Vitrin: Yeni çıkanlar
Haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizler için derledik. Keyifli okumalar dileriz.
ABDAL KUTUSU - ERDEM TEZBAŞARAN
Gerçek ve kurgu farklı kumaştan mı? Öyleyse bunları birbirine bağlayan dikiş yeri, belirgin ve sağlam mı? Zahmetsizce sökülebilir mi? Ayırt edilebilmesi mümkün mü? Bu soruların cazibesi ve baskısı altında, Abdal Kutusu, onlarca farklı başlıktaki metninin dokusunu, gerçeğin daha baştan kurgusuz kurulamayacağı gri bir alanda örmeye çalışıyor. Bu yönüyle, uzun bir geçmişi olan deneme türüne hem selam veriyor hem de türün evrilebileceği biçimlerin imkanını sorguluyor.
Bu kutuda yazı, söz, dil, sanat, felsefe, teknik, toplum, politika, inanç, umut, ölüm ve geriye kalmışsa başka şeyleri de bulabilirsiniz.
“Açık konuşayım, bu aletler tarafından paramparça edilip sonra da bir araya getirilmiş bu kitap bir roman değil. Bitmek bilmeyen bir hikâye silsilesi mi, böyle de denemez. Haydi illa isim koyacaksak koca bir deneme diyelim, çünkü denemekten başka şansım yok.”
Evet, belki anlatmak istediğim çok şey var, yazı alanında estetik sınırlarını çürüten patavatsız bir gevezeliğim olabilir ama bu da bir üsluptur, hatta belki bu çağın, özel ismiyle internetin üslubudur, bunu ortaya sermek de önemli. Bağlamsızlığın dilini kullanıyorum, bilerek ya da bilmeyerek.”
…O denli sıradan bir edebiyattı ki on altıncı yüzyılda yaratılmış olsa dahi hiçbir yenilik içermeyecekti.”
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Abdal Kutusu, Yazar: Erdem Tezbaşaran, Antares Yayınevi, 2021, 300 Sayfa
BİTMEYEN SAVAŞ TROYA - YÜKSEL MACİT
Savaş, korkunç ve acıklı yanlarıyla, ama aynı zamanda da kahramanlık öyküleriyle, sanatçılara hep ilham vermiştir. Antik Çağ’ın en büyük destanlarından biri olan İlyada’nın da konusunu, birleşmiş Yunan kavimleri ile Troyalılar arasında on yıl boyunca süren kanlı savaş oluşturur.
Bir türlü bitmek bilmeyen ve her iki tarafa da ölüm ve yıkım getiren bu savaş, MÖ 8. yüzyılda Homeros adındaki ozan tarafından öyle harikulade bir dille anlatılmıştır ki bunca zaman sonra bizler bu destansı şiiri hâlâ büyük bir merak ve heyecanla okuruz. Akhilleus’un kuvveti, Hektor’un yiğitliği karşısında hayranlık duyarız.
Yvan Pommaux, savaşın dehşetini duyuran capcanlı resimlerle süslediği kitabında, bu büyük destanı özünü koruyup sadeleştirerek sunar genç okurlara. Troya yalnızca bir savaşın değil, tutkusu, gururu, öfkesi, korkuları ve cesaretiyle insanlığın öyküsüdür.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Bitmeyen Savaş Troya, Yazar: Yüksel Macit, Yordam Edebiyat, 2021, 80 Sayfa
TANRISIZ - MEHMET ATILGAN
“Gelecek henüz yaşanmadı. Onu ben yazacağım.”
İçinde bulunduğumuz yüzyılın sonlarına doğru şehirler birbirinin üzerine yığılan katlar hâlinde yükselirken üç katlı İstanbul'da işlenen bir cinayetin ardından başlayan olaylar bizi geçmişe, paralel evrenlere, başka gezegenlere sürüklüyor.
Tanrısız'da polisiye ve bilimkurgu türlerini ustalıkla harmanlayarak bizleri 21. yüzyılın sonlarına götüren Mehmet Atılgan, muhtemel gelecek tasavvurunda da çıtayı oldukça yükseğe taşıyıp ters köşelerle okurun merakını diri tutmayı başarıyor.
“Benjamin Libet, 1973 yılında yaptığı deneyler sonucunda bilincin her şey olup bittikten yarım saniye sonra devreye girdiğini ortaya koymuştu. Yani şu an dediğimizde, geçmişte olmuş bir olayı yaşıyoruz. Bu durumu diğer nörofizyologlar da, hep geçmişte yaşadığımız ve bilincimizin tüm yaşananları yarım saniye sonra gösteren bir monitör gibi olduğu şeklinde yorumlamıştı.
