İleri Haber

Genç işsizliğinin rekor seviyeye ulaştığı, eğitimin gericilik ve piyasacılık kıskacına alındığı ve emekçi çocukları için eğitim görmenin günden güne zorlaştığı bir dönemdeyiz. Gençler arasında işsizlik neredeyse %28’e ulaştı. Yaklaşık 40 bin öğrenci kredi borçlarını ödeyemez durumda. Gençler geleceksizlik ve güvencesizlik kaygısı içinde tükeniyor. Tam da böylesi bir dönemde yan yana gelmeyi, ortak sorunlarına karşı birlikte mücadele etmeyi hedefleyen öğrenciler tarafından Öğrenci Sendikası kuruldu. #GeleceğimiziKurtaralım sloganıyla yola çıkan sendikaya kayıt için gençlerin ogrencisendikasi.org adresindeki formu doldurması yeterli.

İLGİLİ HABER | Öğrenci Sendikası kuruldu: 'Yeryüzündeki tüm yolculuklar tek bir adımla başlar'

Geçen hafta Editörün Yorumu’nda AKP-MHP’nin, çevreyi kirleten şirketleri ödüllendirir gibi yasa çıkardığını, buna göre termik santrallerin 2.5 yıl daha filtre takmadan çalışmaya devam edebileceğini yazmıştık. Bu haber kamuoyunda büyük yankı uyandırmış, göz göre göre çevrenin ve insan sağlığının tehlikeye atılmasına halk isyan etmişti. Bu isyana karşı kararı aklama çabası, artık havuz medyası demenin bile hafif kaldığı çukur medyasından geldi.

CNN Türk dün yaptığı haberiyle termik santrallere filtre takılması için üretimin 10-12 gün boyunca durdurulmasının şirketlere ve topluma nelere mal olacağını ekranlara getirdi. CNN Türk’ün maliyet hesabında metro seferlerinin durması, makinelerin çalışmaması, binlerce kişinin elektriksiz kalması yer aldı ama kaç insanın kanser olacağı, anne karnındaki kaç bebeğin zehirleneceği, termik santralin çevresindeki doğal yaşamın ne kadar zarar göreceği yer almadı. Gelen tepkiler üzerine yayınlarının çarpıtıldığını iddia eden kanal, açıklamasında tepki çeken maliyet hesabından ise söz etmedi. İnsan sağlığını hiçe sayan bu anlayış, kuşkusuz baca filtresi olmayan termik santraller kadar halk sağlığına zararlı.

İLGİLİ HABER | CNN Türk, santrallere filtre takılmamasını maliyet hesabıyla savundu

İLGİLİ HABER  | CNN Türk 'Haberimiz çarpıtıldı' dedi, eleştirilere neden olan görüntüyü yayınlamadı!

Bir yanda rejimle ve patronlarla kol kola, çürümüş düzenin haberlerini yapan basın dururken, diğer yanda zor koşullarda gerçekleri halka ulaştırmaya çalışan ve bunun bedelini farklı biçimlerde her gün ödeyen gazeteciler bulunuyor. Dün yaşanan olayda Iğdırlı gazeteci Metin Işık, MHP Milletvekili Yaşar Karadağ’ı eleştirdiği için ülkücülerin saldırısına uğradı. Saldırganlar arasında Iğdır Ülkü Ocakları Başkanı Mutluhan Kaşkar'ın da bulunduğu söyleniyor.

İLGİLİ HABER | Gazeteci Metin Işık, MHP'li vekile eleştirileri nedeniyle saldırıya uğradı

Toplumsal çaresizliğin sürüklediği intiharlar sürüyor. Bugün de eski CHP Döşemealtı Gençlik Kolları Başkanı siyanür içerek yaşamına son verdi. Hükümet ise son zamanlardaki intihar olaylarının sorumlusunu yalnızca siyanür olarak görüyor olmalı ki bugün Resmi Gazete’de Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği yayınladı ve siyanür satışını belli ölçüde yasakladı. Buna göre siyanür bileşikleri halka satış amacıyla piyasaya arz edilemeyecek, internet veya herhangi bir elektronik ortamda halka satılamayacak.

Ekonomik krizi, çaresizliği, güvencesizliği ortadan kaldırmaya çalışmak yerine çözümü siyanürü yasaklamakta bulan AKP, parmağın işaret ettiği yön yerine parmağın kendisine bakmakla yetiniyor.

İLGİLİ HABER | Siyanür satışını yasaklayan düzenleme Resmi Gazete'de yayımlandı

İLGİLİ HABER | CHP eski Gençlik Kolları Başkanı, camında siyanür notu asılı aracının yanında ölü bulundu

2016 yılında Beşiktaş’ta meydana gelen terör saldırısının ardından yaşamını yitirenlerin ailelerine destek amacıyla bir bağış kampanyası başlatılmış ve 52 milyon liralık bağış toplanmıştı. Bugün yayınlanan habere göre toplanan bağışın, 15 Temmuz darbe girişimden sonra kurulan ve adresi ile yöneticileri belli olmayan Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı’na aktarılacağı ortaya çıktı. Nerede olduğu ve kimlerce yönetildiği bilinmeyen bir vakfa milyonlarca liralık bağış aktarılması tepki çekti. Bu karar hem hukuksuzluk hem de yurttaşların iyi niyet duygularının sömürülmesi anlamına geliyor.

İLGİLİ HABER | Beşiktaş saldırısının ardından toplanan 52 milyon liralık bağışın nereye gittiği belli değil

25 Kasım Kadın Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü geride bırakalı henüz birkaç gün olmuşken kadına şiddet durmak bilmiyor. Bugün yine bir kadın cinayeti haberi aldık. Eskişehir’de yaşayan Ayşe Tuba Arslan, eski eşi Yalçın Özalpay tarafından satırla katledilerek yaşamını yitirdi. Arslan’ın kendisine şiddet uygulayan erkek hakkında son bir yılda 23 kez suç duyurusunda bulunduğu ama Özalpay’ın hiçbir ceza almadığı ortaya çıktı. Bu acı olay devlet kurumlarının kadınları korumak için hiçbir önlem almadığını ve kadın cinayetlerinin göz göre göre geldiğini bir kez daha kanıtladı. Kadınları koruma sisteminin eksiklerinin belirlenmesi hakkında Mecliste verilen araştırma önergesi ise AKP-MHP oylarıyla reddedildi.

İLGİLİ HABER | AKP Türkiyesi'nde bir kadın daha göz göre göre katledildi...