İleri Kitap

Vitrin: Yeni çıkanlar

İleri Kitap olarak bu hafta da çıkan birçok kitap arasından İleri Portal okuyucularının ilgi alanlarına hitap edeceğini düşündüğümüz küçük bir seçki hazırladık. Hayatınızın tüm haftaları gibi bol kitaplı bir hafta dileriz.

‘Marksizm ve Tarih’

Hill, "Marksizm ve Tarih" makalesinde Marksizmin öncülerinin tarih teorilerini tarih yazımından ziyade tarih yazarak açıkladıklarının üzerinde durur ve tarihi yazarken de yaparken de kitlelerin giriştiği eylemi ön plana çıkarır. Marx ve Engels tarih yazımı konusunda bir yazı kaleme almamışlardır ancak tarihi olayları ele alırken tarih yazımının ipuçları konusunda geniş bir değerlendirme sunmuşlardır. Hill'e göre; Marx ve Engels her zaman insanların tarihlerini kendilerinin yaptıkları konusunda ısrarcıydı.

Hayaller arasında: ‘Ayak İzlerinde Adımlar’

Cortazar’ın öykülerini sevebilmek için hissedebilmek gerekiyor önce; yazdıklarına alışabiliyorsanız gerisi kolay. Bu dünyanın hayallere tutunarak yaşayan insanları için kitabın sarsıntısını kolay atlatmak elde değil. Cortazar’a ait ne varsa “Ayak İzinde Adımlar”da da o var; bizi alışkın olduğumuz, kimi zaman puslu, kimi zaman aydınlık, bazen hayretler içinde bırakan dünyasında bir süre misafir edip zihnimize kazınıyor. Pek tekin adımlar vaat etmiyor bize ama, zaten biliyoruz ki “Bu bir pipo değildir.”

Vitrin: Yeni çıkanlar

İleri Kitap olarak, yeni bir aya girerken yeni kitaplar arasında şöyle bir dolaştık ve sizin için birkaç öneri kitap bulduk, kitaplıklarınıza zenginlik katması dileğimizle… İyi okumalar.

Vitrin: Yeni Çıkanlar

Yaşama telaşına kapılan bedenlerimiz sık sık yorgun düşüyor. Aynı telaşı karşılayan zihinlerimizse direniyor. Direnmenin ve yaşamı anlamlı kılmanın en güzel yanı kitaplar. İleri Kitap olarak bu telaşınızı biraz olsun dindirebilelim diye her hafta “yeni çıkanlar” raflarını kurcalıyoruz. Araştırması bizden okuması sizden… Kurcalamanın çok ötesinde bol kitaplı bir hafta diliyoruz.

Çocukların paylaşımcılığı üzerine sıcacık bir hikâye

Nilay Özer’in yazdığı, Öykü Gölemen’in resimlediği “Uçan Kaçan Bir Pijama Öyküsü” Yapı Kredi Yayınları tarafından çıkartılan kısacık bir öykü kitabı. Bana sorarsanız tam da yeni okumaya başlayan miniklere göre bir öykü… Gerek şiirsel anlatımı gerekse çocukların masumane görüşünü yansıtan çizimleri ile okuyan çocukların kendinden bir şeyler bulabilecekleri bir kitap.

Hiciv ve duygusallık aynı tabakta: ‘İçsavaşdiyarı Feci Düşüşte’

İyilikle kötülük ince bir çizgide işleniyor. Bize iyi olanlar, başkasına kötüyse, hatta çok kötüyse ne yapmalıyız? Bize şefkatli, bize sevgi dolu bir insan, bir ebeveyn, bir sevgili ya başkasına korkunç kötülükler yapabiliyorsa bize yapılan iyilik mi, başkasına yapılan kötülük mü galip gelir sevgiye?

Yine, yeniden: Oblomov

Oblomov, çok uzun süre edebiyat dünyası için taşıdığı anlam yerine, politik anlamı üzerinden tartışıldı. Hiçbir zaman sıradan bir karakter olarak kalmadı; Oblomov, Oblomovculuğun yaratıcısı oldu. Oblomovculuktan kasıt, Rus toplumunda o tarihe kadar gelmiş geçmiş “lüzumsuz karakterler”in hayatı algılayış biçimiydi; Oblomov, sözü edilen bu “lüzumsuzlar”ı yani aylaklığı, asalaklığı, işe yaramazlığı temsil eden bir tipti.

Levent Cantek ile ‘1951’ üzerine: ‘Muktedirin dili her yerde’

1951, usul usul akan bir dönem hikâyesi. Kardeşi Nedim’in intiharının ardından cenaze işlemleri için Ankara’ya gelen Vedat’la birlikte muammanın izini süren okur, dönemi ustalıkla resmeden çizgiler eşliğinde eğlence mekânlarından bozkırına o günün Ankara’sını da soluyor.

Spinoza'nın sevinci

Balanuye bu çerçevede; aşkıncılık, insan merkezci özgür iradecilik ve erekselcilik kavramlarından yola çıkarak sevince dönüşmenin kılavuzunu bilim, felsefe, kişisel deneyim ve gündelik yaşamdan yola çıkarak gözler önüne serer.

