Sevgili kitapseverler ve İleri Kitap okurları, bu hafta da yeni çıkan kitaplar arasından sizlere özel olarak derlediklerimizi sunuyoruz. Keyifli okumalar.
Marx’ın en önemli yapıtı ve ekonomi politiğin temel metinlerinden olan Kapital’e klasik bir giriş niteliğindeki bu çok önemli eser çağa uygunluğu ve kapsayıcılığıyla da dikkat çekiyor. Profesör J.Weeks’in de dediği gibi ‘’bu yeni baskı…muhtemelen gelecek yirmi yıl için son sözü söyleyen bir giriş olacak.’’
Çocuk edebiyatının yaratıcı kalemi Bilgin Adalı'nın kendine özgü üslubuyla hayat bulan bir serüven. Yağmur ve Damla, babalarıyla zaman bisikletine binip yüz bin yıl öncesine giderek bizleri o yıllarda yapılan icatlarla buluşturuyor ve evreni, evrimi anlamamızı kolaylaştırıyorlar.
Egemenlerin ardı arkası kesilmeyen hukuki, siyasi, fiziki saldırılarının asıl muhatabı, esasında bu kolektif hafızanın kendisidir. Egemen güç doğrudan birey yerine; kolektif hafızanın oluştuğu mekânı ve kolektifin kendisini düşman koltuğuna oturtur. Böylece yüzleşmek, hesaplaşmak olarak paye biçilen birçok toplumsal konu egemenin lehine sönümlenecektir. Denilebilir ki ezilenler ile egemenlerin arasındaki bu unutmama-unutturma savaşı doğrudan toplumun hafızasının hedef alındığı bir mücadeleye dönüşür.
Fanon beşeri ilişkilerin çarpık olduğu, siyahların siyahlıklarına - beyazların beyazlıklarına hapsolduğu dünyayı tersine çevirme arzusundadır. O yalnızca yazmak işiyle ilgilenmemiş, sahaya inerek siyahîlerin özgürlüklerini kazanmalarını sağlamak ve tahakküm altındaki insanları kurtarmak için barikatta yer almıştır. Marx’ın deyimiyle, dünyayı yorumlamakla kalmamış aynı zamanda düzeltmek ve yeniden kurmak için savaşmıştır.
Yapılması her zaman sıkıcı ve bezdirici olan ödevler için bu defa kahramanımızın inanılmaz bahaneleri var! Çünkü o ödevini yapamadı, çünkü çok acayip şeyler oldu!
Çin Devrimi’ni anlatan her kaynaktan elde edilebilecek bu bilgilerin ve kitapta geçen daha fazlasının; köylülerle, partizanlarla, Kızıl Ordu ve Komünist Partililerle geçen üç ayın her anına dayanıyor olması aktarılanların özgün karakterini oluşturuyor.
Haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizler için özel bir derleme yaptık. Keyifli okumalar dileriz.
Değerli İleri Kitap takipçileri ve kitap okurları, her hafta yeni çıkan kitapları titizlikle inceliyor ve size özel bir derleme yaparak öneri listemizi sunuyoruz. Bu hafta da birbirinden güçlü kalemler tarafından yazılmış beş kitabı beğeninize sunuyoruz. Keyifli okumalar!
Thomas ise bu kavramların geçmişinin izini sürüyor ve Gramsci’nin özgün katkısını tespit ederek onun felsefe tarihindeki konumunu ortaya çıkarıyor. Bunu yaparken Gramsci’nin Machiavelli, Kant, Hegel, Croce, Spinoza gibi düşünürlerle ilişkilerini, onlara yaptığı eleştirileri ve bu eksende Gramsci’nin düşüncelerini okuyucuya bütünlüklü bir şekilde aktarıyor.
Hakikat fikrini ve nesnel gerçeklik fikrini yeni düşünceler ışığında tartışmaya açmak için tasarlanan üçlemenin ilk kitabı olan “Naturans”, yeni bir ontolojinin izlerini Spinoza düşüncesi temelinde ve felsefe tarihindeki pek çok filozofun ontoloji hakkındaki bakış açıları doğrultusunda zevkli bir okumaya sevk ediyor bizi.
Daha küçük yaşlarda cinsiyetçi bir toplum ve baskıcı- dindar bir aile arasında sıkışıp kalan ana karakterimiz bir yana “Sütçü”; devletin, devlet redçilerinin, sömürgenin, işgalin ve sokağın kendi adaletinin de romanı. Devlet ajanlarının sokak milislerini fotoğrafladığı ve her köşe başından gelen “klik” sesiyle Duvar’ın ardında da ben varım diyen devletin, dahası “erkek adaletin” romanı.
Mila’nın okul maceraları, bir sokak kedisini sahiplenmesi ve bu vesileyle kurduğu arkadaşlıklar Mila’nın hislerini anlattığı satırlarda ortaya çıkan hüznü sevince dönüştürüyor. Mila’nın kendi içine kapalı dünyası bir anda aydınlanıyor.
Neruda, halkın gerçeklerinden yola çıkar. Herkesin yolunu kaybettiği dünyada, yolunu kaybetmeden yürüdü. Halkın gerçeğine sırtını dönmeden ve bundan beslenerek yazdı şiirlerini. O yalnızca geçmişte yaşananların kaydını tutmadı, halkın var olma çabasını ve mücadelesini yazarak tüm dünya halklarının geleceğini kurması için bir miras bıraktı.
Birinin eşi, kız kardeşi, sevgilisi olmanın ötesinde bir isme; kendisinden beklenenlerin ötesinde yetenek ve becerilere, kimileri imkan vermese yahut “yeteri kadarından” fazlasını istemese de zekaya ve iradeye sahip olan kadınlar doğan her yeni günde yeni ve zorlu bir mücadeleye adım atıyor.
Tüm mutfak aletlerinin görev değişikliği yaptığını düşünün ve işlerin nasıl karışabildiğini...
Bir haftayı daha geride bırakır ve yeni haftaya başlarken kitap okurlarının ilgisini çekebileceğini düşündüğümüz bir derleme yaptık. Haftanın yeni çıkan kitapları arasından İleri Kitap okurlarına özel hazırladığımız bu seçkiyi beğeneceğinizi umuyor, keyifli okumalar diliyoruz.
Değerli kitap okurları, geçtiğimiz haftalarda yayın hayatına kazandırılan kitaplar arasında sizler için özel olarak derleme yaptık. Beğeneceğinizi umuyor, keyifli okumalar diliyoruz.
Kriz kapitalist yeniden üretimin zorunlu koşuludur. Sermayenin bu krizlerin üstesinden nasıl geleceği ve daha da önemlisi sürekli kriz yaratan bu sistemin nasıl alaşağı edileceği önemli sorulardır. Dünyanın adil, akılcı ve sürdürülebilir bir medeniyete dönüştürülmesini sağlamak için bizi klasik anlatıların ötesine taşıyacak analizlere ihtiyacımız var. David Harvey, On Yedi Çelişki ve Kapitalizmin Sonu’nda işte bu ihtiyaca cevap veriyor.
Sedef Erkmen’in ele aldığı kronolojik aktarımla 2008’den beri “en az 3 çocuk” söylemi ile daha belirgin hatlar çizen AKP’nin o dönem kalkınma eksenli ve milliyetçi söylemleri öndeyken; 2012’den itibaren “benim bedenim”, “kadınların kürtaj hakkı vardır” temasıyla direnen kadınlara karşı fetüsün yaşam hakkı söylemini öne çıkardığı görülüyor. Hiç kuşkusuz, burada İslami referanslar da büyük yer kaplıyor.