Başlığa bakıp da, ‘’ne var bunda, herkes için geçerli’’ diyenler çoğunluk olabilir. Ama, direnmenin çeşitlenmesi halinde, maliyeti yüksek olan direnmeler konusunda herkesin benzer refleksler göstermediği bilinen gerçektir.
Direnme, bazen ölümü de göze almaktır…
İşin bu onurlu yanını, yani onurluca yaşayıp direnemiyorsan, onurunu yitirmeden ‘’elveda’’ deme erdemliliğini göstermeyi, yine bir Japon yurttaşından öğrendik.
Olayı anımsayalım,
İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü inşaatında geçen hafta sonu ’Catwalk’ olarak bilinen halatın kopmasından kendisini sorumlu tutan Japon mühendis Ryoichi Kishi, bileğini ve boğazını keserek yaşamına son veriyordu.
Japon yurttaşların bu tür ‘’onur intiharları’’ bilinen bir gerçeklikti. Ama, bu kadar yakınından yaşayıp görmemiştik. Birden, ülkemizde ‘’onurunu korumak adına’’ farklı tavırlar sergileyenler geldi aklımıza.
Japon mühendis, “Olayın sorumluluğu tamamen bana ait. Kimsenin kusuru bulunmamaktadır” yazılı not bırakıp yaşamını sonlandırırken, birden ‘’yaptım, ama bir sor bakalım neden yaptım’’ diyerek pişkince ortalarda dolaşan ve yeniden fildişi kulelerde yaşamanın projesini yapan yerel ve ulusal ahlaksızlar aklıma düşüverdi.
Bir de, ülkemizde de gelenek yaratan onur direnişçileri.
Onlar, işi, aşı ve geleceği için,
Onlar, ülkesinin yarını için,
Onlar, geleceğe daha iyi bir dünya bırakmak için,
Ve onlar, ‘’biz başka alem isteriz’’ diyerek, bu talebi dillendirenlerin sayısının artması için direnmekten hiçbir zaman vazgeçmeyenler…
Direndiler, direniyorlar, direnecekler, ta ki özledikleri yaşamı kurana dek.
********
Buna da direnmesinler mi ?
Mahallenizde, bir çöp depolama alanı oluşturulduğunu ya da oluşturulmak için adım atıldığını düşünebiliyor musunuz ?
Hayır dediğinizi duyar gibiyim, ama inanın ki her şeyin mantıkla ölçülüp biçildikten sonra yapıldığını söylemek pek olası değil. Birileri (aklı evvel) gelip mahallenizin hemen dibinde çöp depolama alanı yapılmasını projelendirebiliyor. Hem de, sizlere hiç sormadan, danışmadan.
Ne yaparsınız ?
İsyan etmez misiniz ?
Sağlıklı bir yaşam hakkınızı savunmaz mısınız ?
Körfez ilçesine bağlı Yukarı Hereke Mahallesi’nde oturanlar, şimdilerde bu duyguyu yaşıyor. O mahalleye çöp depolama alanı yapılacağı yönündeki hazırlık iddiaları halkı rahatsız etmeye başladı bile.
İddiaların artması üzerine toplanan vatandaşlar, ‘’Diren Herekem’’ adlı platformu kurma hazırlığı içinde.
Eğer, gerçekten duyumları doğruysa, direnecek platform kurmaktan başka bir seçenekleri kalmıyor. Tabi, platform direnemez, o platforma güç katan ve ‘’ben sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyorum’’ diyebilen insanlar güç katar. O insanların sayısının bölgede azımsanmayacak düzeyde olduğunu biliyorum.
Peki, ne menem bir şey olacakmış bu çöp depolama alanı ?
Biraz incelendiğinde, edinilen bilgiler derlendiğinde, Yukarı Hereke’nin dağlık kesimlerinde kalan ve Dilovası’nı da etkileyen yaklaşık 150 dönümlük alanın bu işe tahsis edileceği görülüyor. Sonucunda, Kocaeli’nin çöpleri bu alana dökülecek.
İddia çok ciddi, dolayısıyla bölge halkı da ayaklanmada sonuna dek haklı. Toplantı üstüne toplantı yapan bölge halkı, bu planın önünü kesmek uğraşı içinde. Çeşitli dernek ve sivil toplum örgütünce de desteklenen bu çalışmalar, mutlaka ve mutlaka bir noktaya taşınıp, sözde projeye engel olunmalı.
İnsanlık için,
Bölge insanının sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını korumak için…
Düşünsenize, 13ilçenin çöpü bu alana depolanacak. Peki, depolama tesisi hangi sağlık ölçütleri dikkate alınarak yapılacak ? İşte burası belli değil…
Diyelim ki bazı kriterlere dikkat edilerek bir depolama alanı yapılacak. Peki, o bölgedeki insanımızın daha sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını kim koruyacak ?
Yukarı Hereke, zaten taş ocaklarına sanayi atıkları dökülmek suretiyşe zehirlendi. Bir tek temiz havası kalan Hereke’ye, o da çok görülüyor. Yukarı Hereke’de ne hastane, ne eczane var. İnsanlar zor şartlar altında yaşıyor, bir de ilin tamamının çöpünün buraya taşınması halinde, insanlar sağlıksız bir yaşama mahkum edilmiş olacak.
İşte, ‘Diren Hereke’ platformu bu açıdan önemli ve zaman geçirmeden çevreyi ve sağlıklarını korumak için adım atmaya kararlı insanların katılımıyla adım atmalı.
Tabi ki ilgili mercilere zorlama yapılmalı, imza toplanmalı, tepkiler demokratik bir biçimde dile getirilmeli. Ama, dikkate alınmaması halinde, direnmenin meşru hak olması gerçeğinden hareketle, bölgeyi insan sağlığı açısından riski yüksek merkez haline dönüştürmek isteyenlere, her ne pahasına olursa olsun dur denilebilmeli.
Çünkü, bir iddiaya göre de, kapatılan ocaklara Çernobil’de binlerce ölüme ve zehirlenmeye neden olan curuf benzeri atıklar dökülmeye başlanmış. Bu ’Bölge tamamen zehir alanı haline getirilecek…….’’ demektir.
İşte, tam da bu yüzden ‘diren Hereke’ denilmeli ve ölümüne direnilmeli. Şimdi adım atma zamanı, daha fazla geç kalınmamalı…
brbrstantan@gmail.com