Üretici ve tüketici güveni farklı telden çalıyor

Üretici-tüketici güveninde söz konusu olan uyumsuzluğun, ileriki dönemlerde oluşacak büyüme rakamlarına yansıyacağını bekliyoruz.

Türkiye ekonomisine olan güveni, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından hesaplanan 6 güven endeksi yardımıyla belirlemeye çalışıyoruz. Bu endekslerden beşini -tüketici, hizmet, perakende ticaret, inşaat sektörü ve ekonomik güven endeksleri- TÜİK; birini de (reel sektör güven endeksi) TCMB hesaplamaktadır. Endeksler 0 ile 200 arasında değer alır. Endeksler için eşik değer 100’dür. Endeksin 100’ün üzerinde değer alması ekonomiye olan güveni; 100’ün altında değer alması ise güvensizliği gösterir. Endekslerin hesaplanmasında kullanılan anketler, her ayın ilk iki haftasında yapılmakta; endeksler ise hesaplamaların ardından üçüncü hafta içinde kamuoyu ile paylaşılmaktadır.

Üretici ve tüketicilerin ekonomiye bakışları farklı:

Aslına bakarsanız ne TÜİK ne de TCMB tarafından üretici güven endeksi diye ayrı bir endeks hesaplanmamaktadır. Bu nedenle üretici güven endeksini; hizmet, perakende, inşaat sektörü ve reel sektör güven endekslerinin aritmetik ortalamasını alarak buluyoruz. İzleyen grafik, üretici ve tüketici güven endeksleri ile bu iki endeks arasındaki farkın Ocak 2011-Ekim 2022 arası dönemde gelişimini göstermektedir.

Üretici güveni, Ocak 2011 ile Temmuz 2018 arasında sürekli eşik değerin üzerinde yer almış, üreticiler bu dönemde Türkiye ekonomisinde işlerin iyi gittiğini düşünmüşlerdir. Buna rağmen, 2017’nin ilk sekiz ayı hariç, bu dönemde üretici iyimserliğinde sürekli azalma gözlenmiştir. Bu iyimserlik azalması yerini, Ağustos 2018’den başlayarak Eylül 2019’a kadar kötümserliğe bırakmıştır. Nihayet üretici güveni, Ekim 2019’dan başlamak üzere -pandeminin ve kapanmaların çok etkili olduğu 2020 Nisan-Haziran ile 2021 Nisan-Mayıs dönemleri hariç- hep iyimserlik göstermiştir. Buna karşılık inceleme döneminde tüketici güveni, hiçbir zaman iyimserlik sınırına geçememiştir. Hatta sürekli azalmış, Haziran 2022’de de en düşük düzeyini görmüştür. İşin ilginci, iki güven endeksi arasındaki fark, Şubat 2021’den başlayarak sürekli artmıştır. Haziran 2022’de ise 43 puan farka ulaşarak zirve yapmıştır. Son zamanlarda her iki güvende de (yavaş da olsa) bir artış gözlenmekte ve iki endeks arasındaki fark az da olsa kapanmaktadır. Özellikle tüketici güveni ile ilgili bildiğimiz tarihsel bir gerçeklik, hükümetlerin seçime giderken ücret ve maaşlara yaptığı zamlarla kesenin ağzını açmaları ve geçici de olsa tüketici güveninde artışların görülmesidir. Ama bu geçici artışlar bile tüketici güvenini iyimserlik sınırına geçirmeye yetmemektedir. Ekonominin son dönemlerdeki performansına baktığımızda; ileriki aylarda üretici güveninde biraz gerileme, tüketici güveninde ise biraz artma beklenebilir. Yani üretici ve tüketici güvenleri arasında var olan uyumsuzluk sürdürülebilir değildir. Ama Türkiye ekonomisi ile ilgili birçok göstergede benzer uyumsuzluklar olduğunu unutmayalım. Üretici-tüketici güveninde söz konusu olan uyumsuzluğun, ileriki dönemlerde oluşacak büyüme rakamlarına yansıyacağını bekliyoruz. Büyümeyi sürdürülebilir kılan ihracat ve yatırımlardaki tıkanmalar nedeniyle, büyümenin ana pınarı konumundaki tüketim harcamalarının öncü göstergesi olarak kabul edilen tüketici güveninin kötümser olması; iktidarın yıl sonu büyüme hedefini yakalayabilmesi için, “Şapkadan yeni tavşanları -siz yeni kredi musluklarını açma ve/veya bütçeden daha fazla harcama yapma olarak anlayın- çıkarması gerekecektir.” Yoksa “pabuç çok ama çok pahalı”!