Savaş kitabı denince özellikle de konu 2. Dünya Savaşı olunca okuyucuda ister istemez kahramanlık anlatısı beklentisi oluşur. Hemen başında söylemek gerekir ki kitap; bir Sovyet romanından beklediğiniz pek çok klişeden azade bir eser. Yani kahramanlık hikayeleri toplamından oluşmuyor. Savaşan gencecik insanların duyduğu korkuyu, öfkeyi ve kararlılığı hissederek sayfaları çeviriyorsunuz. Anlatıcı size muhteşem insanların, olağanüstü başarılarını anlatmıyor. Basit insanların, mükemmel bir savaş makinesini durduracak şekilde nasıl hazırlandığını ve nasıl organize olduğunu anlatıyor.
Aysel Sağır bugün bile onlarca insanın hayatını karartan bir gerçeği, kapatılmayan bir hesabı getirmiş önümüze bırakmış, yetmemiş en zifiri karanlıkta umudu, direnci işaret etmiş, toplumsal hafızamızı tazelemiş. Hiç unutmayalım diye belli ki.
“Daralan”, bir çocuğun bunaltısından sihirli değneklere; uzağında sandığı yaşamlardan o yaşamların tam ortasında kalmaya kadar birçok şeyle tanıştırıyor çocukları. Sorgulatıyor, cesaretlendiriyor. Üstelik bunu yaparken de olabildiğince gerçek bir yaşamla karşı karşıya bırakarak.
Yazar oldukça tutarlı ve anlamlı bir şekilde deliliği diğer tüm unsurlarla ve hikayenin akışıyla birbirine bağlar. Üstelik deliliği hem bir kavram olarak kullanır, hem de her aşamasının geldiğinden haberdar olarak, adeta engellenmesi imkansız bir şeye hazır olmanın soğukkanlılığı ile karşılar. “Yasemin Adam” üzerine yoğunlaşılması, dikkatle incelenmesi gereken bir metindir.
Merhaba, bir süredir kitap tanıtmamış, anlatmamış olabilirim ama bu, çılgınlar gibi okumaya devam etmediğim anlamına gelmiyor tabi. Çocuk olsun, yetişkin olsun, yine her yaş için ve her türden okuduklarım arasından bu ay size Altın Kitaplar’dan birkaç kitap sunacağım.
Temeli sosyalizm olan ve yayınlandığı günden beri dünyanın birçok yerinde ortak duygudaşlık ve heyecan yaratan Durgun Don -hiç kuşkusuz- bir başyapıt olarak nesilden nesile aktarılmaya devam edecektir.
Bini Adamczak tarafından kaleme alınan Herkes İçin Komünizm Versus Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Minicik bir kitap olmasına rağmen insanın üzerinde bıraktığı etki muhteşem. Her şeyden önce ütopik hayallere kapılmaya izin vermeden umut dolu, “Tarih uzunca bir zamandır komünistlerin tarafında olmadı” diyerek gerçekçi ve komünist arzuyu yaratma yolunda oldukça yaratıcı.
“Postmodern: Felsefe, Edebiyat, Nekahet” adlı çalışma, doğrudan postmodernizmin sıkça tartışılmakta olan sorularına cevap arıyor: Postmodern bir çağda ve postmodern bir kültürde mi yaşıyoruz? Modernist anlatılar tam anlamıyla çöktü mü? Postmodernizmin toplumsal hayat üzerindeki etkisi nedir, var mıdır? Postmodernizm, modernlik karşıtlığı mı, bahsi geçen “kopuş” ne anlama geliyor?..
Haftanın yeni çıkanlarından İleri Kitap okurları için hazırladığımız seçkiyi beğenmeniz umuduyla. Bol kitaplı bir hafta dileriz.
Her gün çocuk istismarı haberleriyle sarsılıyoruz. Özellikle Türkiye’de git gide artan istatistikler, çocuklar için cinsel eğitimi, “Hayır” demenin önemini ortaya çıkarıyor. İşte çocuklarınıza rehber olabilecek iki güzel cinsel eğitim kitabı…
Raymound Williams; kültür, toplum ve ‘’mücadeleye’’ dair bir kapı aralamış diyebiliriz. Kitabı; -eleştirel bir gözle yaklaşmak şartıyla- modernizm, postmodernizm, şarkiyatçılık üzerine başka kaynaklara da başvurarak yapacağımız bir okuma çalışması içinde değerlendirmek kuşkusuz bize yeni ufuklar açacaktır.
