Seçimler yaklaşınca işsizlik düşüşe geçti
El parasıyla, finans-kapitale “yarenlik etmekle”, inşaatla ne kalkınma olur ne de işsizlik sorunu çözülür. Olan sadece emekçilere ve sabit geliri ile ay sonunu nasıl getireceğini kara kara düşünen geniş halk yığınlarına olmaktadır.
10 Ekim 2022’de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçlarına göre; mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı, Ağustos 2022’de bir önceki aya oranla 0,4 puanlık düşüşle yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşti ve işsiz sayısı da bir önceki aya göre 100 bin kişi azalarak 3 milyon 312 bin kişi oldu. Erkeklerde yüzde 8,2 olan işsizlik oranı, kadınlarda yüzde 12,5 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 18,0 iken; bu oran genç erkeklerde yüzde 15,2; genç kadınlarda yüzde 23,3 olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı Ağustos 2022’de bir önceki aya göre 366 bin kişi artarak 31 milyon 14 bin kişi, istihdam oranı ise 0,5 puanlık artış ile yüzde 47,9 oldu. Erkeklerde yüzde 65,3 olan istihdam oranı, kadınlarda yüzde 30,8 olarak gerçekleşti. Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı, 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde, yüzde 53,0 olarak gerçekleşti. İşgücü Ağustos 2022’de bir önceki aya göre 266 bin kişi artarak 34 milyon 326 bin kişi oldu. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,2; kadınlarda ise yüzde 35,1 olarak tahmin edildi. Her ne kadar işgücü piyasası için olumlu gelimeler olsa da, durum gençler ve özellikle de genç kadınlar için hiç de iç açıcı değil. Üstelik 31 milyon istihdam edilene karşın, işgücüne katılmayanlar ile işsizlerin[1] toplamı 33,8 milyon oldu. İzleyen grafik işgücü piyasasının temel göstergeleri olan mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı[2], istihdam oranı ve işgücüne katılma oranının Ocak 2005 ile Ağustos 2022 arasındaki gelişimini göstermektedir.
Pandemi nedeniyle 2020’nin başından itibaren düşen istihdam ve işgücüne katılma oranları, Nisan 2020 ile birlikte artmaya başlamıştır. Buna karşılık, Temmuz 2020’de yüzde 14,10 ile en yüksek değerine ulaşan işsizlik oranı, Nisan 2021’den Haziran 2021’e kadar keskin bir düşüş yaşamış; daha sonra iki aylık bir artışın ardından tekrar düşmeye başlamıştır.
İşsizlik oranında düşüşü iyi okumak gerek:
İşsizlik oranında son aylarda gözlenen düşüşleri iyi okuyup iyi değerlendirmek gerekir. Her şeyden önce, gene bir seçim dönemindeyiz ve daha önceki seçimlerde olduğu gibi seçim yaklaştıkça TÜİK’in işsizlik oranları da düşmeye başladı: Öyle ki bundan önce tek haneli işsizlik rakamını, Ocak 2018’de açıklanan yüzde 9,8’lik oranla görmüşüz. Yani aradan tam 4 yıl 7 ay geçmiş. Tabii ki işsizlik oranları düşecektir: Her seçim öncesinde olduğu gibi bu seçimi de kazanabilmek için hükümet; işleri biraz da olsa düzeltmeye, 2022’nin ilk iki çeyreğinde gördüğümüz ortalama yüzde 7,6’lık büyümede olduğu gibi gaza basmaya, kamu harcamalarını artırmaya, kadroları açmaya ve “herkesi memnun etmeye” çalışmakta ve bütün bunların sonucunda istihdamda da (az da olsa) artış olmaktadır. Çünkü ülkeyi yönetenler bir şeyi çok iyi bilmektedir: Seçmen, kararını son bir yıla yoğunlaşarak vermektedir. Oysa seçmenin bilmediği ve gözden kaçırdığı önemli bir gerçeklik var: Her seçim sonrası işler normale döndüğünde işsizlik gene artmaya başlamakta ve düşüşe geçmek için bir sonraki seçimi beklemektedir. İzleyen 4 grafik bu durumu bütün gerçekliği ile gözler önüne sermektedir. Grafikler 2007’den başlamak üzere 2011, 2015 ve 2018 genel seçimlerinin bir yıl öncesi ve sonrasında işsizlik oranlarının gelişimini göstermektedir.
