Güray Öz
Devlet-hükümet-bürokrat
Ziya Paşa “Seyr etdi hevâ üzre denir taht-ı Süleyman / Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde” derken işte bunu anlatıyordu ve ne güzel anlatıyordu…
Felaketin öğrettikleri
Bu kez hem konu daha açık hale geldiği, tartışılabildiği hem de daha yığınsal bir şekilde bilince çıktığı için olanaklarımız daha fazladır. Yeter ki felaketin büyüklüğü karşısında yılgınlığa kapılıp mücadeleden vazgeçmeyelim
Atı alan Üsküdar’a geçmesin diyorsanız
Peki bu halk, bu seçmen sizden bu boşa geçen hem de yanlış geçen zamanın hesabını sormaz mı?
Kaotik ortam ve değişim süreci
En önemli eksiklik siyasi cesaret eksikliğiydi; şimdi görünen odur ki cesaret gerçekten bulaşıcıdır, hızla bulaşıyor…
Gemliğe doğru denizi göreceksin…
İktidarın temel bir vuruş noktası da 6’lı masa ile HDP ve sol parti ve hareketlerin oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı arasında gelişebilecek muhtemel bir ortaklığı, en azından seçimlerde güç birliği yapılmasını önlemeye yöneliktir.
Biz geldik, peki siz neredeydiniz?
Görmeyene kör demek hakkımızı kullanalım artık.
Son tahlilde kazanırız ama ilk tahlil ne olacak?
“Sıkmayın canınızı, geçer bugünler evvel Allah sonra biz” diyor tuzu kuru siyasetçiler; ama biz canımızı sıkmaya devam edelim en iyisi; “tarihi yapan insanlardır” kısmını unutup bir türlü olgunlaşmayan koşullulara süreklilik bahşedip “ama belirli koşullarda” kısmına ağırlık vererek rahatlamayalım; içerdeki arkadaşlarımızı, ölümün kıyısındaki hükümlüleri, aydınları düşünüp utanalım biraz...
Çaresiz iktidarın son sığınağı Schmitt mi?
Türkiye henüz Schmitt tezlerinin gündemde olduğu bir ülke değildir. Ne zaman ki iktidar partisi ya da bloku “seçimleri yitirse de devletin bekası için iktidarı terk etmesinin, devretmesinin söz konusu olmadığını” söyler ya da niyetlenirse, eli kolu bağlı beklemek muhalefete yakışmayan bir tutum, bir siyaset olacaktır.
İş işten geçti mi, Cumhuriyet öldü mü?
Öyleyse laik cumhuriyeti, kazanımları, demokratik hakları, geleceği savunmak, karanlığa boyun eğmemek, yılgınlığa kapılmamak, susmamak yalnızca görev değil, zorunluluktur.