Normalde tüm algılar beyne iletiliyor. Bilinçaltında değerlendirilip yorumlanırken, benlik hiçbir şeyin farkında değil. Zihnimizde canlanan, yani farkına varabildiğimiz bilgilerse epeyce uzun bir gecikmeden sonra kortekse, bilincin bulunduğu bölgeye gönderiliyor.
Ya birisi, dışarıdan gelen bilgilerin kortekse iletilmesini geciktirecek bir teknoloji geliştirdiyse? Ya bilincimize aktarılan görüntülerin daha geç algılanmasının bir yolunu bulduysa?
O halde gelecek çoktan yaşandı. ‘Şimdi'yi hatırlıyoruz. Gelecek ve şu an, tamamen bizim kontrolümüzün dışında.”
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Tanrısız, Yazar: Mehmet Atılgan, İthaki Yayınları, 2021, 336 Sayfa
YAŞAMA VE YAŞLANMA SANATI: ANTİKÇAĞ BİLGELERİNDEN ÖĞÜTLER – CICERO
Romalı hukukçu, hatip, devlet adamı ve filozof Marcus Tullius Cicero, Roma Cumhuriyeti`nin sendelediği, Julius Caesar`ın yükselişini, diktatörlüğünü ve ölümünü gördüğü heyecanlı bir dönemde yaşadı. Siyasetin bu heyecanı, gerginliği, karmaşası ve entrikaları siyasi konuşmaları ve yazışmalarında açıkça görülen Cicero, Yunan düşüncesinin daha sonraki dönemlere aktarılmasında büyük rol oynayan, önemli bir tarihi figürdür. Cicero sadece döneminin siyasi ortamını iletmekle kalmadı, bilgi teorisi açısından kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların peşinden giden etik alanında dogmatik bir tavır sergileyip Stoacılar ve Sokrates`i takip ederek Latincenin felsefe dili olarak gelişmesine önemli katkılarda da bulundu.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Yaşama ve Yaşlanma Sanatı - Antikçağ Bilgelerinden Öğütler, Yazar: Cicero, Çeviren: Furkan Akderin, Say Yayınları, 2021, 96 Sayfa
LİLLİPUTLAR: DEVCÜCEKENTLER - HAKAN KELEŞ
Yaşadığınız ''cüce'' kentlere bir de ''devlerin'' gözünden bakın!
Hakan Keleş'in koleksiyon değerindeki foto-illüstrasyonlarını sergilediği Liliputlar: Devcücekentler adlı kitabı, kent-kültür ilişkisi bağlamında sürekli değişim ve dönüşüm hâlindeki şehirlere çok yönlü bir bakış getiriyor.
Albümdeki her bir çalışma, Türkiye kentlerinden farklı sokak perspektiflerine yerleştirilen ''dev'' karakterlerin, bulundukları ortamla kurdukları ''olağanüstü'' ilişkiye odaklanıyor; zamanı ve mekânı esneten yeni görsel hikâyeler kurgulanmasına aracılık ediyor.
Keleş'in, sosyal medya üzerinden aldığı yüksek etkileşimle özgün bir sanatsal forma dönüştürdüğü ''lilliputing'' akımı, bakmakla görmek arasındaki ayrıma dikkat çekiyor; insanların, günlük hayatın telaşesi yüzünden duyarsızlaştıkları fiziksel çevrelerini başka bir katman aracılığıyla yeniden görmelerini sağlıyor.
Gulliver'in Gezileri'ndeki cüceler kentine gönderme yapan Lilliput ismi, bu kitapta sarkastik bir evreni tanımlıyor. Referansını gerçek dünyadan alan fakat onu eğretileyerek bozan, büyüklük bilgisinin sabit olmadığı, çok katmanlı ve dağınık bir evrene konuk oluyor okurlar. Fonda Türkiye'den farklı kent atmosferleri ve kimi anıtsal yapılar bir panorama oluştururken, karakterlerin her birinin yarattığı etkileşim, tekil ama bütüncül bir anlatı kurmayı başarıyor.
