Ödemeler dengesi ve ilgili istatistikler ülkemizde her zaman çok yakından izlenen istatistikler olmuştur. Bu istatistiklerde[i] esasen bir ülkenin yurt dışı yerleşikleri ile olan tüm iktisadi işlemleri akım[ii] olarak derlenir. Stok olarak derlenen uluslararası yatırım pozisyonu, özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu, kısa vadeli dış borç gibi istatistikleri de bu kapsamda değerlendirmek gerekir.
Ödemeler dengesi ya da bilançosu bir ülkede yerleşiklerin (Genel Hükümet, Merkez Bankası, bankalar, diğer sektörler) yabancı ülkelerde yerleşiklerle aylık, üç aylık, yıllık olarak yapmış oldukları iktisadi işlemlerin sistematik kayıtlarını gösterir. Burada sözü edilen iktisadi işlemler, “mal, hizmet ve gelirle ilgili işlemleri, finansal varlık ve yükümlülüklerle ilgili işlemleri ve bir ekonomide yerleşik kişilerden diğer bir ekonomide yerleşik kişilere karşılıksız olarak reel ya da finansal kaynakların sağlandığı transferleri kapsamaktadır.”[iii] Ödemeler dengesi aslında bir ülkenin genel döviz gelir gider hesabını gösteren bir rapordur ve “Cari İşlemler Hesabı”, “Sermaye Hesabı” ve “Finans Hesabı” olmak üzere üç ana başlık altında sınıflandırılır. Cari İşlemler Hesabı altında, “Dış Ticaret Dengesi ve Hizmetler, Birincil Gelir ve İkincil Gelir (Karşılıksız Transferler)” kalemleri yer alır. Sermaye Hesabı, “Üretilmeyen ve finansal olmayan varlıkların edinimi ve elden çıkarılması (kara parçası gibi maddi olmayan varlıklar ile bayilikler, ticari marka ve kira ile lisans gibi transfer edilebilir sözleşmeler gibi maddi olmayan varlıklar) ve sermaye transferleri (borç affı ve diğer sermaye transferleri gibi)” iki ana kaleme ayrılmaktadır. Dış finansal varlık ve yükümlülük hareketlerini gösteren Finans Hesabı ise “Doğrudan Yatırımlar, Portföy Yatırımları, Finansal Türevler, Diğer Yatırımlar ve Rezerv Varlıklar” dan oluşur.
Ödemeler dengesinde her işlem iki ayrı kaleme, iki ayrı işaretle -artı ve eksi olarak- kaydedilir. Her işlem eşit değerde alacak ve borç kayıtlarıyla kaydedildiği için, “Cari İşlemler Hesabı’’ ve “Sermaye Hesabı”nın toplamının her zaman “Finans Hesabı” kalemine eşit olması gerekir. Bununla birlikte, veri kaynaklarının farklı olmasından ötürü, “değerleme, ölçme ve kayıt zamanı farklılıkları” yaratmakta; ortaya çıkan farklar da Net Hata ve Noksan (NHN) kalemine “kalıntı” olarak kaydedilmektedir. Bu kalem, finans hesabından, cari işlemler hesabı ve sermaye hesabının çıkarılmasıyla elde edilmektedir. Ödemeler bilançosu sürekli dengede kalır. Dengeyi sağlamak için ülkenin uluslararası rezerv varlıkları[iv] kullanılır. Rezerv varlıklarda değişimle denge sağlanamıyorsa devreye net hata ve noksan kalemi girer. Net hata ve noksan kalemi, kaynağı belli olmayan döviz giriş ve çıkışlarını gösterir.
Cari denge Eylül ayında fazla verdi:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) enflasyonu düşürmek için “dahiyane bir kararla” cari açığın düşürülmesi ve kontrol edilmesini işaret edince ödemeler bilançosunda cari denge gelişmeleri daha fazla dikkat çekmeye başladı. Cari denge açık veriyorsa, ülkede döviz açığı var demektir. Yani, ülkenin olağan döviz giderleri (ithalat), olağan döviz gelirleri olan ihracat ve turizm gelirlerinden fazla demektir. Cari denge fazlası ise ülkenin olağan döviz gelirleri olan ihracat ve turizm gelirlerinin, olağan döviz giderlerinden (ithalat) fazla olduğunu gösterir. İzleyen tabloda[v] TCMB verilerinden derlediğimiz 2021 yılı Ocak-Eylül dönemine ait ödemeler bilançosu özet bilgileri yer almaktadır.
