Mayıs’ın 1’i

Bir seçim arifesindeyiz. Meydanlar dolacak, gazeteler parti propagandalarından geçilmeyecek, televizyonlarda reklamlar peşi sıra sıralanacak, sokaklarda ses araçları avazı çıkana kadar liderlere yazılmış marşları çalacak...
 
Sözler verilecek, hayata geçip geçmediği nasıl olsa unutulacak. 

Bir seçim arifesindeyiz. Meydanlarda hırsızlar, katiller, yağmacılar, rantçılar, sömürücüler boy gösterecek.
 
Sözler söylenecek, işçim, köylüm, esnafım, memurum tekerlemeleri sonrası hepsi unutulup gidecek.
 
Bir seçim arifesinde sermaye düzeni yeni bir onay almak için halka gidecek. Bunun için elinden ne gelirse yapmaya çalışacak.
 
Seçimler önemlidir. Seçimler, halkın siyasallaştığı ve memleket sorunlarına ilgisini arttığı dönemler olarak önemsiz sayılamaz.
 
Emekçilerin başını kaldırıp baktığı ve memleketin geleceğine dönük beklenti ve kaygıların gündeme geldiği politik ortamlardır seçimler...
 
Seçimlere işçiler, emekçiler damgasını vurmalı elbette... Bir sınıf olarak işçiler tavırlarını ortaya koysalar, sermaye düzeninin onay mekanizması büyük bir reddiyeye de dönüşebilir.
 
Bunun için mücadele yürütülmelidir. Ancak işçi sınıfının “tavrı” bir sınıf olarak gündeme gelmediğinde, toplumu atomize etmiş bir sermaye düzeninde bireylerin tercihinden bir bileşke çıkmaz.
 
Sermaye düzeni, tam da buna güveniyor. İşçi sınıfının bu kuşatma altında kendi sınıf çıkarlarını ve bununla doğrudan bağlantılı olan memleketin kurtuluşunu göremeyeceğini biliyor.
 
O yüzden kuşatır, hakimiyet kurar, göz boyar, yani kısacası sermaye düzeni, kurulu düzenini devam ettirmek için büyük bir mücadele verir. Militanca bir mücadeledir sermaye sınıfının verdiği mücadele... Her yolu dener ve mübahtır kendisi açısından...
 
Sesi çok çıkar sermaye partilerinin, işçilerin ve emekçilerin sesini bastırmak için.
 
Sözü çoktur sermaye partilerinin, işçilerin ve emekçilerin haklı ve meşru taleplerini görünmez kılmak için.
 
Yalanı boldur sermaye partilerinin, işçilerin ve emekçilerin gerçekleri görmesini engellemek için.
 
Yüzü kızarmaz sermaye partilerinin, işçilerin ve emekçilerin acılarını, sömürülmesini, yoksulluğunu ve ölümünü normal saymak için.
 
İşçiler ve emekçiler, bu sesi kısmalı!
 
İşçiler ve emekçiler, bu sözü kesmeli!
 
İşçiler ve emekçiler, bu yalanı yedirmeli!
 
İşçiler ve emekçiler, bu yüzsüzlüğü yüzlerine vurmalı!
 
Yüzleri kızarmayanların yüzlerini kızartmak, işçi sınıfının tokadıyla olacak. Yüzleri kızarmayanların suratlarında patlayan nasırlı işçi ellerinin iziyle!
 
Onların yüzü ancak böyle kızarır!
 
Bunun için önce meydanlar kızarmalı! İşçi sınıfının eşitlik ve özgürlük talebinin yazıldığı ve işçilerin kanlarıyla renk verdikleri o kızıl bayraklarla donatılmalı meydanlar...
 
Meydanlar, sermaye partilerine bırakılmasın! İşçiler ve emekçiler meydanları doldurmalı, sözlerini söylemeli, taleplerini haykırmaları, gerçekleri dile getirmelidir!
 
Tokadı göstermelidir!
 
Seçimlerden önce, Mayıs’ın 1’inde!
 
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta alanlarda buluşalım!