İşteş fiilleri seviniz...

Pandemi, hayat, deprem derken bu kez okuduğum kitaplar üzerine yazmak beni çok hırpaladı. Üstelik konu zaten meşakkatiyle beni benden almıştı. Evet, küfürden bahsedeceğiz bu hafta. Nedir küfür? Bir tür rahatlama aracı mıdır? Bazen ihtiyaç mıdır? "Politically correct" olduğu sürece - yani kimsenin anasını, bacısını, cinsel eğilimini, vb. konu edinmediği ve gerçekten küfür edilen kişiye yönelik olduğu sürece tahammül edilebilecek söz öbekleri midir? Mesela "Senin ananı, avradını s.keyim," demek yerine "O s.kini koparıp g.tüne s.karım," dediğinizde rahatsızlık vermeyen bir tür iç dökme midir acaba?

Türkçe'de küfrün hammaddesi kadındır. Kullanılan küfürlerin çoğunda kadınlara saldırılır, erkeklere dokunulmaz, dahası erkeklere saldırmak için de kadınlar kullanılır. Küfrün temelinde ataerkil bir koşullanma olduğundan "ana, avrat, bacı" sözcükleri de ataerkil zihniyetin ürünüdür. ".bne" vb. gibi kelimeler döşenirseniz erkeğe pek dokunur, lakin bu kelimeyle de eşcinselleri küfrü hak eden kişiler olarak göstermiş olursunuz. Hasılı kanımca küfür rahatlama aracı, ihtiyaç vb değildir, özellikle Türkçe'de küfür "seksizm" demektir.

"Küfür Etmenin Kısa Tarihi"nde, "Dil alet kutusu ise, küfür çekiçtir. Bir çiviyi tahta parçasına tornavida sapı, somun anahtarı veya kerpeten ile çakmayı deneyebilirsiniz, fakat sadece çekiç bu iş için kusursuz şekilde tasarlanmıştır," diyen Melissa Mohr, Antik Roma'dan Hıristiyan Ortaçağ'a ve oradan da laik modern dünyaya kadar dönüşen küfrü inceliyor. Çünkü küfrü anlamak, neyin üzerine küfredildiğini ve o toplumda neyin değerli ve kutsal olduğunu da anlamak anlamına geliyor. Yazar, kutsal ile küfür arasındaki ilişkiyi bazen duvar yazıları bazen de sanat eserleri üzerinden anlatmaya çalışıyor.

Emma Byrne ise "Hayat Sövünce Güzel" adlı kitabında "Erkekler neden küfrediyorsa kadınlar da küfrettiği zaman aynı nedenlerden dolayı küfreder. Erkeklerin neden küfrettiğini özellikle araştıran bir çalışma olmadığı - belki de normal, açıklamaya gerek duyulmayan bir davranış olarak görüldüğü - için kadınların küfretmesi açıklanması gereken bir şeymiş gibi görünüyor," derken küfrün her yönünü ve neden kadınların da küfretme ihtiyacı (?) hissettiğini açıklıyor. Küfretmeyi savunan yazar bilimsel deneyleri, tarihi vaka çalışmalarını, hem insanlarda hem de diğer primatlarda dil konusunda yapılan son araştırmaları inceleyerek okuru bir dil gezisine çıkarıyor; dahası kültürler, tabular ve değerler hakkında ilginç açıklamalarda bulunuyor.

"Dünyanın Kökeni: Vajina"da, "Yetişkin erkekler sevişirken daha fazla tahrik olmak veya yönlendirmek için bazen açık seçik sözcükler kullanırlar... Geçerli kelimelerin hakaret olarak kullanılmaları kadınların bu tarz konuşmalara kendilerini kapatmasını açıklayabilir," diyen yazar Jelto Drenth, kadın cinselliğini tarihsel, anatomik, antropolojik ve biyolojik açıdan etraflıca inceliyor; tıp metinleri, efsaneler, antik kaynaklar, bilim, romantik edebiyat ve fantezi kaynakları üzerinden eleştirel gözlemlerde bulunmaya girişiyor. Daha sonra da klitoris sünneti, bekâret kemeri, Freudyen teoriler, cinsel arzu, sevişme, orgazm ve doğum gibi temaları ele alıp bunları kadınlar açısından doğurduğu sonuçlarıyla birlikte değerlendirirken cinsellikte erkeklerin rolünü ve kadın cinselliğinin yaşanmasında erkek iktidarının kısıtlayıcı rolünü de gözler önüne seriyor.

Esasen küfür, kendini çoğunlukla kadın cinselliğinin pasifliği ve erkek cinselliğinin aktifliği üzerinden kurup toplumsal cinsiyet rollerini güçlendiren bir araç işlevi görüyor. Namus, ahlak gibi kavramlar sadece kadın üzerinden değerlendirildiği için, ahlaksızlık yapan bir bireyi de en yakınındaki kadın üzerinden cezalandırmak pek çok kişiye olağan geliyor. Erkek, kendini cinselliğiyle yüceltirken kadın cinsellikle aşağılanıyor. Fakat namus ve ahlak kavramlarının ağırlığını taşımayı, ahlaksızlığın her türlüsünü yapıp sütten çıkmış ak kaşık misali yaşayan sahtekarların bayağılığını "kadın" katiyen hak etmiyor.

Gelelim bana. Şu yaşıma dek bir kez maç izlemeye stadyuma gittim ben. Diyarbakır Spor ile Altay'ın maçını basın tribününden izledim. Şeref tribünündeki adamların "Şerefsizler!" diye bağırdığını duyduğumda şoka girdim. Zaten kadın olmanın dışında Çerkes kültüründen gelmenin ve de nezaket timsali, kimi zaman alık bir "balık" olmanın da etkisiyle küfür edemem. Bence siz de etmeyin, zira işteş olmayan fiiller bunlar... Örneğin "s.kmek" ve "sevişmek" çok farklı şeyler çağrıştırır; ilki işteş değildir, içinde kadın yoktur; ikincisinde ise duygular vardır, değil mi?

 

- Küfür Etmenin Kısa Tarihi, Melissa Mohr, Çev: Zeynep D. Abacı, Aylak kitap, 2015.

- Hayat Sövünce Güzel, Emma Byrne, Çev: Pelin Vural, The Kitap, 2020.

- Dünyanın Kökeni: Vajina, Jelto Drenth, Çev: Mefkure Bayatlı, Agora Kitaplığı, 2007.