Kaynak: TCMB
Tablodan da görüldüğü gibi cari denge, eylül ayında 1 milyar 652 milyon dolar fazla verdi. TCMB web sitesinden konu ile ilgili yapılan açıklamaya göre yıllık cari açık 18 milyar 444 milyon dolar oldu. Geçen yılın ocak-eylül döneminde -28 milyar 313 milyon dolar olan cari açık, bu yılın aynı döneminde -11 milyar 738 milyon dolara geriledi. Cari açıktaki azalmada dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre 2 milyar 730 milyon dolar azalarak 1 milyar 23 milyon dolara düşmesi ve hizmetler dengesi kalemi kaynaklı net girişlerin 1,925 milyon dolar artarak 3 milyar 674 milyon dolara yükselmesi etkili olmuştur. Hizmetler dengesindeki bu artışta, seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirlerin bir önceki yılın aynı ayına göre 1 milyar 428 milyon dolar artarak 2 milyar 983 milyon dolar olması önemli etken olmuştur. Birincil gelir dengesinden net çıkışlar söz konusudur. Net çıkış miktarı 1 milyar 37 milyon dolardır. İkincil gelir dengesi kaleminden kaynaklanan net giriş miktarı ise 38 milyon dolardır. Özetle, eylül ayında 1 milyar 652 milyon dolarlık cari denge fazlasında dış ticaret açığındaki azalma ile turizm gelirlerinde artış etkili olmuştur.
Rezerv varlıklarda artış devam ediyor:
Bilançonun finans hesabı kısmına baktığımızda ise şu gelişmelerden söz edebiliriz: Her şeyden önce rezerv varlıklarda net artış, bu ay da devam etti ve artış miktarı 5 milyar 589 milyon dolar oldu. Rezervlerde geçen yılın ilk dokuz ayında 42 milyar 634 milyon dolarlık azalmaya karşılık, ilk dokuz ayda 32 milyar 800 milyon dolarlık artış oldu. Finans hesabında eylül ayında 3 milyar 406 milyon dolarlık giriş oldu. 2020 yılının Ocak-Eylül döneminde 36 milyar 164 milyon dolarlık net çıkışın olduğu finans hesabında, bu yılın aynı döneminde 1 milyar 716 milyon dolarlık net giriş oldu. Eylül ayında 1 milyar 86 milyon dolarlık net doğrudan yatırım ve 1 milyar 219 milyon dolarlık portföy yatırım girişi oldu. Diğer yatırımlar altında, yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 760 milyon dolar net azalış kaydetti. Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 392 milyon dolar artış gösterirken Türk Lirası cinsinden 765 milyon dolar net azalış oldu. Bunun sonucunda toplamda 373 milyon dolar net azalış kaydetti.
Kaynağı belirsiz para girişi devam ediyor:
1 milyar 756 milyon doları eylül ayına ait olmak üzere, 2021 Ocak-Eylül döneminde 13 milyar 516 milyon dolarlık kaynağı belirsiz para girişi oldu. 2020 yılının aynı döneminde 7 milyar 826 milyon dolarlık bir çıkış olmuştu. Kaynağı belirsiz net döviz girişi özellikle 2002 sonrası dönemin belirgin bir özelliği gibi durmakta. İzleyen grafik 1984-2021 yıllarının ilk dokuz ayı için ödemeler dengesinin NHN kalemindeki gelişmeleri göstermektedir.