Umutsuz ve çaresiz bir gezegenin hikayesi: ‘Dünyalar Savaşı’

Kitapta geçen bir diyaloğa göre Marslılar ve insanlar arasındaki bu savaş “insanlarla karıncalar arasındaki bir savaştan daha fazlası değil”dir. Makinelerle yapılan savaş tasvirleri Birinci Dünya Savaşı’ndan önce yazılmış olmasından kaynaklı oldukça şaşırtıcıdır. Zehirli gaz kullanımı ve uçakların savaşlarda kullanılabileceği iddiasıyla görülmemiş bir savaş tasviri yapan yazara, “zamanın ötesinden gelen yazar” denilmesinin yerinde bir yakıştırma olduğu anlaşılıyor. Marslıların istilası karşısında Dünya en karanlık çağını yaşamaktadır, bakalım insan ırkı zafer kazanıp dünyayı aydınlığa kavuşturabilecek midir?

Devrimci bir meydan okuma çağrısı

Yaşamının büyük bir kısmını demir parmaklıklar ardında, işkenceyle geçiren Zargana, Irak’ta hem kadın hem de bir devrimci olmanın kaydını tutuyor Bağdat’ı Düşlemek’te. Bu eser yalnızca yazarın anılarının anlatıldığı bir metin değil; ABD öncülüğünde gerçekleşen Irak’ın işgalinin, tarihi ve kültürü yok edilen bir halkın, ahlakın kefaretini ödemek zorunda bırakılan kadınların ve devrimci bir eylemcinin hatıratı.

Vitrin: Yeni çıkanlar

Bir başkaldırı denemesi: ‘Zenci Fabrikası’

Yazar belki de kendi kişisel tarihinden hareketle bir hesaplaşmaya sokuyor karakterlerini. Kendisi ve eşi siyah olan rektör Calhoun neden siyah öğrencilere karşı bu kadar acımasız ve neden düzenin yılmaz bekçisi dersiniz? Kendisi de geçmemiş midir aynı isyanlar sürecinden?

Hiçliğin timsali: ‘Çukur’

Platonov’un “ayna”sının gerçeklikten uzakta bir tablo çizdiğini belirtebiliriz. Çarlık Rusya’sında devrim yapmış işçilerin bu kadar edilgen bir vaziyette bulunması beklenemez. Diğer yandan bir tek ufak kız çocuğu Nastya, onlar için umut anlamını taşır. İşçilerin “idealize edilmiş sosyalizmi”ni temsil eder. Ama Platonov, Nastya’nın ölümü ile “komünizmin çocukluk hastalığı”na yakalanıp öldüğünü tasvir etmiştir. Çukur romanı, insanlığı hiçliğe ve geleceksizliğe mahkum etmiştir.

‘AnarŞık’: Memleketi sorguya çeken roman*

Kürdan’ın hikâyesini ayrı ayrı bölümleri temsil eden karakterlerin sorgudaki ifadesinden dinliyor okur. Dinliyor demem boşuna değil, karakterler öyle kanlı canlı resmedilmiş ki, okudukça ufak ufak okurun karşısındaki koltuğa yerleşir gibiler. ‘Bir nevi arkadaşı’ndan ‘tesadüfen sevgilisi’ne kadar, tüm karakterlerin anlattıklarının her satırda yamacımıza biraz daha yanaştırdığı; avurtları çökük, pörtlek gözlü Kürdan’ımız, hikâyesiyle okurun zihninde sonlara doğru hayli etleniyor.

Gökyüzünde bulut olmak isteyenlere…

Kitabın içindeki öykülerde, Ak’ın çocukluk zamanlarının mahalle kültürüne, pencere önündeki saksılara ve sokaklarda koşturan çocuklara rastlamak mümkün. Okurken içinizi sımsıcak yapacak, burnunuzun ucunda mis gibi kokular duyacak hatta anlattığı o sokaklarda koşturacaksınız.

Vitrin: Yeni Çıkanlar

Kitap dünyası yeni yıla hızlı bir başlangıç yaptı ve kitapseverler nitelikli kitaplarla buluşmaya başladı. Yüzlerce yeni kitabın yayımlandığı kitap dünyasında, kitapseverlerin kendi beğenilerine göre bir seçki hazırlaması oldukça zor. Yeni yılın ilk ayında da İleri Kitap olarak öne çıkan kitapları hazırlayacağınız okuma listelerinde yer alması için öneriyoruz. Keyifli okumalar…

Çocuk hakları ve psikoloji üzerine birkaç kitap

Art arda çıkan fetvalara, kanunlara karşı koruyabilmemiz adına inatla, ısrarla çocuklarımızı hayır deme becerileri ve hakları ile ilgili bilgilendirmemiz, bilinçlendirmemiz gerekiyor. Bazen karşımıza alıp konuşmak yerine basit, konuya bodoslama girip ürkütmeyen, hatta hafiften oyunsu yaklaşımda bulunan kitaplar var okuyabileceğiniz ve okutabileceğiniz. Sadece istismar değil, öfke kontrolü, birtakım korkular ve gündelik hayata dair haklarını anlatan bu kitapların bir kısmını size listeleyeceğim, alıp çocuğunuzla beraber okumanız, onun aklına takılan sorular varsa cevaplamanız çok yararlı olacaktır. Güçlü, kendini koruyabilen, başkalarının haklarına saygılı olmak kadar kendi haklarına da önem veren çocuklarla dolu bir dünya dileğiyle…

Köküne gider her insan: ‘Ekmek ve Ateş Düşleri’

Zaman zaman tebessüm edeceğiniz, bazen de gözlerinizin dolacağı Ekmek ve Ateş Düşleri genç bir kadın üzerinden kimlik arayışı, aile, kadın erkek ilişkileri gibi konuların tartışıldığı hayal öğeleriyle dolu akıcı bir roman.