Bu kısa öykü, kusursuzluğun gerçek ve insani olmadığını, özgürlüğün ise hatalarımızla var olduğumuz bir yerlerde gezindiğini hatırlatıyor bizlere. Hata yapmak, kendimiz gibi olma yolculuğunun bir parçası adeta. Belki de hayatımızdaki değişikliklerin başlangıcı.
İyi pazarlar sevgili kitapseverler, haftanın yeni çıkan kitaplarından sizler için derledik. Keyifli okumalar…
“Bu dava Hipokrat’a ağıt değil, Hipokrat’ı selamlamak için bir fırsattır.” *
Köy Enstitülerinde beni en çok etkileyen kitap okuma alışkanlığı olmuştur. Tüm öğrencilerin ve öğretmenlerin ayda en az iki, yani yılda en az 24 kitap okuma zorunluluğu vardı ve bu lafta kalmıyor, uygulanıyordu. Öyle ki kimi enstitülerde aşçı, temizlikçi gibi çalışanlar da bu kurala uyuyordu. Öğrenciler çapa yapmaya, duvar örmeye bile giderlerken yanlarında kitaplarını götürüyorlardı.
“Bilim Tavşanı Şarlot” Camille Andros ve Brianne Frankley’in eğlenceli kaleminden geçerek çocuklarımıza problem çözme becerisine dair birçok yeterlilik kazandırıyor. Bilim tavşanımızın hayatındaki problemi çözme süreci, bu kitabı okuyan çocuklarımız için yol gösterici bir nitelikte. Problemlerin farkına varma, problemleri bilimsel yöntemlerle çözme, deneme ve yanılma gibi birçok başlık bu hikayenin içinde yer alıyor. Aynı zamanda bilimsel olarak problem çözme aşamasına dair de başlıklara değiniyor: Soru sor, varsayım oluştur, deney yap, gözlemle ve sonuca var!
Sevgili İleri Kitap okurları haftanın yeni çıkan kitaplarını sizler için seçtik. Keyifli okumalar dileriz...
Merhaba sevgili İleri Kitap okurları, haftanın yeni çıkan kitaplarından sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
Fare Adlı Kedi hem okumayı bilmeyen hem de yeni öğrenmiş tüm çocukları yumuşacık hikayesini dinlemeye çağırıyor.
“Soykırım tıpkı bir petrol sızıntısı gibiydi, içinden boğulmadan çıkanlar hayatları boyunca katrana bulanmış oluyordu.”
“Hemşehricilikle sıra sıra gecekondulardan büyük apartman dairelerine, cemaatlere, tarikatlara ve hatta mahallenin egemenliğini almaktan memleket iktidarını almaya muhafazakârlığın içinde yaşadığımız toplumsal dönüşümde önemli bir saç ayağı olduğunu kabul etmek gerekiyor.”
"Biz kitapları hazırlarken yazar hayattayken yapılan son baskıları esas alıyoruz. İlk baskılarla ve varsa tefrikalarla da karşılaştırıyoruz. Farkları tek tek işaretliyoruz ve döneme dair ayrıntıları not düşüyoruz. Önemsediğimiz bir diğer nokta da kitapların orijinal hallerini basmak. Günümüz Türkçesine uyarlanmış baskının yanında yazarın kaleminden çıktığı halini de okurlara sunmaya çalışıyoruz."
İyi pazarlar sevgili İleri Kitap okurları! Bir haftayı daha sonlandırırken, sizler için seçtiğimiz yeni kitaplarla yeni bir haftaya merhaba demenizi umuyoruz. Keyifli okumalar…
3 yaş ve sonrasına hitap eden Masal Battaniyesi, köyde yaşayan ve her gün battaniyesinin üzerindeki onlarca çocuğa masal anlatan bir ninenin öyküsü anlatıyor.
Montessori Öykülerim, çocukların yaşama dair yaklaşımlarını ve günlük yaşam becerilerini kazanma yolundaki deneyimlerini destekleyen; yalın ve akıcı anlatımıyla onların dünyasının tam içinde öykülerden oluşuyor.
“Carol Gömülmeden” heyecanla okunacak, kurgusu güçlü bir gerilim örneği. Kitabın yarattığı gizemli atmosfer ve ortaya koyduğu gerçek üstü öğeler olay örgüsü ile birleşince yapıt merak ve heyecan ile okuru yolda peşinden sürüklüyor. Üstelik tüm bunları kadın cinayeti gibi önemli ve can yakan bir meseleye temas ederek yapıyor. Özellikle gerilim ve korku sevenlerin ilgisini çekecek eser sıra dışı bir deneyim sunmakta.
Yaşar Kemal birçok eserinde olduğu gibi ölümü normalleştiren söylem şeklini “savaşta ölümün normalleşmesi’’ başlığı ile taçlandırmıştır. Aynı zamanda baharda kuşların göçleri sırasında yapılan bayram benzeri yemekli eğlenceleri betimlerken “ölüm’’ kelimesinin anlamını bilmiyormuşçasına “yaşam’’ güzellemesi yaparak okuyucu da umut duygusunu da uyandırmıştır.
Öyküler gerilimli, taşınması ağır konuları içeriyor; tıpkı içinden geçtiğimiz dönem gibi… Mine Söğüt çok öfkeli, aileye, devlete, dinin sömürü olarak kullanılmasına… Bu öfkeye ve yarattığı isyana, teslimiyete, insanı kahreden çaresizliğe de uygun bir anlatı bu. Kafalarımızın, duygularımızın her gün iğdiş edildiği, şimdiye kadar insanlığın yarattığı -çoğunun bedeli kan olmuş- insani her şeyin baş aşağı geldiği bu dönemi bilinç akışları ve sayıklamalar gibi anlatmasan nasıl anlatırsın?
Haftanın yeni çıkan kitaplarını sizler için seçtik. Keyifli okumalar...
“Bizden halk türküsü olmayacağını bilBen bilmenin bir biçimi olamam.Çünkü kimse kimsenin Hüseyin’i değil.”