Yemeğe meze olmak

AKP iktidarını anlatmaya gerek yok, bu portalı izleyen okurlara. AKP iktidarının gerici yüzünü, eğitimde dincileştirme adımlarını, Suriye’de ve Irak’ta on binlerce insanın ölümüne sebep olmuş dinci teröristlere desteğini, Alevilere dönük düşmanca yaklaşımını, okulları imam hatiplere dönüştürmesini vb. biliyorsunuz.

Listeyi uzatmamak elde mi?

Soma’da ve Ermenek’te yaşanan madenci katliamların bu harami saltanatında nasıl ortaya çıktığını da çok iyi biliyorsunuz.

Ayakkabı kutularında paraların nasıl saklandığını...

Gezi olayları diye bilenen Haziran Direnişi’nde yaşamını yitiren gençlerin ölümüne sebep olan polis saldırısının emrinin kimin tarafından verildiğini de...

Haksız, hukuksuz, adaletsiz bir biçimde insanların tutuklandığını...

“Başörtüsüz kadın perdesiz ev gibidir, ya kiralık ya satılıktır” sözlerinin hangi zihniyete ait olduğunu...

Sivas’ta 35 insanımız diri diri yakılmışken, olayın faillerine kimlerin avukatlık yaptığını da...

Roboski’de gençlerin nasıl öldürüldüğünü de, Reyhanlı’da patlayan bombanın neden patladığını da...

Türkan Saylan’ın niye hedef alındığını da...

1 Mayıs’ta gaza boğulan işçileri de...

Ananı da al git hakaretine uğrayan çiftçinin başına gelenleri de...

Kabataş yalanını da...

Biliyorsunuz!

Bilip te boyun eğmenin nasıl bir vicdan yükü olduğunu da!

Boyun eğmiyorsunuz, biliyoruz...

Bu harami düzeninin, bu gerici iktidarın, bu baskıcı yönetimin, hak, hukuk, adalet demeden ülkemizde saltanat süren bu rejimin pişirdiği yemeğe kaşık sallamak bizlere yakışmaz!

Alevi kurum temsilcilerinin, gizli saklı Ankara’da başbakan Davutoğlu ile yedikleri yemeğe katılmak, AKP rejiminin pişirdiği yemeğe kaşık sallamaktır!

Pişirilen yemek, masaya konulan tabak değildir. Pişirilen yemek, ülkemizin karanlık geleceğidir. Bu yemekte işbirlikçilik var, dincilik var, piyasa liberalizmi ve emek düşmanlığı var, Alevilerin asimilasyonu var, seçimlerde yeni bir numara var, AKP’ye payanda olmak var, ayakkabı kutularındaki paraların saklanması var, tırlarla Suriye’ye taşınan silahlar var.

İşte böylesi bir yemeğe oturmak, yemeğe meze olmaktır!

Denilecek ki, muhatap arayan hükümete muhatap olduğumuzu söylemiştik, bunun için çağırdılar bizi. Denilecek ki, biz Alevi yurttaşlarımızın taleplerini ifade ettik.

Diyeceğiz ki, seçimlerden hemen önce, Alevi taleplerin yaşama geçirileceğini ve hele hele bunun AKP tarafından uygulanacağını mı düşündünüz?

Söylenen sözlerin, yazılan kelimelerin, bağrılan taleplerin, yapılan mitinglerin hiç mi değeri yoktu?

Kimden, neden sakladınız o zaman? Halkın gözü önünde konuşmak zor muydu?

10 yıldır ülkemiz AKP tarafından pişirilen yemeğe mahkum bırakıldı. Bu yemeğin ne menem bir şey olduğunu biliyoruz. Ülkemize giydirilmek istenen elbisenin ölçüleri belli.

Bu ülke sığmaz, bu ülkenin insanları yemez!

Biz, 40 çeşit yemişin katıldığı aşureyi dağıtmaya ve yemeğe devam edeceğiz! Ülkemizin bütün emekçilerinin emeğinin katılarak pişirildiği aşure, yoksulların birbirine dağıttığı, dayanıştığı ve paylaştığı tek aştır. Bizim aşuremiz emekçilerinin evlerinde pişer!