Gamze Yücesan-Özdemir'in kitabı var elimde: İnatçı Köstebek.
Özdemir ve arkadaşları, çağrı merkezleri üzerine bir alan araştırması yapmışlar. İstanbul, Ankara, Uşak, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Samsun ve Malatya'da bulunan çağrı merkezlerinde çalışanlarla görüşmeler yapmışlar.
Çağrı merkezi çalışanları kimler mi?
Hayatlarının en başından itibaren işsizlik tehdidine maruz kalan gençler. Üniversiteyi bitirse de, üzerine sertifakalar ve diplomalar alsa da işsizliğin yakasını bırakmadığı gençler. İş bulduğunda ise ancak güvencesiz ve sigortasız iş bulan gençler. Sendikasız ve örgütsüz gençler. Sesleri ve sözleri ellerinden alınmış gençler. Dolayısıyla işsizlik ve istihdam ile güvencesizlik ile geleceksizlik arasında salınan gençler.*
Özdemir'in kitabında yeni işçi sınıfı dinamiğinin izlerini bulmak mümkün...
Kitapta, "yüksek akademi" eleştirisiyle birlikte ve sayesinde akademi alanının sınıfın devrimci mücadelesine nasıl bir katkı yapabileceğini görmek mümkün
Kitap, mekanların ve kentlerin sınıf mücadelesindeki yerini bir kez daha düşünmeye zorluyor.
Sınıfın örgütlenmesinde bugüne kadar geliştirilmiş modellerin şimdi neyi karşılayamadığı, üretim ilişkilerindeki değişimin ne tür örgütlenme ihtiyaçlarını beraberinde getirdiği üzerine düşünmeye teşvik ediyor Özdemir.
2012 yılında 20-24 yaş aralığındaki işsizlerin yaklaşık yüzde 40'ının üniversite mezunu olduğunu, istihdam içinde kayıtdışılık oranının yüzde 38'ler civarında olduğunu dikkate aldığımızda, güvencesiz ve geleceksiz genç emekçilerin nasıl bir dinamik anlamına geldiğini...
Dünya genelinde toplumsal hareketlerdeki canlanmayla bu sınıf ve üretim faktörünün bir ilişkisi olup olmadığını...
Sermaye sınıfının, yine dünya genelinde güvencesiz ve esnek çalışmaya, taşeronluğa dayalı emek rejimi için bir alternatifi olup olmadığını, buradaki tepkiyi nasıl manipüle etmeye çalıştığını...
Özgürlük, laiklik ve adalet arayışının, emekçilerin gelecek korkusuyla birleştiğinde nasıl bir yıkıcılığa sahip olduğunu ya da olacağını...
Bir kez daha düşüneceğiz.
Evet, "Bu kez şansımızı yoksullarla deneyeceğiz".
Gelecek ve güven yoksunlarıyla...
Gece gündüz çalışıp, pek az kazananlarla...
Kentlerin yeni yoksullarıyla...
Metin Özuğurlu'nun sözleriyle, "yaşamları parçalanırken, yazgıları birleşenler"le....
Gamze Yücesan-Özdemir, Marx'ın devrimci anı tarif ederken belirttiği "İyi kazmışsın, ihtiyar köstebek!" sözündeki göndermeyi kitabının başlığına taşımış. Sınıfın farklı katmanlarının sessiz ve derinden kazdığı tünellerin devrim için önemini vurguluyor.
Öyleyse, köstebekler kazdıkça yolumuz aydınlanıyor.
* İnatçı Köstebek - Çağrı Merkezlerinde Gençlik, Sınıf ve Direniş, Gamze Yücesan-Özdemir, Yordam Kitap, 2014, S. 60