Kaynak: TCMB
Grafik, kaynağı belirsiz döviz giriş ve çıkışlarının 2002 sonrası dönemde ne kadar hızlı arttığını göstermektedir. Kriz yılı olan 2009 yılından başlayarak, 2010 (5 milyar 521 milyon dolarlık çıkış) ve 2013 (260 milyon dolarlık çıkış) yıllarındaki çıkışlar hariç, 2016 yılına kadar sürekli nereden geldiği belli olmayan döviz girişleri olmuştur. Hatta 2016 yılından itibaren bir yıl ciddi miktarda kaynağı belirsiz döviz çıkışı (nereye gittiği belli olmayan); izleyen yılda ise kaynağı belirsiz döviz girişleri (nereden geldiği belli olmayan) gerçekleşmiştir. 2018 yılında nereden geldiği belli olmayan döviz girişi rekor miktarla 22 milyar 872 milyon doları bulmuştur. Bu rekor miktarı 13 milyar 516 milyarlık nereden geldiği belli olmayan döviz girişi ile bu yılın ilk dokuz ayı izlemektedir. Ama işin en ilginç yanı, 2002 yılı ile 2021 yılının ilk dokuz ayı arasında bu nereden geldiği belli olmayan döviz girişinin 58 milyar 173 milyon dolar gibi çok ciddi bir rakama ulaşmasıdır. Bu miktar, 2021 yılının II. çeyreğinde 446 milyar 439 milyon dolar ile Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSYİH) %58,3’üne ulaşan toplam dış borç stokunun yaklaşık %13’ü kadardır. İzleyen grafik ise 2002-2021 yılları arasında ilk dokuz ayda (ocak-eylül) kaynağı belirsiz döviz giriş ve çıkışlarının gelişimini göstermektedir.
Kaynak: TCMB
Grafikten de görüldüğü gibi ilk dokuz ayda nereden geldiği ve nereye gittiği belli olmayan döviz giriş ve çıkışları 2018 yılında rekor değere ulaşırken bunu bu yılın ilk dokuz ayı izlemektedir. Bu miktarlara ulaşan nereden geldiği belli olmayan döviz girişlerinin kaynağının TCMB tarafından mutlaka açıklanması gerekir. Sadece varlık barışları ile bu miktarlara ulaşan kaynağı belirsiz para girişlerini açıklamak pek olası değildir. Bu da yetmez, bu paraların yurt içinde nasıl ve nerelerde kullanıldığının takip edilmesi ve kamuoyu ile paylaşılması gerekir. Hele Türkiye’nin, OECD bünyesinde kurulan Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından, “kara para aklama” ve “terörün finansmanı ile mücadele” konusunda başarısız olduğu gerekçesiyle gri listeye alındığı bir dönemde bu açıklama son derece önem taşımaktadır.
Sonuç olarak bu konu, yetkili kurumlar tarafından açıklığa kavuşturulmadıkça, akıllara kuşku doğuran çeşitli soruları getirebilmektedir. Örneğin bir tanesi; nereden geldiği belli olmayan döviz girişinin rekor düzeye ulaştığı 2018 yılının bir genel seçim yılı olmasından hareketle, bu yılın ilk dokuz ayında ciddi miktarlara ulaşan kaynağı belirsiz döviz girişlerinin, yeni bir seçimin habercisi olup olmayacağı sorusudur. Ayrıca bir başka soru, bu girişlerin kurdaki ani sıçramalar ile ilgisinin olup olmadığı sorusudur...
[i] Ödemeler Dengesi istatistikleri toplanırken, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) üye ülkelerine yol gösterici olarak hazırladığı Ödemeler Dengesi ve Uluslararası Yatırım Pozisyonu El Kitabı temel alınmaktadır. TCMB Ödemeler Dengesi istatistiklerini IMF'nin 2009 yılında yayımladığı el kitabında yer alan ilkelere ve kurallara göre derlemektedir.
[ii] İktisatta stok ve akım değişkenler arasında ayrıma gidilir. Stok değişken değeri zamanın belli bir anında ölçülebilen değişkendir. Stok değişkenlere örnek olarak para stoku, servet, sermaye, dış borç stoku değişkenleri gösterilebilir. Buna karşılık akım değişken değeri belirli bir zaman aralığında ölçülebilen değişkendir. Milli gelir, cari açık, yatırım ve kamu gelirleri gibi değişkenler akım değişkenlerdir.
[iii] Daha fazla bilgiye https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/0ab87526-c290-4bdd-94d4-b8e99e70eba9/BOPMetaveri.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-0ab87526-c290-4bdd-94d4-b8e99e70eba9-nLtZad3 adresinden ulaşabilirsiniz.
[iv] (-) işareti rezerv varlıkların kullanımını, (+) işareti ise rezerv varlık artışını gösterir.
[v] Tabloda yer alan rakamlar milyon ABD Doları cinsindendir.