Beyaz Yürüyüş
"Sokağın marjinalleştirilmeye çalışıldığı bugünlerde “Beyaz Yürüyüş” benzeri pratiklerin sağlık emekçilerinin eylem repertuarında daha fazla ağırlık kazanması dileğiyle…"
Emre Kırmızıtaş
Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) “Emek Bizim Söz Bizim” başlığıyla bir süredir yürüttüğü kampanya geçtiğimiz hafta İstanbul’dan başlayan “Beyaz Yürüyüş” ile devam etti. 23 Kasım’da başlayan bu yürüyüş Kocaeli, Bursa ve Eskişehir duraklarının ardından 27 Kasım’da Ankara’da düzenlenen “Beyaz Forum” ile son buldu. Yürüyüş kolu Eskişehir ve Ankara’da polisin engelleme girişimlerine maruz kaldı. Buna rağmen hekimlerin yürüme konusundaki kararlılığı belirleyici oldu, bütün engeller aşıldı. Yurdun dört bir tarafından gelen hekimlerin katıldığı ve coşkulu geçen Beyaz Forum’da ifade edilen “Artık talep eden değil inşa eden olacağız” mesajı ise özellikle önemliydi. TTB başkanı Fincancı’nın deyişiyle: “Hep birlikte önümüzdeki dönemde daha iyi bir sağlık ortamı ve daha güzel bir gelecek için birlikte mücadelenin yolunu açacağız. Sağlıkta özelleştirmeci, piyasacı politikaların durdurulması, sağlık hizmetlerinin toplumsal bir anlayışla yeniden inşa edilmesi, sermayeye değil sağlığa bütçe ayrılması için önerilerimizi, taleplerimizi ve mücadele yöntemlerimizi hep beraber konuşacağız.” (1)
Forumda tekrar açıklanan temel sorun başlıklarını ve çözüm önerilerini şöyle özetleyebiliriz:
- Bütün sağlık emekçileri için insanca yaşanabilecek ve emekliliğe yansıyacak temel ücret
- Herkese parasız, eşit, nitelikli, erişilebilir ve anadilinde sağlık hizmeti
- Covid-19’un illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılması
- 5 dakikada muayene dayatmasına son verilmesi
- Asistan hekimlerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi
- Performans sisteminin kaldırılması ve döner sermaye uygulamasına son verilmesi
- Çalışma koşullarının ve mesai saatlerinin iyileştirilmesi
- Sağlıkta şiddete karşı gerçek bir yasa ve etkili mücadele
- Ek göstergeler dahil özlük haklarının iyileştirilmesi
- Şehir hastanelerinin kamulaştırılması
- KHK ve güvenlik soruşturmalarının iptali
- Özel sağlık hizmetlerine değil kamusal hizmetlere bütçe
- Mobbinge karşı etkili önlemlerin alınması
‘BEYAZ EYLEMLER GELENEĞİ’
Türkiye’de özel olarak sağlık alanına yönelmiş neoliberal saldırının başlangıç tarihi epeyce eskiye götürülebilir. Sağlık emekçilerinin ve toplumsal muhalefetin bu saldırı dalgasına karşı mücadele geçmişi de aynı şekilde uzun yıllara dayanmaktadır.
12 Eylül 1980 faşist darbesi sonrasında işçi sınıfının yeniden kitlesel olarak hareketlendiği ve tarihe ’89 Bahar Eylemleri olarak geçen dönem ile aynı zamanlarda sağlık emekçileri arasında ve tabip odalarında da benzer bir hareketlilik kendisini göstermeye başlamıştı. 1988 yılında İzmir ve İstanbul’da tabip odalarının düzenlediği mitingler, aynı yıl Ankara Tabip Odası’nın düzenlediği ve yaklaşık 2500 hekimin katıldığı “Beyaz Yürüyüş”, 1989’da toplu nöbet eylemleri ve Ankara’da Sağlık Bakanlığı önüne beyaz önlüklerin bırakılması, 1992’de Ankara’da 2000 civarı hekimin gerçekleştirdiği yürüyüş, 1993-94 sağlık emekçilerinin düzenlediği “Beyaz Eylemler”, 1995’te Ankara Sağlık Platformu’nun organize ettiği miting gibi özellikle 1988-89 ve 1992-94 arasında yoğunlaşan ve tabip odalarının başını çektiği birçok “Beyaz Eylem” gerçekleştirildi (2). Diğer bir deyişle, ’89 Bahar Eylemleri ile işçi sınıfının siyaset sahnesine dönüşü hekimler özelinde “Beyaz Eylemler” adıyla karşılık buldu ve bugünlere uzanan gelenek o günlerde yaratıldı.
YENİ BİR DALGA
Her geçen gün eriyen ücretler, gerileyen özlük hakları, önlenemeyen şiddet, mobbing, işsizlik, güvencesizlik, atama bekleyen yüz binler gibi sorun başlıkları karşısında sağlık emekçilerinin son dönemde gerçekleştirdikleri eylemlerin sıklığında ve bu eylemlere katılım oranlarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. COVID-19 pandemisinin de etkisiyle sağlık emekçilerinin gündemi toplum nezdinde daha çok görünürlük kazanıyor. Mevcut sağlık sistemi adı konulmamış bir iflas yaşarken halkın sağlık sorunlarının ve sağlık emekçilerinin sömürüsünün aslında aynı temele dayandığı, yani adlı adınca kapitalizmden kaynaklandığı yine içerisinden geçtiğimiz salgın günlerinde geniş toplum kesimlerince daha fazla anlaşılıyor. İşte, bu ortamda TTB’nin gerçekleştirdiği “Beyaz Yürüyüş”, toplumcu sağlık anlayışının genel sağlık hizmetlerinde hâkim kılınmasının acilliğini ve sağlık emekçilerinin hakları için verdikleri mücadelede doğrudan eylemin önemini bize tekrar göstermiş oldu.
Sokağın marjinalleştirilmeye çalışıldığı bugünlerde “Beyaz Yürüyüş” benzeri pratiklerin sağlık emekçilerinin eylem repertuarında daha fazla ağırlık kazanması dileğiyle…
___________
NOTLAR:
(1) https://www.ttb.org.tr/185yiua
(2) Soyer, A: Bir Muhalefet Odağı Olarak Tabip Odaları Bir Eylem Biçimi Olarak Beyaz Eylemler. İstanbul: Sorun Yayınları, 2005.