlüğünün halkın haber alma özgürlüğünü korunmadı. Bilakis bu alanlarda faaliyet yürüten meslek icra edenlere karşı bir saldırı aracına dönüştürüldü” dedi. Basın özgürlüğü için halkın haber alma hakkı için yasanın geri çekilmesini yasayla beraber eş zamanlı olarak gazetecilerin hedef alındığını belirten Yurttaş, “Her türlü operasyonun, davanın hukuki soruşturmanın da gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunlar özgür basın için hep birlikte mücadele etmeye devam ederiz” dedi.

ÖZCAN: KORKU İKLİMİNİ CANLI TUTMAK İSTİYORLAR’

PEN Yazarlar Derneği 2. Başkanı Halil İbrahim Özcan, basının sürekli susturulmasıyla bir yere varılmayacağını söyledi. İktidarın eleştirilerini dikkat almadığına da dikkat çeken Özcan, “Saldırganlığını gittikçe de artıyor. İktidar korku iklimini canlı tutmak için dezenformasyon ile mücadele adı altında yine hedefine düşünce ve ifade özgürlüğünü koymuştur. Bu ne demektir? Bu yasa çıkarsa daha fazla sansür demek” dedi.  Özcan, “Bu duyarlı yurttaşların zaten CİMER’e yaptığı var olan sansüre eklenen bu yasa eğer yasalaşırsa yeni bir baskı olacak. Biz uluslararası PEN olarak bu yasaya niye karşı olduğumuzu, neden karşı olduğumuzu uluslararası platformda da anlatmaya çalışacağız” diye konuştu.

YAYINCILARI DA ETKİLEYECEK

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, “Yazar Yavuz Ekinci arkadaşımız twett attığı için ceza aldı. Bu bir tek vaka değil. Buna benzer bir sürü vaka var. Cezaevlerine kitaplar girmiyor, kitapları yasaklıyorlar. Bunların içerisinde bakıldığında ben sosyal medya içinde nefret suçları içine  sokulabileceği adına terör ya da herhangi adı sanı belli olmayan hesaplar içerisinde yürütülen nefret suçları ile ilgili bugüne kadar bir tane açılmış dava görmedim. Onlarla ilgili bir dava görme görmezken, sansürün oto sansürün artırılacağı kaygılarımız var” diye konuştu. Gazetecilerin yanında olacaklarını söyleyen Kocatürk, “Yayıncılar olarak da biz de bundan çok etkilendiğini düşünüyorum. Çünkü artık düşünce ve ifade özgürlüğü ya da insanların fikirlerin sosyal medya içinde yazarlarımızı da yayıncıların da fikirlerini beyan ettikleri şeyin içinde hangisinin mutlak anlamda suç olup olmayacağını bilmiyoruz. Bununla ilgili de dün nasıl mücadele ettiysek düşünceyi ifade özgürlüğünü savunmayı, savunma meselesini, yeni kanunlarla da gene savunacağını altını çizmek istiyorum” dedi.