"Bizimki ise, kıpır kıpır bir fasulye.. Üstelik oldukça eğlenceli ve elbette çok çok fazla meraklı. 'Bizimki'nin merakı ve enerjisi ise hiçbir zaman bitmiyor. Hangi koşulda olursa olsun, tohumdan ilk baş verdiği zamanki enerjisini koruyor. Koşuyor, eğleniyor, başına bin bir türlü iş geliyor ama o yine de vazgeçmiyor..."
Evreni kapsayan zaman şüphesiz her şeyin sonunu hazırlayan, bize eşlik eden ve o an yaklaştığında bizi yeniden düşündürmeye sevk edendir. Yaşarken farkında olmadığımız anlar gelecekte yeniden karşımıza çıktığında, geçmişe yolculuğumuz da o zaman başlar. Sürekli bir zaman yolculuğu içinde buluruz kendimizi. Her anı yeniden gözden geçirip, değiştiremeyeceğimizin bir kes daha farkına varırız. İşte bu bizi yaşlandıran, sonumuzu görmemizi sağlayandır.
Değerli İleri kitap okurları, bu hafta da sizler için yeni çıkan kitaplardan derledik. Beğeneceğinizi umuyor, keyifli okumalar diliyoruz.
Sevgili kitap okurları, İleri Kitap ekibi olarak bu hafta da yeni çıkan kitaplardan sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
Çocuk kitaplarından genellikle hayatın pozitif yönlerinden bahsetmesi, eğlendirmesi ya da bilgi vermesi beklenir. Oysa “Ördek, Ölüm ve Lale”, hayatın çocuklar için anlaması karmaşık ama bir o kadar gerçek bir yanını ele alıyor.
Demir parmaklıklardan, sorgu odalarından, cezaevi duvarlarından dışarıya sözlerin ve belki de seslerin akıyor/akabiliyor olması nihayetinde bir sızma halidir. Çok farklı şekillerde ve binlerce tanımı yapılabilecek olan edebiyat, bazen bir zihinden bir zihne bir sızma halidir dersek yanılmış olmayız sanıyorum. Demirtaş’ın hem öykülerinde, romanında hem de güncel açıklamalarında kendine sık sık yer bulan iki temel ifade var: Yoldaşlık ve duygudaşlık.
Sevgili kitap okurları, İleri Kitap olarak haftanın yeni çıkan kitaplarından sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi haftalar dileriz.
Her ilişki ilmek ilmek dokunulmalı, her iş büyük bir titizlikle yapılmalıdır. Yapacağımız en ufak hata bütün geleceğimizi belirleyebilir. Bu yanlış, yanlış bir zamanda yanlış kişiye duyulan aşk ya da inanılmaması gereken bir inançtır.
Yapı Kredi Yayınları'ndan okuduğumuz “Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor”, Sara Şahinkanat’ın kaleminden kendi oğluna ithaf edilmiş bir çocuk kitabı. Yavru Ahtapot Nino, her sabah okula giderken bir karmaşanın içinde buluyor kendini. Bu hem fiziksel bir karmaşa ona göre hem de duygusal bir karmaşa. Duygusal karmaşasının sebebi, onu zorlayan sekiz kolu. Neden bu kadar fazla kolu var ki?
“Zaman, kelam zamanıydı. Zaman kadar eski, dilsiz bir halkın dili olma, yitik sözlere can verme zamanıydı... Dengbejler, belleklerini sese ve söze döktüler. Hünermendler, geçmişin acı ve hüznünü nefesle yeniden ürettiler. Söyle Zilan, Ağrı Dağı eteklerinde ki isyan günlerinin, ölüme meydan okuyan aşıkların, yarası kabuk bağlamayan bir coğrafyanın romanıdır.”
Klişelerin yıkıldığı bir kitapla karşı karşıyayız. Görmeye alıştığımız aile kriterleri bu kitapta yer almıyor. John Boyne, her zamanki sıra dışı tarzıyla bizi normal olanın ne olduğunu sorgulamaya itiyor.
Değerli İleri Kitap okurları, bu hafta da sizler için yeni çıkanlardan seveceğinizi düşündüğünüz 5 kitap derledik. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
Demirtaş, 300 sayfa olan romanı Leylan’ı Başak Demirtaş ve çocuklarına ithaf etti.
Sevgili İleri Kitap okurları, haftanın yeni çıkanlarından sizler için derledik. Keyifli okumalar dileriz.
Duygularımızı anlamak, tanımlamak, farkına varmak ve göstermek zordur. Üstelik zor duygular işin içine girince her şey daha da karmaşıklaşabilir. Çocuklar için de öyle… Bazen ismini bile henüz bilmiyorlar. Peki ya ne yapacağız?
Kitabın belki de en dikkat çekici, en sivri eleştirilerinden biriyse şüphesiz ki kadının toplumdaki rolüne dair. Konferansın ilk oturumunun ardından İrfan Bey'le yazışmaya başlayan gizemli kadın Feriha Davut'un mektuplarında onun öğrenmeye, keşfetmeye, özgürce yaşamaya olan arzusunu ve tüm bunlara toplumun kadınlara biçtiği röle göre nasıl zincir vurulduğunu okuma fırsatı buluyoruz.
Sevgili İleri Kitap okurları, haftanın yeni çıkan kitaplarından sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
Çocuk olmak zordur. Oysa tek işleri sadece ve sadece 'oyun oynamak'! Ne kadar zor olabilir ki... Peki ya çocuk olmayı zor hale getirenler çocuklar değilse? Veya çocuklardan birer tane daha olursa tüm bu işler azalır mı? Çocuk olmak gerçekten bu kadar mı zor?
