Yoksul ve kadın olmanın taşıdığı ağır yüklerin tarih boyunca (ve hala) var olduğu gerçeği, o döneme özgü keskin bir biçimde kendini göstermektedir. Romanımızın kahramanı Jane, hem yoksul hem de kadın olarak oldukça çetin bir yaşam sürer ancak bazı “toplum değerleri”ne o dönem normalleştiği gibi bir rıza göstermez ve kendi olarak var olma savaşı verir.
Fark etmeyi tercih etmedikleri sineklerden vazgeçmenin kolaylığı içinde kaybolan insan, elektrikli bir sineklik icat ederken hedefe kitlenir. Daha konforlu, daha temiz, daha sessiz yaşayabilmek için emek harcamaya gerek yoktur en nihayetinde. Emekten kısıp yok etmeye verir. Yok etmeye alan açtıkça daha fazlasını istediğini göremeyecektir elbette. İşte kendi yaktığı ateşi görmek istemeyen bir generalin, bir sineğin tamamen barışçıl müdahalesiyle o ateşe bakabileceği gerçeğiyle umudumuzu diri tutuyoruz bu kitapta.
Sevgili kitap okurları, bu hafta da sizler için yeni çıkan kitaplardan derleyip beğenilerinize sunuyoruz. Evde kaldığımız bu günlerde sağlıklı günler ve iyi okumalar dileriz.
Bu sevimli kasabanın insanlarının abartma hastalığı ile gluten alerjisinin arasındaki bağ acaba nedir? Kasaba eski haline dönecek midir?
Sevgili kitap severler, haftanın yeni çıkan kitaplarından sizler için derledik. Keyifli okumalar dileriz.
Bir noktanın peşinde uzunca bir yol, minicik bir mucize; sonların değil başlangıçların noktası… Çocuklara inanmanın, güvenmenin ve başarmanın öyküsü…
Değerli kitap severler, bu hafta da sizler için yeni çıkan kitaplar arasından derleme yaptık. Beğeneceğinizi umuyor, iyi pazarlar diliyoruz.
Bir limon ağacının altında, Kalben ne olmak istediğini sorup duruyor kendine. Salyangoz evlerinden pofuduk bulutlara; gökyüzünden denizlere uzanan bir yolculuk…
Tereza yaşamı boyunca çok sevmiştir ve çok nefret etmiştir, yaşamı sürekli savaşarak geçmiştir ve savaş yorgunudur. Pek çok kadın gibi hakaret ve şiddete uğramıştır, taciz edilmiştir… O, savaşan kadının sembolüdür. “Salgın, kıtlık, savaş; aşk ve ölüm, sokaklar boyunca söylenecek bir türküdür. Tereza Batista öyküm…’’
Çocukların hayatına dört tekerlekle giren bisikletin romandaki yeri ise hayatın hep bir dengede ilerlediğini anlamanın eğlenceli ve ilk adımı.
Bir avuç insanın bu kadar insanın üzerinde hüküm kurması nasıl mümkün oluyor? Dünyanın yüzde dokuzu açken geriye kalan yüzde birlik kısım nasıl oluyor da bu kadar lüks içinde yaşamaktadır? Kapitalizm nedir ve nasıl doğdu? İçinde yaşadığımız kapitalist sistem ne anlama geliyor ve kimlere hizmet ediyor? Artı değer ne demek? Tekelleşme ve çokulusluluk ne anlama geliyor? Finansal sermaye ile ekonomik sermaye nedir? İlk birikim nasıl ortaya çıktı? Yabancılaşma ne demek? Karl Marx haklı mıydı? Kapitalizme alternatif bir sistem mevcut mu?
Sevgili İleri Kitap okurları, bu hafta da yeni çıkan kitaplardan sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
“Böyle de güzelsin.”in aslında bir kabul ya da onay ifadesi olmadığı gerçeğiyle, “Böyle güzelsin, her durumda güzelsin, böyle güzelim, ne olursa olsun benim.” diyebilmenin birçok ön yargıyı ve varsayımı ardında bıraktıktan sonra mümkün olacağının bilinciyle hazırlanan bir sona davet ediyorum hepinizi. Kabule gönüllü olmak ve değişime cesaretle talip olmak için…
İklim değişikliğinin belirtileri neler? Küresel ısınmayı durduramazsak dünyamızı nasıl bir gelecek bekliyor? Alternatif enerji kaynakları söylendiği kadar masum mu? Nükleer enerji çözüm olabilir mi? Doğal kaynaklarımız tükeniyor mu? Akarsuları, toprağı, havayı kirletmeyen ‘’temiz’’ bir sanayi mümkün mü? Biyoçeşitliliğin azalmasından endişe etmeli miyiz? Ve en önemli soru: İklim krizi ve ekolojik yıkımdan kim sorumlu?
Değerli kitap severler, kendimizi evde karantinaya aldığımız bu günlerde keyifle okumanız için haftanın yeni çıkan kitaplarından derledik. İyi pazarlar dileriz.
Hayal kurmak ve dilek tutmak sadece bizlere özgü değildir. Bazen kediler de gökyüzünde yolculuk yapan yıldızları beklerler dilek tutmak için. Hem de üç tane kedi, bir tane dilek için…