'Yeni Türkiye'deki Hayaletler

Kasım ayından bu yana salgın önlemleri kapsamında kapalı olan sinemalar üzerindeki yasak 1 Temmuz itibarıyla son buldu. Geçen yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film başta olmak üzere beş ödül kazanmış ve sinemaların kapalı olduğu dönemde çevrim içi bir platformda izlenmeye açılmış olan Hayaletler de bu hafta sonu üç büyükşehirdeki toplam dört sinemada birer seans ile büyük beyaz perdelerde izleyici ile buluşuyor.

Senarist-yönetmen Azra Deniz Okyay’ın ilk uzun metraj çalışması olan Hayaletler (*); “Yeni Türkiye’nin”, İstanbul’un kenar semtlerinden birindeki görünümlerini şehirde elektriklerin kesildiği bir gün içinde biri erkek, üçü kadın dört karakterin kesişen öyküleri üzerinden yansıtan toplumsal-eleştirel bir film. Hatta bu karakterlerden erkek olanı, semtteki kentsel dönüşüm faaliyetlerindeki kilit isim olarak bu dönüşümü, ağzına sakız ettiği “işte Yeni Türkiye’yi böyle kuruyoruz” kalıp cümlesiyle çevresindekilere lanse ediyor yöredeki inşaatları göstererek.

Hayaletler’deki semti kuşatan yalnızca kentsel dönüşüm değil kuşkusuz. Gençlere, özellikle genç kadınlara rahat vermeyen, soluk aldırmayan polis destekli zorba muhafazakarlık da küçük semtten yansıyan büyük resmin baskın bir unsuru.

Hayaletler’in önemli bir artısı ise sınıfsal çelişkiyi beklenmedik bir noktadan usulca devreye sokması. Yukarıda andığım üç kadın karakterden biri, mahallenin çocuklarına gönüllü olarak kurs veren genç bir aktivist. Filmin finaline yakın perdeye gelen bir sahnede diğer iki kadın üç kuruş kazanmak için istemeye istemeye gece vakti sokaklarda “torbacılık” yapmak zorunda kaldıklarında queer bir eğlenceden çıkıp karşılarına çıkan müşterileri bu kadın oluyor ve alışverişin tamamlanmasının ardından dar gelirli iki kadın gece vakti sokaklarda yollarına devam ederken diğeri ise eğlencesine geri dönüyor...

Okyay’ın bu kesişen öyküleri zaman zaman, her bir seferinde farklı karakterlerin odakta olduğu geri dönüşlerle kısmen tekrarlayarak perdeye yansıtmayı tercih etmiş olması ise Hayaletler’in yalnızca anlatısının değil anlatımının da dikkate değer olmasını sağlamış. Kısacası Hayaletler pek çok açıdan yakın dönemin en kaydadeğer yerli filmlerinden biri ve pandemi koşullarında daha önce çevrim içi mecrada izleyiciye sunulmuş olmasına karşın koşullar elverdiğinde hemen sinema ortamında gösterimlere yönelinmiş olması da ayrıca takdiri hak ediyor.

 

(*) Hayaletler ekibiyle İleriTV’deki Ters Açı programımızda Tilbe Akan’la birlikte yaptığımız söyleşi için bkz: https://www.youtube.com/watch?v=8lYTwil3H3Q