Akrep gibisin kardeşim

Farkında mısın? Senin yerin o barikatın içinde, dışından seyretme zamanı bitti. Zaman bitti. Farkında mısın?

Nazım Hikmet yıllarca şiirlerinde emekçi sınıflara, onun eylemine duyduğu güveni belirten ve umut dolu şiirler yazdı. “Akrep Gibisin” şiiri ise belki de yukarıdaki tanımlara uymayan tek şiiridir denebilir. Şiiri hatırlayalım:

“Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!”

― Nazım Hikmet RAN 

12 Aralık 2021 günü tüm Türkiye’de yapılan “geçinemiyoruz” eylemleri kapsamında Antalya’da Aydın Kanza parkında DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla eylem yapıldı. Eylem Muratpaşa Kaymakamlığı tarafından yasaklandı ve buna rağmen yapıldı. Kaymakamlık eylemin yasaklanmasının gerekçesi olarak "Antalya İl Emniyet Müdürlüğünün düzenlenmek istenen mitingin risk oluşturabileceği değerlendirmesi" ni gösterdi.

Elbette halkın “geçinemiyoruz” diyerek toplanması ve taleplerini halka duyurmaya çalışması oldukça yüksek bir risk oluşturabilirdi. Ama kime karşı? Halkın yarattığı tüm servetin onlardan çalındığını, bunun ayyuka çıktığı bu günlerde ise bunu ayan beyan söylemenin nasıl bir risk oluşturacağı gerçekten de ortadadır.

Nazım Hikmet’in şiirinde belirttiği gibi maalesef halkın hala büyük çoğunluğu “derya içre olup/deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf” bir durumdadır. Basın yayın kurumlarından sosyal medyaya, ordusundan eğitim kurumlarına, çok bütçeli diyanet işlerine kadar her yandan kuşatılmış bir şekilde yalan bombardımanına tabi tutulan bu insanlardan değişik bir tepki beklemek de maalesef oldukça zor. Peki, ama eylemde yer alan diğerleri? Onlar da aynı bombardımana ve hatta tehdit ve baskıya fazlasıyla mağdur bırakılmıyor mu ki alanda yerini alarak polis barikatının karşısına geçiyor.

Saray İktidarı 20 yıldır halkın cebine dikmiş gözünü son kırıntıya kadar sömürmenin peşindeyken “yetmez ama evet” diyenler şimdi neredeler? Kürt halkının tepesine bombalar yağarken “demokratik gelişmelerden” dem vuran liberaller son bir aydır olan gelişmelerle ilgili ne düşünüyor? Dini duyarlılıklar adına tarihin en büyük hırsızlıklarına imza atanlara destek verenler dinin bu şekilde alet edilmesinden hoşnutlar mı?

Her geçen gün gözlerimizin önünde gerçekleşen bir ekonomik yıkımın tam ortasındayız, halkın ezici çoğunluğu 80 öncesi hayal meyal hatırladıkları kuyruklarla tekrar tanıştı. İnsanların arabaları var ama benzin alamadıkları için kullanamaz hale geliyorlar, fırıncı ekmek, tekstilci, sanayici ürün üretemez durumda, 20 yıldır biriktirebildikleri üç beş kuruş varsa o da ya tükendi ya da tükenmek üzere, halkın ezici çoğunluğu çoktandır kredi kartlarına ve aldıkları krediye ödeme yapamadıkları için icralık durumda. Esnaf dükkânı açmamanın açmaktan daha karlı olduğu bir aşamaya gelmişken hala neredesiniz?

Hadi kapitalisti ve onun bir avuç yalakası hala var olan Saray İktidarını savunmaya çalışıyor, bunu anlayabilirsin ama sen sesini çıkarmadan oturmaya devam mı edeceksin? Evine ekmek götürmek için karda kışta metrelerce halk ekmek kuyruğunda beklerken ne düşünüyorsun?  Benzin almak için sıraya girmen gerekirken, her gün gittiğin markette almak istediğin her şeyin ama her şeyin pahalandığını görüp de evine yutkunarak dönerken, çocuğuna almak istediğin sütün son bir ayda %100 zamlandığını ama TUİK adı verilen kurumun yıllık enflasyonu %20 açıkladığını seyrederken ne hissediyorsun?

Bizim sessizliğimiz sayesinde bu kadar pervasızlar farkında mısın? Ses ver!

Polis barikatının dışından kullandığın arabanın içinden trafiği kapıyorlar diye düşünüp sövdüğün için arabana mazot alamıyorsun farkında mısın? Ses ver!

Aman neme lazım biz bulaşmayalım politika ile ilgilenmiyorum dedikçe onlar istediği her yasayı rahatça geçirebiliyor, sermayelerini katlamak için her şeyi yapıyorlar, sen politikayla ilgilenmiyorsun ama o senin hayatının tam ortasında ve seninle çok ilgileniyor farkında mısın? Ses ver!

Hiçbir şey üretmeden lüks arabalarında pudra şekeri partileri yapıyorlar o siyaset sayesinde farkında mısın? Cezaevleri neden yoksullarla dolu? Pandemi de ölenler neden hep emekçiler oldu? Birkaç zibidi milyonlarca dolar krediyi hiç rahatsızlık duymadan iç ederken, başkaları milyonlarca dolar vergi borcunu sıfırlatabilirken senin üç aylık vergi borcundan dolayı hesaplarına haciz konuyorken neredesin kardeşim?

Farkında mısın? Senin yerin o barikatın içinde, dışından seyretme zamanı bitti.

Zaman bitti. Farkında mısın?

Gerçekten Nazım’ın söylediklerine katılmak istemezdim ama “Akrep gibisin kardeşim”

Başka bir şairin yine benzer şiirler yazmaması için yanımızda olmanın zamanıdır kavga seninle daha keyifli olacak farkında mısın?

Kardeşim.