Hayır !..

Çeşitli konular üzerine kullanılacak tercihlerden biri ‘evet’, diğeri ise ‘hayır’ oluyor. Ama, çokca da iktidar gücünü elinde bulunduranların dayatmasına karşı çıkartılan ‘hayır’ sesi anlam kazanıyor.

Mesele, çocuklara zulmedilmesine, öldürülmelerine ‘HAYIR’…

Yazıyı hazırlarken, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarından yapılan canlı yayınlara ilişmişti gözüm. Her makamı, göstermelik olarak sadece o gün ve dakikalarla sınırlı bir zaman dilimi için çocuklara terk eden anlayışın sevgi gösterisi gerçek miydi bilinmez.

O görüntüleri seyrederken, aklıma birden devletin inadı yüzünden kolluk güçlerince öldürülen çocuklar geldi.

Onlar, belki de henüz hiçbir uygulamaya itiraz edip ‘HAYIR’ demeden yaşamlarını yitirmişti. Hem de, ‘’o emri ben verdim’’ sözcüklerinden güç alan kolluk kuvvetlerinin kullandığı orantısız güç ve silahlarla yaşamlarını yitirmişlerdi.

İşte, belki de bu yüzden samimiyet sorgulaması yapılıyordur.

Samimiyetsiz her adıma dün olduğu gibi bugün de HAYIR…

********

Eğitimcilerden HAYIR

Şu günlerde, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN) üyelerinin ‘hayır’ deyişi öne çıkıyor. Çünkü, onlar Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yeni öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğine tepki gösteriyor.

Öğretmenlerin çalışma sürelerine bağlı olarak zorunlu rotasyona tabii tutulmasının eğitim alanındaki hiçbir sorunun çözümünde etkili olmayacağını savunan EĞİTİM-SEN üyeleri, “Öğretmenlere rotasyon uygulaması yeni bir tasfiye mantığı ile ele alınmaktadır. Zorunlu rotasyon dayatmasına karşı hukuksal ve örgütsel açıdan mücadele edeceğimiz bilinmelidir” diyor.

Aday öğretmenlere performans değerlendirme, yazılı ve sözlü sınav yapılması, onların da dediği gibi öğretmenin iş güvencesine yönelik açık bir saldırıdır.

Bunu neden söylediğime gelince…

Yeni yönetmeliğe göre aday öğretmenler, en az bir yıl fiilen çalışmak ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla, yazılı veya hem yazılı hem de sözlü  sınavda başarılı bulunursa öğretmenliğe atanabilecek. Aksi durumda memuriyetle ilişkisi kesilecektir.

Şimdiden büyük tepki çeken düzenlemeye ne öğretmenlerin ne de sendikanın onay vermesi mümkün değil. Onun için HAYIR diyorlar.

MEB, gönüllük ve teşvik esasına dayalı çözümler üretmeli, öğretmenlere eziyet etmekten vazgeçmelidir.

Yoksa, daha uzun süre HAYIR sesleri duyacaklar, duyacağız…

********

Unutulmalarına ‘HAYIR’

Takvimler Mart-2013’ü gösterirken, sendikalaştıkları için PAKMAYA’dan çıkartılan işçiler kentin gündemini işgal ediyordu. Tek Gıda-İş’e üye oldukları için çıkartılanların fabrika önündeki direnişlerine hergün destek ziyaretleri yapılıyor, ‘’sonuna kadar yanınızdayız’’ mesajıyla moral takviyesi yapılıyordu.

Ama, onlar, bugün ne yazık ki kent gündeminde anımsanan bir madde bile olamıyorlar.

İşçiler, bu sorunu tekil olarak yaşıyor ve yaşadığı süreçte tekil değerlendirmelerin kurtuluş olmadığını fark edebiliyor. Ama, ne yazık ki, henüz bu makus talihi yenecek adımı atamıyor.

Şimdilerde, PAKMAYA işçisinin yerine Hassas Boru’dan ve muayene istasyonu TUVTÜRK’ten atılan işçiler gündemde.

Hassas Boru’da Hak-İş’e bağlı Çelik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için 75 işçi, TUVTÜRK’te ise TÜRK-İŞ’e bağlı TÜMTİS’te örgütlendikleri için de 47 işçiye çıkış verildi. Bu uygulamalar yakın zamanda gerçekleştiği için, kent gündemindeki sorunlar sıralamasında şimdi onlar önlerde duruyor.

Hangi fabrikada ve hangi sendikada örgütlü olursa olsun, işçilerin çalışma hayatındaki haklarını almak için örgütlü hareket etme ihtiyaçlarını karşılayacak anayasal düzenlemeleri yok sayan, onları bu yüzden işten çıkartıp biat etmeye zorlayan zorba işveren mantığına on yıllardır HAYIR diyoruz, yaşadığımız sürece de HAYIR demeyi sürdüreceğiz.

Toplamda çoğalırsak, unutulmalarına da HAYIR diyebilir ve işverenleri bir daha böyle adım atmaktan alıkoyabiliriz.

********

Yanlış değerlendirmeye ‘HAYIR’

CHP Dilovası İlçe Başkanı İrfan Ertürk, yerel bir gazeteye verdiği röportajda, ilçeye kurulması düşünülen katı atık tesisine karşı çıkmış.

En doğal hakkı ve olması gereken bir tavır…

Ama, bu anlayışa karşı çıkarken “Bu tesisi Dilovası’na değil, İzmit’in göbeğine kursunlar” demek de, ‘’bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ demeye gelir.

Bu yakışmamış sayın başkana.

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun ‘Bu tesisi yapacağız’ söylemine içerleyen CHP’li Başkan, ‘’bu tür tesislerin Avrupa’da şehirlerin göbeğinde yapıldığı söylemiş. Bende diyorum ki, madem Avrupa’da bu tesisler şehirlerin göbeğine yapılıyor, fuarı, eğlence, dinlenme tesislerini bizim buraya kurun. Çöp atık tesisini de İzmit’in merkezine kurun’’ deyivermiş.

Karşı çıktığı tasarım ne kadar yanlış ve insan odaklı olmaktan uzaksa, önerdiği sözde çözüm de o kadar yanlış, insan odaklı değil.

Yanlış değerlendirme, yakışmamış…

İl düzeyindekiler bir yana ilçeler arasında bile mikro milliyetçi bir yaklaşım sergilemek moda haline geldi. Sanırım, sevgili başkan da, bu modanın büyüsüne kapılmış.

Ama, unutmamalıdır ki, bu önerisine koskoca bir ‘HAYIR’ etiketi yapıştıracak binlerce insan yıllardır temiz ve yaşanabilir bir kent mücadelesi veriyor.

********

Emeklinin sözü de ‘HAYIR’ olacak

AKP hükümeti, emeklilerin ağzına bir parmak bal çalacak yeni yol buldu. Buna göre, Temmuz ayında emeklilerin 1000 lira ve altındaki gelir ve aylıklarına 100 lira, eğer aylıklar 1000 liranın üzerinde ise tamamı 1100 lirayı geçmeyecek üzere seyyanen zam yapılacak. 

Emekliler buna isyan edip ‘HAYIR’ demesin de, ne desin ?

Seçim yatırımı olarak açıklanan bu sözde zam, emekliye nefes aldırmayacak ki. Emekli örgütleri olan sendikalar ve dernekler, emekli aylıklarında reel artış sağlayacak düzenlemeler için daha baskın bir tavır sergilemelidir.

Yoksa, sadece ‘HAYIR’ demek de, sorunların çözümü için yeterli olamıyor.

brbrstantan@gmail.com