Kıvırcık, kabarık ve çılgın!
“Böyle de güzelsin.”in aslında bir kabul ya da onay ifadesi olmadığı gerçeğiyle, “Böyle güzelsin, her durumda güzelsin, böyle güzelim, ne olursa olsun benim.” diyebilmenin birçok ön yargıyı ve varsayımı ardında bıraktıktan sonra mümkün olacağının bilinciyle hazırlanan bir sona davet ediyorum hepinizi. Kabule gönüllü olmak ve değişime cesaretle talip olmak için…
Evrim Sayın
Kıvırcık, kabarık ve çılgın saçlar güzel midir? Düz olsa daha sakin ve kontrol edilebilir olmaz mıydı? Kuaförler niçin var? Bu sorular, bu haftaki kitabımız “Meli’nin Çılgın Saçları”ndaki Meli’nin zihninde dolanıp duruyor. Bir kadın yazarın kaleminden dökülenler bir başka kadının çizdikleriyle buluşuyor bu kitapta.
Kitabımızın kahramanı Meli’nin, saçlarıyla başı derttedir. Aynaya baktığında gördüğü tek şey, çoğu zaman yüzünü tamamen kapattığını düşündüğü kocaman kıvırcıkların şekillendirdiği saçlarıdır. Ayna, saçlarının hacmini ona gösteredursun dışarıda hava rüzgarlıysa ona karşı gelmenin ne kadar zor olduğunu da yine saçlarıyla birlikte deneyimler. Rüzgara karşı yürümek zorunda olmak Meli için bir ızdıraba dönüşür her defasında. Saçlarının içinde kaybolduğu için günlük rutinlerini gerçekleştirirken zorlandığını hissettiğim Meli, bir yetişkin olarak baktığım yerden toplumsal kabulleri anımsattı bana. Toplumsal kabuller sakinliği, karmaşık olmayanı, kaos yaratmayanı ve “herkes gibi olan”ı görünür kılma derdindedir. Gerçekten bir derdi vardır bu kabul yığınının: İnsanları ve hatta çocukları huzursuz ve mutsuz etmek! İhtiyaçlar geldi sonra aklıma, fiziksel olan ve daimi olarak değiştiremeyeceği bir özelliğinden ötürü gerçekten zorlanıyordu çünkü Meli bu hikayede. “Güzel olan nedir, kime göre belirlenir, bu tanımlamanın mümkünlüğünden bahsedilse dahi bundan bize ne?” diye kendi kendimi sorgulamalara gark etmeyi ihmal etmezken ve bu soruların akıllarda yer etmesinin gerekliliğinden eminken Meli’nin ihtiyacını görmezden gelmememiz gerektiğini de fark ettim. Bu farkındalık; bir çocuğun kendi görünüşüne nasıl ve neden, belki de biz yetişkinlerden daha fazla, odaklandığı konusundaki açmazlarıma yanıt oldu ilerleyen sayfalarda.
Detay vermeden ilerlemek zor olsa da belirleyici olduğuna inandığım bir bölümle devam etmek istiyorum. Kocaman kıvırcıkların esareti altındaki saçlar nasıl olur da yatıştırılır peki? Bir kuaför yardımıyla elbette. Kuaför ve içindekilerle tanışan Meli’yle birlikte aslında bu tanışma seremonisine ortak olan biri daha vardır: Meli’nin küçük kardeşi. Meli’nin kardeşinin yeni Meli’yi tanıyamaması ve Meli’nin kendisine karşı geliştirdiği ani yabancılaşma yan yana duruyor ve birbirini destekliyor gibi görünse de yazar incecik bir ipin üzerinde yürüdüğünün farkında olarak devam ettiriyor hikayeyi. “Böyle de güzelsin.”in aslında bir kabul ya da onay ifadesi olmadığı gerçeğiyle, “Böyle güzelsin, her durumda güzelsin, böyle güzelim, ne olursa olsun benim.” diyebilmenin birçok ön yargıyı ve varsayımı ardında bıraktıktan sonra mümkün olacağının bilinciyle hazırlanan bir sona davet ediyorum hepinizi. Kabule gönüllü olmak ve değişime cesaretle talip olmak için…
KÜNYE: Meli’nin Çılgın Saçları, Claire Freedman, Res. Jane Massey, Pearson Yayınevi, 2017, 32 Sayfa.