Sunumda öne çıkan birçok başlık var; sermayeye bir sürü teşvik, yatırım canlandırılması vs. gidiyor. Misal sermayeden alınan kurumlar vergisinin azaltılması söylendi. Ama emekçilere yönelik de boş değildi sunum.
Kıdem Tazminatı Fonu yine dillendirildi ve BES tam zorunlu hale geldi. Bu iki değişikliğin bu yıl içinde gerçekleştirileceğini öğrendik.
Peki ne işe yaracak bu toplanan fonlar. Enerji ve gayrimenkul sektörleri desteklenecekmiş. Enerjiyi de biliyoruz, İnşaat işlerini de. Her ikisi de Kolin-CengizLimak ağlarıyla örülü. Yani Bakan resmen, son yıllarda tüm ihaleleri ve özelleştirmeleri verdikleri sermaye grubunu nasıl kurtaracağız sunumu yaptı. Sabah Gazetesi öyle bedava çalışmıyor. Olacak o kadar.
Bu fonda 5 yıl içinde GSMH’nin %10’u kadar fon birikecekmiş bakanın yaptığı hesaplara göre.
Bu ciddi, ama çok ciddi bir tutar, bunun bu kadar hızla birikebilmesi için;
1.Ciddi oranlarda emekçiler haklarından epey bir kesinti olacak.
2.Biriken para emekçilere hiç harcanmamalı ki fon biriksin.
Zaten damat o yüzden emekli olunca çok mutlu olacağımızı anlatıp durdu. Yani bu fonlar öyle kısa zamanda ödeyenlere geri dönmeyecek. Ölmeden az önce size geri dönüşü olacak.
Hal böyle olunca Kıdem Tazminatı Fonu için bir dönem ortaya sunulan kanun taslağının (tepkiler üzerine geri çekilmişti) yeniden gündeme alınacağını görüyoruz.
Eski taslağa göre işçi ve işveren belirli bir oranda fona katkı sağlıyordu. Ama işverenin katkı sağlaması için işsizlik fonu katılım oranı düşürülüyordu. Yani esas yük emekçilerde. Düşünün bir emekçi, işsiz kalırsam tazminatım ödensin diye daha çalışırken para ödemeye başlayacak. Ama durun, öyle işten atılınca alacaksın dediysek hemen değil. %50’sini 10 yıl sonra, geri kalanını da bir 5 yıl daha sonra. Yani işsiz kaldınız, birikmiş borçlarınız var, köşedeki bakkala abi sakin ol 15 yıl sonra alacağım var devletten, o zaman öderim diyorsunuz.
İşin daha trajik yanı ise bu fonlar öyle gelir getiren araçlarla, devlet tahvilleriyle vs. kendi kendine nemalanmayacak. Peki ne olacak? Başta dedik ya enerji sektörü ve inşaat sektörü için oluşturulacak Girişim ve Sermaye Fonlarına aktarılacak. Yani Cengiz İnşaat’a verecek, o da AVM yapacak, AVM kiraya verilecek, masraflar düşülecek, artan karın bir kısmı fona geri verilecek. Nasrettin hocanın çalı çırpı ekerek koyun yünü toplamasına gülüyorduk ya, gülmeyin artık. O fıkrada en azından koyundan yün çıktığını biliyoruz ama Cengiz İnşaat bir kılını bile vermez.
Şimdiye kadar hep emekçileri konuştuk, patronlara haksızlık yapıyoruz, onlar için hiçbir şey yok mu pakette? Olmaz olur mu? Kurumlar vergisi kademeli olarak düşecekmiş. Düşürmekten kademe kalmadı ama hadi bakalım. Ama bu da yetmiyor; “süper KOBİ kredisi”, “şimdi coşuyoruz Türkiye’m destek kredisi” gibi binlerce ad ile kamu bankalarından düşük faizli, canın isterse geri öde kredileri sonucu kamu bankalarında para kalmadı; kolayı var, 28 milyar devlet tahvili geliyor destek için. Yani sermayeye teşvik konusunda AKP bildiğimiz gibi.
Ama durun, finans sermayesinin kafasına vuruyor sanki sunumda. Kar dağıtımınıza izin vermeyiz diyor. Belki özel banka patronları oturdukları koltukta şöyle küçük bir ter atmıştır. Neyse sunumun devamı yardıma yetişiyor. Bu yukarıda kurulacak fonlar var ya, bankalardaki enerji ve inşaat şirketlerinin riskini satın alacakmış. Bilançolar sıfır araba gibi parlayacakmış batıkları devlete satınca. Patronlar artık koltuklarında daha rahat izleyebilir sunumu. Bu kadar batığı devlete pas ederiz, bir sene de kar payı almayız n’lcak demişlerdir.
Ne dedim şimdi ben. Bazen böyle ekonomi yazıları can sıkıcı ve kafa karıştırıyor. Özetleyeyim; çalışanların maaşları bir güzel yolunacak, patrona kuş tüyü yastık alınacak, patronlar huzurlu bir uyku çekerse, bize emekliliğimizde “canım emekli, çok tatlısın” diye moral motivasyon verecek. Sunumun özeti budur.