Nereden çıktı bu tartışma demeyin. Önemli, önemli olduğu kadar da ufuk açıcı bir tartışma. Yalnızca İngilizce bilgimizi artırmak açısından düşünmeyin. Bir kavramın nasıl yerli yerine oturduğunu veya oturması gerektiğini anlayabilmek açısından önemli.
Evet nereden çıktı bu tartışma diyorsanız yanıtını vereyim. İSİG Meclisi olarak bültenlerimizi ve raporlarımızı İngilizceye çevirirken en fazla takıldığımız kavram iş cinayeti kavramı. Bir türlü tam olarak karar veremedik. Ben de bu köşede okurlarla paylaşmak istedim bu tartışmayı.
Öncelikle anımsatmak isterim, bu köşede işçi cinayetleri yerine iş cinayetleri kavramının kullanılması gerektiğini daha önce tartışmıştım “İşçi Cinayetleri mi İş Cinayetleri mi?” başlıklı yazımda. Bu tartışmayı yeniden açmak istemiyorum zira birlikte mücadele ettiğim insanların büyük bir kısmı ve İSİG Meclisi olarak iş cinayeti kavramını kullanıyoruz. Peki bu kavramı yabancı bir dile, en çok kullandığımız yabancı dil olan İngilizceye çevirmeye kalkınca bakın nelerle karşılaşıyoruz.
Çeviri o kadar da kolay değil!
İş cinayeti kavramını farklı dillere çevirmek o kadar kolay değildir. Bu konuda farklı görüşler mevcut olup, hepsi doğru olabilir hepsi yanlış da olabilir, aşağıda ayrıntılandırılacaktır. Örneğin Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) "Occupational Murder" olarak çevirmiştir. Konuyla ilgili mücadele eden pek çok akademisyen ve aktivistin “iş cinayeti” kavramını İngilizceye çevirirken verdikleri yanıtlar aşağıda bulunmaktadır:
- industrial murders
- occupational murder (DİSK bu şekilde kullanmıştır)
- murder at work
- corporate crimes
- labour murders
- occupational homicide
- corporate manslaughter
- corporate murder
- employee murder
- labor homicide
- workplace homicide
İSİG Meclisinden bir arkadaşımız haklı olarak hukuksal bir somut karşılığı bulunduğundan ve Anglosakson hukuk sisteminde alınmış kararlarda zikredildiği için “workplace homicide” kavramını öneriyor. Başka yargı kararlarında “manslaughter” kavramı da kullanılıyor. Burada hukuk sistemindeki nüanslar işin içine giriyor.
Bir başka arkadaşımız “work murders” ve “corporate murders” kavramının kullanıldığını söylüyor. Yine meclis üyesi bir arkadaşımız, iş süreçlerine de vurgu yaparak birebir çeviri yaparsak “occupational murder” veya “occupational homicide” karşılıyor diyor. Yine bir başka meclis üyesi arkadaşımız, Britanya’da 2007 yılında geçen yasanın ismine işaret ediyor (Corporate Manslaughter and Corporate Homicide Act 2007) buradaki kullanım olabilir diyor. Ben bu konuyla ilgili okumalar yaparken, bu konuda mücadele eden işçi örgütlerinin ve bazı sendikaların “corporate murder” ifadesi kullandıklarına rastladım ve benim eğilimim daha çok bu kavramdan yana.
Peki aslında hangi noktaya gelmiş olduk? Neden bu kadar zorlandık? Benim görüşüm, İngilizce bilgimin yeterli olup olmamasından bağımsız bir bakış açısına çubuk büküyor. Hangisi doğrudur kesin bir şey söyleyebilmek mümkün değil diyorum. Zira doğrusunu bilebilmek için de İngilizce konuşulan bir coğrafyada kapitalizme ve onun yarattığı yıkıma (nesnellik) karşı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği mücadelesi vermek (öznel müdahale) ve kavramlarını yaratmak olduğu gerçeğinin altı çizilmelidir. Sözgelimi iş cinayetlerine karşı mücadele eden Yorkshire ocaklarından maden işçileri, Liverpool liman işçileri, ABD’de onbinlerce kilometre tren rayı döşeyen, çelik yapıları yapan inşaat işçileri ne diyorsa bizim için de doğrusu odur!
Biz bu kavramı kullanırken, hep şunun altını çizdik; ortada bilerek, isteyerek, göz göre göre yapılan, sonuçları önceden bilinen ve hatta bu sonuçlardan “yırtmak” için her şey yapılsa da insan yaşamı için herhangi bir adım atılmayan süreçleri vurguladık. Bu kadar ölüme yol açan bir düzenin, bu düzendeki iş süreçlerinin cinayetinden söz ettik, etmeye çalışıyoruz. Özellikle cinayet dedik, bunun altını çizdik. Başka coğrafyalarda, anlam kaymaları, farklı ifadeler, hatta sınıf mücadelesinin bir kazanımı olarak yasalara bazı kavramların girmesi gerçekleşmiş olabilir. Dolayısıyla o ülkedeki sınıf mücadelesinde güncel pratiklere bakmak, bunu yaparken en ileri ve öncü mücadele pratiklerinin kavramlarına odaklanmak sanırım bizi bu “çıkmaz”dan kurtaracaktır. Şu önemlidir; "iş cinayeti" kavramı Türkiye sosyalist hareketi ve işçi sınıfı hareketinin bize hediye ettiği bir kavramdır! Bu hediyenin başımızın üzerinde yeri vardır. Öte yandan yalnızca bir kavramın izinde gitmek bile bizi ustaların dediği “bütün ülkelerin işçileri, birleşin!” sözüne götürmektedir…
Not: Peki o kadar yazdın da hala söylemedin İngilizcesi nedir derseniz, ben de sizlere soruyorum, “iş cinayeti”ni İngilizceye nasıl çevirirsiniz? Hepimiz için ev ödevi olsun (!)