İleri Görüş

Uzman sorumluluğu

Bilgiye sahip olmak, uzman olmak önemli bir kimliği ifade eder. Ancak bu kimlik, uzman kişinin aynı zamanda bir insan ve bir yurttaş kimliğine de sahip olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.

İliç’te şirket üretime hazırmış

Fırat’ın kenarında ve köyün hemen üzerinde Demokles’in kılıcı gibi duran ve ciddi tehlike barındıran atık havuzu dururken şirketin bu talebi ahlaki, vicdani ve bilimsel değildir.

Acele kamulaştırma: Kim için?

Uygulamalardan görülüyor ki, devlet bu hakkını tamamen özel şirketlere devretmiş.

Hak arama ve demokrasi

İşçilerin talepleri sadece onları ilgilendirmemekte. Ülkenin her yerinde her gün yaşanan haksızlıklara karşı bir itirazı da barındırmakta.

Kömürden adil çıkış ya da adil dönüşüm

Sağlıklı bir kararın çıkması için ne hükümetin sadece özel sektörle oturup konuşması, ne de tek başına parlamento kararı yeterli değil. Bilim insanları ile araştırma kuruluşlarının da kamu bütçesiyle desteklenerek karar süreçlerine katılımları sağlanmalı.

Doğal kaynaklarımız: Yağma Hasan’ın böreği

Kökeni ne olursa olsun bu deyim, ülkemizin tüm birikimlerine yapılan vahşi saldırıyı net şekilde anlatmakta.

Hem canlarımız gidiyor hem doğamız

Kapitalist talan ve yıkıma karşı, emek ve demokrasi mücadelesiyle birlikte çevre mücadelesini de yürütmek sınıf mücadelesi için oldukça önemli.

Madencilikte özelleştirmeler neler getirdi, neler götürdü?

Madenlerimizi yok pahasına satın alan bir avuç yandaş şirket kazandı. Özellikle metal madenlerimize göz koyan yabancı tekeller kazandı. Bu alandan beslenen bazı siyasetçiler kazandı.

Hukuk devleti ve Cerattepe

AYM, 2024 Mayıs ayında Cerattepe ile ilgili bir karar verdi. 715 vatandaş, Artvin-Cerattepe’de Cengiz grubuna verilen sahada maden üretimi yapılmasının uygun olmadığı gerekçesiyle yargısal süreç tamamlandıktan sonra AYM’ye başvurmuştu.

Madenciliğin ulu çınarları kesiliyor, kurutuluyor

Bu kurumlara yıllardır ciddi hiçbir yatırım yapılmadı, rant için bölündü, parçalandı, küçültüldü. Parça parça edilip yandaşlara peşkeş çekildi. Sonuç ne oldu? Birilerinin para kazanması uğruna iş cinayetleri yaşandı.

Emperyalist projeler

Ülkemizde uygulanan ekonomik politika, ucuz işgücü üzerinden sermaye birikim modeline dayanmaktadır. Bu anlamda sadece emek sömürüsüyle yetinmeyen sermaye, doğayı ve ortak değerlerimizi talan etmektedir.

İliç, komisyona havale

Bu ülkenin kaynaklarına sahip çıkmadığımız sürece bu acılar, yıkımlar sürecek.

Soma faciasının 10. yılı

Facia, hem madencilik hem de işçi sağlığı ve güvenliği alanında son yıllarda ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülen “özelleştirme”, “piyasalaştırma” ve “taşeronlaştırma” politikalarının çöktüğünü göstermiştir.

Kimin hakkı kime veriliyor?

Bir ton altın üretiminin altın karşılığı devlet hakkı karşılığı 9.5 kg altındır. Bu da ürettikleri altının yüzde biri bile değil, yüzde 13.75’i hiç değil.

Anadolu’yu talan ettiler

Cumhuriyetin kuruluşundan 2002 yılına kadar verilen maden ruhsatı sayısı bin 180. AKP iktidarı döneminde verilen ruhsat sayısı ise 380 bin.

İş cinayetlerinin nedeni kapitalist sistemdir

4000 yıl önce yazılan Hamurabi Kanunları’nda bile insan ihmaline veya kusura dayanan istenmeyen zararlı olay “kaza” olarak kabul edilmemiş ve cezalandırılması istenmişken dört bin yıl sonra kitlesel ölümlere yol açan iş cinayetlerine “kaza” denilmesi insanlığın ve hukukun geldiği nokta açısından ibret vericidir.

Yerli ve milli mi?

AKP-Saray iktidarı, pek çok alanda olduğu gibi madencilik alanında da yerli ve milli politikalar uyguladığını belirtirken rakamlar ve icraatlar farklı şeyleri işaret etmekte.

İki yaşam iki insan

Bu sistemde hepimiz potansiyel olarak Hüseyin’leriz.

Çok uluslu şirketlerin pençesinde: Türkiye’de madencilik

Emek ve doğa mücadelesinin, demokrasi ve barış mücadelesinden ayrı tutulmaması gerçeğinden hareketle birlikte mücadele kaçınılmaz bir zorunluluk.

‘Yüreğimizde yeni bir dünya taşıyoruz’ veya yerel yönetimlerin göçle imtihanı

Çok açık ve doğaldır ki ülkenin göç politikası da diğer alanlardaki gibi, iktidarın kapalı kapılar ardında yürüttüğü pazarlıklar üzerinden ilerlemekte. Hâliyle yerel yönetimler özelinde de bu politikaların, hukuki boyutuyla da alenen tartışılması, konuya ilişkin insancıl ve sosyalist bakış açısı temelinde çözümlerin önerilmesi elbette büyük güçlüklere gebedir.