“Gen: Hayli Kişisel Bir Hikâye”, özenle hazırlanmış altı kronolojik bölümden oluşuyor. ‘Kalıtımın Kayıp Bilimi’ bölümüyle başlayan kitap, bizi tarihin tozlu sayfalarında yolculuğa çıkarıyor. Pisagor’un ‘Homunklus’ (Küçük İnsan) çizimlerinden, Mendel’in on binlerce bezelye tanesine, Darwin’in ispinoz kuşlarından, Galton’un insan ıslahı projesine ve günümüzün İnsan Genomu Projesi’ne kadar geniş bir yelpazede, insan doğasının izini heyecanla sürüyoruz.
Neden Zaytung okuyoruz ve okuduklarımızı bir de paylaşıyoruz? İyi bir kahkahanın bütün acıları iyileştirdiğini söylüyor Madeleine L’engle. Ona katılmamak elde değil, acılarımız, sıkıntılarımız, hangi arka plandan geliyor olursa olsun ülkece yaşadığımız trajedileri bir yerde rahatlatmamız gerçekten de gerekli. Zaytung tam bu noktada bir baş etme ihtiyacı olarak karşımıza çıkıyor.
Baharı karşıladığımız şu günlerde çiçeklerle, böceklerle, kedilerle, kuşlarla, köpeklerle ve daha nice canla birlikte güneşe dururken zihniniz ve kalbiniz de ısınsın diye yine sizler için araştırdık. Baharınız sımsıcak olsun, aydınlık dolsun. Bol kitaplı haftalar dileriz.
“Köpek Balıklarının Kayıp Şarkıları”, kendini hatta belki de dünyanın kurtuluşunu arayan genç bir kadının bu uğurda çıktığı yolu, atladığı hendekleri anlatıyor. Kitap bilimden, sanata, felsefeye, onlarca alandan beslenen ve hepsine değen bir fantastik kurgu. Bu açıdan yazarımızın kaleminden bal damlamış. Anneyle çatışma olarak başlayan fantastik kurgumuz, ‘’gemilerin yakıldığı’’ bir akıl yürütme ile devam ediyor.
Her türlü macera ile pekişen mizah dolu sahneler sunar Steinbeck. Akıcı bir dil, merak uyandıran, hayrete düşüren olaylar... Hikayenin merkezinde duran ev, birbirinden farklı ama hikayeleri aynı insanları bir araya getirir. Onların hikayesi bize dayanışmayı, dostluğu, hayvan ve insan sevgisini, fedakarlığı sonuna kadar gösterir.
M. Serdar Kayaoğlu’nun Abdullah Aysu, Aziz Çelik, Betül Urhan, M. Hakan Koçak, Özgür Müftüoğlu, Yıldırım Koç, Yüksel Akkaya gibi sendikal alanla ilgili yıllardır yazan sendikacı ve akademisyenlerin yazılarından ve sınıf mücadelesinde öne çıkan işçilerle yapılan röportajlardan derlediği kitap; sendikacılığın ilk yıllarından bu yana gelişimi, siyasi partilerle ilişkileri, kadın işçilerinin sendikal faaliyeti ve emek hareketi içindeki yeri, kamu sendikacılığının ve çiftçi sendikalarının durumu, işçi sınıfı hareketi ve sendikal hareket konusunda önemli katkılar sunmakta ve Türkiye’nin geleceği üzerine düşünen, mücadele eden okurların ilgisini beklemektedir.
Yine okunası birçok kitap arasından İleri Portal okuyucuları için çeşitli kategorilerden kitaplar seçtik. Bol kitaplı bir hafta dileğiyle…
Yayın hayatına yeni başlayan Köstebek Yayınevi çıkardığı “Kim Demiş ki Ben Yapamam?” kitabıyla çocuk edebiyatına hızlı bir giriş yaptı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde raflarda yerini alan kitap “Türkiye’nin ilkleri başaran kadınları”nı çocuklarla buluşturuyor.
Okunmak için sıraya girmiş bir dolu kitabın kitaplıklarınızda sizi beklediğini biliyoruz. Hem onlarla tekrar göz göze gelebilmeniz hem de aralarına yenilerini ekleyebilmeniz için İleri Kitap olarak yine kolları sıvadık ve sizler için derledik. Bol kitaplı bir hafta dileriz.