Birleşik Haziran Hareketi ne yapmalı?

25 Aralık tarihinde Türkiye Meclisi toplantısıyla çalışmalarına başlayan Birleşik Haziran Hareketi, şimdiden Türkiye siyasetinin solunda belli bir etki yaratmış durumda. Bu etkinin önümüzdeki dönem kitlesel mücadele damarlarıyla buluşması gerektiği açık. Henüz yolun başında bulunan bir hareket için erken değerlendirmelerden kaçınmak ve bunun yerine önümüzdeki dönem nasıl bir siyasal mücadele hattı öreceğine odaklanmak en sağlıklısı.

Bugün Birleşik Haziran Hareketi’nin kendi öznelliğinden bağımsız iki objektif sorunu bulunuyor. Birincisi, toplumsal karşılığı anlamında bir kimlik sorunu ikincisi de bununla ilgili olarak  yine de toplumda kabul görebilecek bir siyasal odak haline dönüşme sorunu. Her iki nokta, bugün BHH’nin verili durumunda şu an için yetersiz, ancak gelecek süreç açısından ise bir hedef olarak ortada durmalı.

Kimlik sorunu, toplumsal karşılığını ölçek olarak değerlendirerek BHH’nin siyasal ve toplumsal taleplerinin belirginleştirmesi sorunudur. Haziran Hareketini oluşturan güçlerin bu konuda tereddütü olmasa da bunun kitleler nezdinde tezahürü maddi ve gerçek olması aranmalıdır.

Birleşik Haziran Hareketi, güçlü bir devrimci siyasi odak haline dönüşebilir. Bunun zemini konusunda tartışma neredeyse bulunmuyor.

Yunanistan’da ortaya çıkan tablo, Syriza merkezli tartışmaları bir tarafa bırakarak ele alınmalıdır. Avrupa Birliği ülkesi bir ülkede emekçi halkın yüzünü sola dönmesinin altı çizilmeli, kapitalizmin bugün emekçilere sunacağı ekonomik ve ideolojik alanda yeterli yakıtının kalmadığı bilinmelidir. Kriz vardır çünkü, hem ekonomik hem de ideolojik.

Böylesi bir tablonun ülkemiz açısından da bir karşılığı olacağını düşünüyorsak ve ülkemiz dinamikleri ile Yunanistan dinamikleri arasında önemli farklar görüyorsak, ki vardır, yapılması gereken Yunanistan’daki Syriza örneğini somutlama arayışı değil, soyutlama çabası olmalıdır. Bu soyutlamanın yeniden somuta döndürülmesi bugün BHH’nin uygulaması gereken bir yöntem olarak değerlendirilmelidir.

Ülkemizin geleceğini nasıl görüyoruz? Siyasal falcılık yapmadan yaklaşmak devrimci politikanın önemli düsturu olmalıdır. 2001 krizinde İsmail Cem’lerin iktidar olacağını sürekli propaganda edip, burjuva sınıfının niyeti üzerinden nesnel bir eğilim çıkarmak hata yaptırdı örneğin. Olmadı, AKP geldi. Bugün de AKP üzerine yazılıp çizilenler üzerinden, kesin kanaatlere vardırılan bir falcılık yerine, siyasetin farklı kuvvetlerinin nasıl bir bileşke oluşturacağına bakılması lazım. Ancak ondan önce bu bileşke doğrultusunda yol alacak Türkiye’nin hangi toplumsal dinamikleri tetikleyeceği devrimci siyaset açısından başa yazılmalıdır.

Türkiye istikrarlı bir ülke olmayacaktır. Kırılgan bir ekonomik yapı, dış ilişkilerde başarısız bir politika, Kürt sorununun zorluğu, 2. Cumhuriyetin yerleşememesi, laiklik sorunu...

Böylesi bir tabloda, Birleşik Haziran Hareketi kararlı bir yürüyüş gerçekleştirmek zorunda. Ülkemizdeki önemli siyasal dönemeç noktalarında savrulmadan, ülkenin gericilik karşıtı toplumsal kesimleri üzerine bina edeceği bir seslenme ve örgütlenme pratiği konusunda ısrarcı olunmalıdır. Düzen solunun etkisizleşme olasılığının bulunduğu bir tabloda, istikrarsız bir dönemin açılacağı gelecek öngörüsüyle siyaseten iddialı bir programla toplumun karşısına çıkmalıdır BHH.

Bugün ülkemiz sorunlarına dönük ve aynı zamanda emekçilerin gündelik sorunlarını içeren somut, maddi, anlaşılır bir program ortaya konmalıdır. Milyonlara seslenmelidir.

Bir sloganı olmalıdır. Dağa taşa yazılmalıdır.

Yaşamın her alanında toplumsal örgütlenmeyi hem daha etkili kılmalı hem de kitleselleştirmenin hedefini taşımalıdır. Halk Meclisleri yaygınlaştırılmalıdır.

İster rakip ister dost olsun, diğer siyasi güçlerle arasındaki farkı koyacak net tanımlar yapmalıdır, hatta keskinleştirmelidir.

Bugün ilk iş olarak 13 Şubat tarihinde, laik ve bilimsel eğitim için ayaktayız sözünün hakkını vermektir. 13 Şubat’ta gerici siyasi iktidara karşı etkili bir siyasal çıkış Birleşik Haziran Hareketi’nin başlatacağı yürüyüşün önemli bir adımı olacaktır.

Birleşik Haziran Hareketi, önümüzdeki dönem devrimci bir siyasi odak olma zeminine sahiptir. Bu şans iyi değerlendirilmelidir.