Psikolojide "highly sensitive people" diye bir tabir var... Aşırı duyarlı, çok düşünüp duygusal yükleri yüklendikçe yüklenen, empati yorgunu insanlar için kullanılıyor. Hiç kimsenin derdine, kederine kayıtsız kalamamaları, dünyanın yükünü, ağrısını derinden hissetmeleri nedeniyle belki de bu dünya onlara göre değil. Hayata kolay uyum sağlayamaz bu modeller çünkü hep daha iyisini düşler ve gelecek nesillere daha iyi bir yer bırakmak isterler. Normal insanların aksine bu "enteresan tipler"* düzenli olarak depresyona yakalanabilir, ömür boyu anksiyete ile yaşayabilirler. "Hayli duyarlı kişiler", umursamaz veya pasif agresif gibi görünseler de her türden travma sonrasında şalterleri indirip dinlenmeye geçer ve öfke yerine farkındalık geliştirerek ilişkilere / insanlara verebilecekleri zarardan endişe ve utanç duyarlar.
Normallerin mutsuz / karamsar olarak nitelediği, orantısız acı çeken ve yaşamı genelde gri renkte gören bu enteresan tiplere Elaine N. Aron "Hayli Duyarlı Kişi - Hassas Ruhlar İçin Kılavuz" adlı kitabında şöyle seslenir: "Ne kadar içedönük olursanız olun siz sosyal bir varlıksınız; ihtiyaçlarınızdan ve diğerleriyle bağlantı kurma isteğinizden kaçamazsınız. Neyse ki bir kez dışarı çıktıktan ve birkaç kez aşık olduktan sonra kimsenin mükemmel olmadığını fark edeceksiniz. Denizde her zaman başka balıklar vardır. Aşık olmak ya da olmamak için dünyada daha az değil daha fazla yer almak gerekir."
Mutlu bir tesadüf sonucu insanın kapısını çalan aşk, tüm duyguları sararıp solduran gündelik hayat karşısında güçsüzdür. Yalnızlığa olanak tanımadığı, alışkanlıkların ortaklaşmasına, zamanla fedakarlığa yol açtığı için gelgitlidir. Schmid "Aşk Neden Zordur ve Yine de Nasıl Mümkün Olur?" adlı uzun denemesinde öncelikle insanın kendini bilmesi gerektiğini söyler. "Kendini seven başkalarını da sever. Kendinde bir iç zenginlik hisseden, bundan başkalarına da verebilir. Kendiyle ilişkisini iyi idare eden başkalarıyla ilişkisini de iyi götürür. Kendinden emin olan sürekli kendiyle ve niyetleriyle ilgili kaygılar taşımaz, başkalarına değer verebilir. Başkasına dikkatini verebilir, dikkat modern koşullarda verilebilecek en güzel hediyedir."
Elbette aşkın bedensel düzlemi de mühimdir, zira aşk duyguların dışında bedenlerin de karşılaşmasıdır. Hayli duyarlı insanlar kaygı bozukluklarına sahip oldukları için net olmayan durumlar karşısında afallarlar. Esasen insanın çok da karmaşık olmadığını, basit bir canlı olduğunu unuturlar. Bizimki gibi toplumlarda kadınlar - hele bir de "hayli duyarlı kişiler" ise - aşkı, cinselliği olması gerektiği gibi yaşamaya çok da cesaret edemez. Mini etek giyse suç olur, makyaj yapsa aranıyor, kahkaha atsa hafif, karşısındakine evet dese basit, hayır dese kibirli olur. Özgürlüğü ahlaksızlık, fikirlerini müdafaa etmesi ukalalık sayılır. Halbuki hayatta da, aşkta da, yatakta da sanat beceriye dayanır ve o beceri de kendiliğinden olmaz. Yani sevişmek güzeldir ama emek ister. Schmid, "Seks Olmayınca - Yeniden Başlama Sanatı Üzerine" adlı kitabında "erojen bölgelerle, cinsel uzuvlarla ve doğanın veya tanrının bunlarla bir şeyler yapmayı becersinler diye insanların tasarrufuna verdiği bütün o cezp etme olanaklarıyla oynanacak bir oyun" olarak nitelediği seksin ilişkileri sürdürmek için önemli olduğuna işaret ederken "İnsanları birbirine bağlayan ve onları kendi iradeleri hilafına da bir arada olmaya zorlayabilen eski normların çökmesinden sonra, iki kişinin birlikteliğinin biçimlerini tesis edebilmek için, birçok durumda gönüllü bağın tutkalı buymuş gibi görünüyor." der.
Ezcümle "hayli duyarlı kişiler" etraflarında yaşanan olumsuzluklara, acılara, çirkinliklere, fikirsizliklere hassasiyetle yaklaşmayı sürdürseler bile zamanla nasır tutan yanlarını deşip kanatmamayı öğrenirler. Seksin salt s.kmek, cinselliğini yaşayan kadının da yollu olduğunu düşünen bir toplumda "hayli duyarlı kişilerin" yara alması kaçınılmazdır fakat seks hayatın / aşkın olmazsa olmazı değilse de libidomuza karşı sorumluluğumuzdur. Sesli okuyun: "Aşk olmadan hayat... Seks olmadan hayat..." Fonetik açıdan bile sıkıntılı, öyle değil mi?
* "İnsanlar ikiye ayrılır: Normaller ve enteresan tipler." - Baran Doğan
Künye:
- Hayli Duyarlı Kişi - Hassas Ruhlar İçin Kılavuz, Elaine N. Aron, Çev: Özge Yılmaz, Epsilon Yayınevi, 2021.
- Aşk Neden Zordur ve Yine de Nasıl Mümkün Olur?, Wilhelm Schmid, Çev: Tanıl Bora, İletişim Yayınları, 2014.
- Seks Olmayınca - Yeniden Başlama Sanatı Üzerine, Wilhelm Schmid, Çev: Tanıl Bora, İletişim Yayınları, 2021.