Yukarıdaki grafikler her ne kadar seçim döneminde işsizlik oranının düştüğünü gösterse de aynı zamanda seçim sonrasında da işsizliğin artmaya başladığını ve bir sonraki seçim öncesine kadar bu artışın devam ettiğini de göstermektedir.
Hiç merak etmeyin, seçim sonrası işsizlik gene yükselmeye devam edecek:
İzleyen grafik ise 24 Haziran 2018 seçimlerinden Ağustos 2022’ye kadar işsizlik oranlarının gelişimini göstermektedir.
Grafikten de görüldüğü gibi Haziran 2018 seçimlerinde yüzde 10,70 olan işsizlik oranı seçim sonrası artmaya başlamış ve Eylül 2019’da yüzde 14,10 ile ilk zirvesini; Temmuz 2020’de ise ikinci zirvesini yapmış ve Ağustos 2022’de de yüzde 9,60’a düşmüştür. Belli ki seçime kadar, ekonomide beklenmedik gelişmeler olmadığı sürece bu düşüş büyük olasılıkla devam edecektir. Kredi genişlemesi, asgari ücret ve memur zamları, EYT düzenlemesi ve başka bütçe destekleri ile şişirilen tüketim harcamalarının desteklediği iç talebe dayalı, belli bir düzeyde tutulacak büyüme ile seçime gidilecektir. Amaç, sadece seçim kazanmak, işsizliğe köklü bir çözüm bulmak değildir. Zaten yeni kapasite artışı yaratacak üretken yatırımlar olmadan, dahası kamunun öncülüğünde yeni bir sanayileşme hamlesi başlatmadan işsizliğe köklü bir çözüm yaratmak mümkün değildir. Sürdürülebilir ve kapsayıcı, istihdam dostu kalıcı bir büyüme yaratmadan Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarını çözmek pek olası değildir. Gerisi sadece seçimi kazanmaya dönük popülist eylemlerdir. Artık halkımızın, “Bugün işsizliği düşürüyoruz, düşüreceğiz!” diye yapılanların ileride onlara daha fazla işsizlik olarak döneceğini bilmeleri gerekir. El parasıyla, finans-kapitale “yarenlik etmekle”, inşaatla ne kalkınma olur ne de işsizlik sorunu çözülür. Olan sadece emekçilere ve sabit geliri ile ay sonunu nasıl getireceğini kara kara düşünen geniş halk yığınlarına olmaktadır. İşsizlik azalıyor, ülke büyüyor diye yapacağınız siyasi tercihlerin bedelini, yine sizin ödeyeceğinizi bilmeniz gerekir: Benden söylemesi!..
[1] TÜİK’e göre bir kişinin işsiz sayılması için: Referans dönemi içinde iş aramak için son dört hafta içinde aktif iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olması gerekir. Yöntem gereği, iş bulma ümidini kaybedip de iş aramayı bırakanlar bu gruba dahil edilmemektedir.
[2] TÜİK; işsizlik oranını hesaplarken işsiz sayısını işgücüne oranlamaktadır. TÜİK, “Tamamlayıcı İşgücü Göstergeleri” adı altında başka işsizlik oranları da hesaplamaktadır. Bunlar, zamana bağlı eksik istihdam ile işsizliğin bütünleşik oranı (Zamana bağlı eksik istihdam ile işsizliğin bütünleşik oranı=[(Zamana bağlı eksik istihdamdaki kişiler + İşsizler)/İşgücü]*100); işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı (İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı=[(İşsiz + Potansiyel İşgücü)/(İşgücü + Potansiyel İşgücü)]*100) ve atıl İşgücü Oranı (Atıl İşgücü Oranı = [(Zamana Bağlı Eksik İstihdam + İşsiz + Potansiyel İşgücü)/(İşgücü + Potansiyel İşgücü)]*100. Bu tanımda yer alan, zamana bağlı eksik istihdam, “Referans haftasında istihdamda olan, esas işinde ve diğer işinde/işlerinde toplam 40 saatten daha az süre çalışmış olup, daha fazla süre çalışmak istediğini belirten ve mümkün olduğu durumda daha fazla çalışmaya başlayabilecek olan kişilerdir.” TÜİK’in kullandığı işsizlik oranı en dar tanımlı işsizlik oranı iken, atıl işgücü oranı en geniş tanımlı işsizlik oranıdır.