Kitap Yazıları Konusu

   

İnsan sadece kendisi için yazar. En azından kitap yazıları için bu yargımın doğruluğunda ısrarcıyım zaten böyle düşündüğüm için de, en sevmediğim işlerden bir tanesi kitap tanıtımlarını, kitap değerlendirmelerini okumaktır. Neden mi? Eğer okumadığım bir kitapsa, genellikle değerlendirme yazılarından hiç bir şey anlamam, yazıdaki ayrıntılar benim için bir şey ifade etmez; çünkü değerlendirmeyi yapan kişinin ilgisini çeken nokta, benim için önemli olmayabilir. Yazar benim için yazmamıştır. 

Eğer yazı okuduğum bir kitap hakkında ise o zaman ilgimi çeker ama bu durumla çok sık karşılaşılmaz çünkü yazıların neredeyse tümü çok yeni kitaplarla ilgilidir. Eğer çıktığı ay içerisinde okumuşsanız tamam, yoksa geçmiş olsun.

Elbette tek sorun bu değil; kolaycılık ve samimiyet sorunu da var. Dikkat edin, kitap tanıtım yazılarının çoğu kitabın arka kapağında yazılanların ya doğrudan aktarımı ama genellikle arka kapak bilgisinin geliştirilmiş halidir. Kolaycılıktan kastettiğim bu.

Kitap yazılarında yine genellikle iyi şeyler yazılır.  Samimiyet sorunu da burada başlar. Bunu “emeğe saygı” veya “kibarlık” olarak da değerlendirmek de olası ama polemiğe girmeme kaygısı daha ağır basıyor gibi geliyor bana (Tabii Orhan Pamuk kitapları değerlendirmeleri bunların dışında; ona da saldırmadan olmuyor). Belki de şifreleri okumak gerekecektir: ““Bir solukta okumuştur”, zira durup düşünecek bir şey bulamamıştır kitapta. “Gayet akıcı”dır, zira sayfaları atlaya atlaya okumuştur. “Edebiyatta yeni arayışlara yelken açmaktadır”, zira yazar aradığını edebiyatta bulamamıştır. “Sürprizlere açık”tır, zira kitap sürprizler vadedip bunları ortaya koymayı beceremeyerek bir sürpriz yapmıştır. “Yazar gelecek vadetmektedir”, zira bu kadar kötüsünü yazarın kendisi bile bir daha yazamayacaktı r. 1

Ancak unutmamak gerekir ki, kitap basımı ve dağıtımı artık endüstrileşmekte ve klasik pazar kaygısı bu alana da girmekte ve belirli bir oranda yukarıda yazdıklarımın temelinde bu olgu yatmaktadır.

Bu kadar sözden sonra peki ben ne yazacağım bu sütunlarda? Önce ne yapmayacağımı söyleyeyim: kitap tanıtımı ya da değerlendirmesi yapmayacağım! Yapacağım şey, o dönem içerisinde okuduğum kitapları temel alarak bir tür “deneme” yazmak olacak. Aziz Nesin’in Okuduğum Kitaplar’da yaptığına benzer biçimde denilebilir.

Doğaldır ki bazı katı kurallarım da olacak2. Kuralcılık akademik/bilimsel yaşamın bendeki etkisi olsa gerek.

* Öncelikle iki yazı arasında bitirdiğim kitapları yazacağım. Daha önce okuduğum bir kitaptan asla söz etmeyeceğim. Eğer etmem gerekirse açıp yeniden okuyacağım. Yani değerlendirmelerim “taze” olacak. 

* Bu süre içerisinde bir kitap bitiremezsem ne olacak? Doğrusunu söylemek gerekirse okumayı öğrendiğimden beri böyle bir şey olmadı ama eğer olursa, bu da bu sütunun sonu olacak. Ancak zorunlu emekliliğimden sonra gerek nicel, gerekse nitel açıdan en verimli okuma dönemini yaşadığımı söylemeliyim.

*Kendi mesleğimle (tıp) ilgili profesyonel kitaplardan bahsetmeyeceğim. Bu kitapların popüler bir yönü varsa yazacağım.

*Eğer başka bilim alanlarından profesyonel bir kitap okuyabildiysem, bu herkes okuyabilir anlamına gelir ki, o zaman elbette bu kitaptan bahsedeceğim.

*Türkçe dışı okuduklarımı, eğer çok önemli değilse ele almayacağım.

* Yazıda adı geçen kitapların künyeleri ve kapak fotoğrafları yazının sonunda yer alacak. Piyasada bulunabilen kitapların etiket fiyatlarını yazacağım. Ancak bunları daha ucuza bulmak olası. Etiket fiyatları büyük kentlerin kısa caddelerindeki veya AVM’lerdeki kitapçılar için geçerli sadece; özellikle internet üzerinden alışverişlerde ortalama yüzde kırk indirimli alınabilirler.  Eğer piyasada yok ama sahaflarda bulunuyorsa fiyat aralığını da yazacağım. Sahaf fiyatlarında ise uçurum denilebilecek ölçüde büyük farklılıklar olduğunu göreceksiniz. Sahaf kitabı bilen, tanıyan kişi demektir, buna kitabın değeri de dâhildir ama ne yazık ki satıcıların çoğu gerçek anlamıyla sahaf değil, eski kitap satıcısı olduğu için fiyatı da belirleyemiyorlar ve kitaplar arasında 20 kat kadar fiyat farkı olabiliyor. Eğer kitabı sahaflarda bile bulmak olanaksız veya çok zor ise fotoğrafın altında “bulması güç, bendekini paylaşabilirim” ibaresi yer alacak.

*İleri Kitap’taki yazılarıma, yazım hazırken, tümüyle bana bağlı nedenlerle ara vermiştim. İlk yazım o olacak; sanki hiç ara vermemişim gibi olsun diye.

***

Kitap yazısı yazmam en çok bana yarıyor, en azından okumama bir düzen geliyor, yazı için birbiriyle ilintili kitaplar seçiyorum, düzenli notlar alıyorum, düşüncelerimi toparlıyorum; kısacası daha kaliteli okuyorum.

Dedim ya, herkes kendisi için yazar.

1 https://www.evrensel.net/haber/346198/kitap-tanitim-yazilari-ne-der-aslinda-ne-demek-ister

2 https://ilerihaber.org/icerik/izge-gunal-yazdi-ne-yapmaya-calisiyorum-62919.html