Her gün yanından geçtiğimiz eski bir bina, bulunduğu yere o kadar aittir ki görünmez hâle gelmiştir. Orada olmaması gereken hayalî bir karakter onunla temasa geçince yeni bir gerçeklik kurulur ve hem kendini hem de görünmez olanın niteliklerini açığa çıkarır. Hakan Keleş'in, Eskişehir'de cep telefonuyla çektiği bir fotoğrafa dev bir karakter karalaması ve bunu Instagram üzerinden paylaşmasıyla başlayan ''lilliput'' serüveni de işte tam bu sanal/gerçek/hayal örüntüsünün ardında yatan kent yaşamının dinamikleri anlayışından besleniyor.
Kitap altı bölümden oluşuyor. Lilliputgündelik, bugünün kent ve kentlilerinin büyük ölçekli birer yeniden temsili gibi, gerçekliğe en yakın mizansenleri içeriyor. Lilliputnostaljik, kültürümüze ait ama geride kalmış ya da unutulmuş figür ve unsurları günümüz kentleriyle birleştirerek bir zamansızlık algısı üretmeye çalışıyor. Lilliputsarkastik, kenti bir karikatür nesnesi olarak ele alıp ölçek farkından kaynaklanan algısal bozulmaları mizahi unsurlara dönüştürmeyi amaçlıyor. Lilliputbilindik, bu coğrafyada yaşamış ya da yaşamaya devam eden önemli figürlerle kültürümüze mâl olmuş hayalî karakterleri, farklı mekânlarda görselleştiriyor. Olduklarından büyük temsil edilmeleri, kamusal alandaki bilinirliklerine de simgesel bir vurgu yapıyor. Lilliputorganik, kenti doluluk ve boşluklar bağlamında ele alıp ona soyut bedenler eklenen çalışmalardan oluşuyor. Kitabın en sonunda ise özel bir bölüm var. Kitap karantina sürecinde hazırlandığından, Covid19 temalı işler lilliputpandemik başlığı altında yer alıyor.
Tamamı dijital olarak tablette üretilen Lilliputlar: Devcücekentler'in yayıma hazırlık sürecine dair eskiz ve notların yer aldığı ''Pano'' bölümünde bir de harita ve karekod bulunuyor. Karekod ve link aracılığıyla, kitapta yer alan fotoğrafların konum bilgisine hem telefonlardan hem de bilgisayarlardan ulaşılabiliyor.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Lilliputlar: Devcücekentler, Yazar: Hakan Keleş, Desen Yayınları, 2021, 176 Sayfa
GÜMÜŞSU ZAMANI - SALİHA NİLÜFER
Çocukların cesareti geleceği yeniden kurabilir!
Çağdaş edebiyatımızın dikkati çeken isimlerinden çevirmen, yazar Saliha Nilüfer, çocukları geleceğin ıssız dünyasında gerçeküstü bir yolculuğa davet ediyor. Başka bir yaşam düzeninde, bambaşka bir gezegende, dış dünyayla bağlantısını koparmış bir şehirde yaşayan meraklı bir çocuğun izinde, insanın ve dünyanın geleceğine dair çarpıcı bir serüvene çıkarıyor. İnsan eliyle talan edilen doğal yaşamın ve yitirilen güzelliklerin izini süren Minnu'nun masalsı macerası, dünyayı yeniden kurmak için cesaret ve umutla yola çıkmanın, belleği sahiplenmenin ilham veren gücünü duyumsatıyor. Doğa ve insan ilişkisinin değiştirici gücünü yalın bir anlatımla dillendiren kitap, geleceğin dünyasından bugüne ayna tutuyor. Elif Deneç'in desenleriyle renklenen roman, evimiz Dünya'nın ve eşsiz doğasının değerini düşündürüyor.
Bozkırın ortasındaki Sardun, kum fırtınalarından ancak cam kubbeyle korunan bir şehirdir. Meraklı ve cesur bir çocuk olan Minnu, yasak olduğunu bile bile, yakındaki mağaralarda yaşayan gudilere yiyecek taşır. Güvenini kazandığı Gudi'den ağaçları, yağmuru, doğanın bereketini dinlediğinde adeta büyülenir. Sardunlular'ın geçmişte sahip olduğu doğal zenginlikleri keşfetmenin hayalini kurar. Gudi'yle gizemli topraklara yaptıkları yolculuğun ardından, arkadaşı Bozek'le müthiş bir plan geliştirirler...
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Gümüşsu Zamanı, Yazar: Saliha Nilüfer, Günışığı Kitaplığı, 2021, 184 Sayfa