Acele kamulaştırma: Kim için?

Acele kamulaştırma: Kim için?

Uygulamalardan görülüyor ki, devlet bu hakkını tamamen özel şirketlere devretmiş.

Mehmet Torun

18 Ekim 2024 tarihli Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanan bir karar yayımlandı. Buna göre, CVK Madencilik Anonim Şirketi’nin Balıkesir’in İvrindi ve Altıeylül ilçelerinde en az 16 köyü etkileyecek Sarıalan Altın Madeni projesi için “acele kamulaştırma” kararı verilmişti.

Acele kamulaştırma, yasada belirtilen olağanüstü şartların ya da kamu yararı sebebiyle acilen bitirilmesi zorunlu olan projelerin varlığı halinde idare tarafından kişilere ait taşınmazlara kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere derhal el koyulmasını sağlayan istisnai bir kamulaştırma türü. Olağan kamulaştırmadan farklı olarak acele kamulaştırma, kıymet takdiri dışındaki işlemler daha sonradan tamamlanmak üzere, mevzuatta öngörülen usul ve şekillerde taşınmaza el koyma şekli.

Acele kamulaştırma kararının verilebilmesi aşağıdaki şartlara bağlı;

  • Yurt savunması ihtiyacının ortaya çıktığı durumlar: Savaş ya da seferberlik hallerinde veya savaş gerektirebilecek olağanüstü durumlarda, kamu yararı nedeniyle taşınmazlar üzerinde acele kamulaştırma kararı verilebilir.
  • Cumhurbaşkanlığınca acelelik kararı alınacak haller: Cumhurbaşkanlığınca da kamu düzeninin korunması amacıyla acele kamulaştırma kararı verilebilir. Bu yetki daha önceleri Bakanlar Kuruluna aitti. Cumhurbaşkanlığının yetkisinde olan ve yalnızca Cumhurbaşkanlığına özgülenen bu yetki başka bir idareye devredilemez.
  • Özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlar: Özellikle ekonomik konularla ilgili durumlarda özel kanunlarda öngörülen olağanüstü ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde acele kamulaştırma kararı verilebilir.

Karar ile Balıkesir’in İvrindi, Gökyazı ve Altıeylül ilçesine bağlı Sarıalan mahallelerindeki 10 alan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılacak. Acele kamulaştırma kararı alınan alanlarda şirket madencilik faaliyetini sürdürecek.

Maden projesine verilen ÇED olumlu kararına karşı yöre halkının kararın iptali yönünde açtığı dava, yerel mahkeme tarafından reddedilmiş ancak Danıştay, yapılan başvuru sonucu Balıkesir 2. İdare Mahkemesi’nin verdiği kararı bozarak yeniden bilirkişi keşfi yapılmasına ve bu raporun ardından tekrar karar verilmesine hükmetmişti.

Kısaca, yasal süreç devam ederken olağanüstü koşullarda alınması gereken “acele kamulaştırma” kararı verilmiş oldu. Devleti temsil eden en üst makam, şirketin kamulaştırma talebi üzerine köylülerden değil, şirketlerden yana tercihini kullanmış oldu. “Acele kamulaştırma” kararlarının savaş hali gibi acil eylem gerektiren durumlarda, gerçekten kamunun yani halkın yararına olacak yatırımlar, projeler için kullanılması gerekirken uzun süredir kamunun (halkın) değil, şirketlerin yararına kullanıldığını görülmekte.

Açıkça görülen, kanunlarda belirtilen süreçlerin uygulanmasına dahi sabır göstermeyen, hukuki prosedürlerin bitirilmesini beklemeyen şirketin önceliklerine göre alınmış bir karar. Artık köylüler yıllardır ekip biçtikleri topraklara yaklaşamayacak bile.

Anayasanın 168. maddesinde, “Tabii servetler ve kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir” denilmekte. Uygulamalardan görülüyor ki, devlet bu hakkını tamamen özel şirketlere devretmiş.

Yine, Anayasanın 56. maddesinin birinci fıkrası, “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” şeklinde. Bu madde de şirketlerin izin verdiği ölçüde kullanılmakta.

Anayasanın 2. maddesinde “hukuk devleti” ilkesi devletin temel niteliği olarak düzenlenmiş, bu ilke Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihatlarında “eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı tutum ve davranışlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet” olarak tarif edilmiş.

Bırakın hukuk devletinin gerekliliklerinin yerine getirilmesini, kanunların uygulanmasından dahi imtina edilen bir süreçten geçilmekte.

DAHA FAZLA