Yüksek enflasyonla büyümenin bedelini emekçiler ödüyor
Türkiye ekonomisi büyüyor ama emekçilerin büyüyen bu milli gelir pastasından aldıkları pay her ne hikmetse gittikçe azalıyor!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen hafta, Türkiye ekonomisine ilişkin iki önemli veriyi yayımladı: 2022 I. Çeyrek (Ocak-Mart) büyüme ve 2022 Mayıs enflasyon rakamları. TÜİK’e göre Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH), 2022’nin birinci çeyreğinde %7,3 artarken; manşet enflasyon (tüketici enflasyonu) yıllık %73,50, üretici enflasyonu ise yıllık %132,16 oldu. Her ne kadar “ve her ne hikmetse” beklentilerin altında gelen tüketici enflasyonu, yine de son 24 yılın en yüksek tüketici enflasyonu; üretici enflasyonundaki artış da Mart 1995'ten beri en yüksek artış olarak kayıtlara geçti. Tüketici fiyatlarındaki aylık artış sadece %2,98 olurken üretici fiyatları %8,76 arttı. 2022’nin ilk çeyreğinde tüketici fiyatları %28,29 oranında arttığı için Türkiye ekonomisi yüksek enflasyonla büyümeye devam etti!
SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR BÜYÜME OLASILIĞI GİTTİKÇE DÜŞÜYOR
İzleyen grafik, 1999.Q1-2022.Q1 arası yıllık; 1998.Q2-2022.Q1 arası çeyreklik yüzde değişim olarak büyüme oranlarındaki gelişmeleri göstermektedir.
Grafikten de görüldüğü gibi Türkiye ekonomisi 2020’nin üçüncü çeyreğinden bu yana sürekli büyümektedir. 2020.Q1-2022.Q2 arası dönemde ortalama büyüme oranı %9,4 olmuştur. Ancak bu yüksek oranlı büyüme trendinin devam ettirilmesi zor gözükmektedir. Her şeyden önce çeyreklik büyüme oranlarındaki düşüşler, son iki çeyrekte ekonomide ciddi bir yavaşlamanın olduğunu göstermektedir. Bu yavaşlama eğilimini, düşen sanayi üretimi, 50’nin altına gerileyen satın alma yöneticileri endeksi olarak bilinen PMI değeri ve azalan reel kesim güveni, üretim tarafından; her geçen gün daha kötümserleşen tüketici güveni de tüketim tarafından desteklemektedir. Bu nedenlerle, yılın geri kalan dönemlerinde bu büyüme oranlarını mumla arayacağımız gün gibi ortadadır.
VATANDAŞ TÜKETTİKÇE BÜYÜYORUZ
%7,3’lük büyümenin kaynaklarına harcamalar tarafından baktığımızda en önemli katkının vatandaşların tüketiminden geldiğini görüyoruz. İzleyen tabloda görüldüğü gibi tüketim harcamaları yıllık olarak %19,5 artmış ve %7,3’lük büyümeye +11,4 puan katkı vermiştir.
Tüketim harcamalarının büyümeye bu önemli katkısının devam edemeyeceği tabloda yer alan verilerden rahatlıkla anlaşılmaktadır. Bir kere tüketim harcamalarında yıllık artış hızı, 2021’in son çeyreğine oranla düşmüştür. Çünkü, 2021’in son çeyreğinde tüketim harcamaları %21,4 oranında büyümüştü. Büyümenin ana kaynağı olan tüketim harcamalarında yıllık artıştaki düşüş yanında, çeyreklik bazda tüketim harcamalarında %2,8’lik bir azalma söz konusudur. Bu, gelecek dönem büyüme oranları için oldukça negatif bir gelişmedir. Artan hayat pahalılığı, düşen gelirler, gittikçe kötümserleşen tüketici, harcamalarında ciddi kısıntılara gitmek zorunda kalmaktadır ve daha da kalacaktır. Tüketim harcamaları yanında büyümeye en fazla pozitif katkı veren harcama bileşeni ihracat olmuştur. İhracat yıllık bazda %16,8 oranında artarken çeyreklik olarak %3,2 oranında azalmıştır. Bu gelişme de gelecek dönemlerde büyümede önemli düşüşler göreceğimizin bir göstergesidir.
SANAYİ VE HİZMETLERİN BÜYÜMEYE KATKILARI DEVAM EDİYOR
2022 birinci çeyrek büyümesinin sektörel kaynaklarına baktığımızda, sanayinin ve hizmetlerin önemli katkıları olduğunu görüyoruz. İzleyen tablo büyümeye sektörlerin katkısını göstermektedir.
2022’nin ilk çeyreğinde ekonominin motoru konumundaki sanayi %7,4, hizmetler %14,9 oranında büyürken “göz nurumuz, en kıymetlimiz” inşaat sektörü ise %7,2 oranında daralmış. Çeyreklik bazda sektörel gelişmelere baktığımızda hem sanayi hem de hizmetlerde büyüme oranlarında yavaşlamalar olduğunu görmekteyiz. Bu yavaşlamalar da büyüme oranının ileriki dönemlerde azalacağı görüşümüzü desteklemektedir.
BÜYÜYEN EKONOMİDE EMEKÇİLER SÜREKLİ KAYBEDİYOR
Türkiye ekonomisi büyüyor ama emekçilerin büyüyen bu milli gelir pastasından aldıkları pay her ne hikmetse gittikçe azalıyor! İzleyen grafik bu olumsuz gelişmeyi bütün çıplaklığı ile ortaya koymaktatdır.
2019-2022 ilk çeyrekleri itibariyle sermaye (Net İşletme Artığı/Karma Gelir) ve emekçilerin (İşgücü Ödemeleri) milli gelirden aldığı paylara baktığımızda, 2020 ile emekçilerin payında çok önemli azalma varken, sermayenin payı gittikçe artmaktadır. Yani, belli bir azınlık gittikçe milli gelirden daha fazla pay alıyor. Buna karşılık toplumun büyük bir kesiminin aldığı pay azalıyor. Bunun doğal sonucu olarak iki kesimin aldıkları pay arasındaki makas gittikçe açılmaktadır. İktidarın sermaye yanlısı politikaları, pandemi ve iktisadi buhran ile birleşince her şeyin bedeli emekçilere ödetilmektedir.
ENFLASYON, GENİŞ HALK KESİMLERİNDEKİ YOKSULLAŞMANIN TUZU BİBERİ OLMAYA DEVAM EDİYOR
Enflasyon Mayıs 2022’de hiç kimseyi şaşırtmadı: Artmaya devam etti ve edecek gibi! İzleyen grafik üretici, tüketici ve halkın enflasyonundaki gelişmeleri göstermektedir.
Grafik, enflasyon gerçeklerini gözler önüne sermektedir: Üretici, tüketici, halkın enflasyonu; üretici ile tüketici enflasyonu arasındaki makas sürekli artmaktadır. Benzer biçimde, halkın enflasyonu ile tüketici enflasyonu farkı da açılmaktadır. Halkın enflasyonu ile ulaştırma harcamalarındaki %107,62’lik yıllık artışı göz önüne aldığımızda, hayat pahalılığının ve yoksulluğun boyutları konusunda önemli bilgiler elde etmiş oluruz. Artan hayat pahalılığı, düşen satın alma güçleri ve gittikçe bozulan gelir dağılımı; büyümesiyle herkesi kıskandıran Türkiye ekonomisinin, “nazar boncukları” gibi!.. Haftaya enflasyon, büyüme ilişkisi ile devam edeceğim.