Yırtın artık şu karanlığın perdesini,
Dağıtın artık şu kahpe ablukayı,
Kırın belini sömürünün,
Yaşayın insanca, kardeşçe ve özgürce…
Çok mu zor bu söylediklerimi yapmak ?
Hayır, elbette bin kere hayır. Sizler neler görmediniz ki, ne zorluklardan geçmediniz ki, bunları yapmak yaşadıklarınızın yanında çok hafif kalır.
Siz, geçtiğimiz Eylül ayında “iflas bayrağı” çekerek kapılarını kapatan Atilla Doğan Demirel firmasında çalışan işçilerdiniz. Önce fabrika önünde, sonra patronun İstanbul’daki evinin, en son olarak da firmanın Ankara’daki Genel Merkezi önünde direndiniz. Alacaklarınız ve yasal haklarınız için her türlü taciz ve saldırıya rağmen nöbetteydiniz.
Kıdem tazminatlarını bir yıldır alamayan 65 işçiydiniz, Ankara’da kurduğunuz direniş çadırından polis zoruyla çıkartıldınız, darp edildiniz, çadırlarınız ve kişisel eşyalarınıza el koyuldu. Polis zoruyla şirketin önünden uzaklaştırılıp karşı kaldırıma sürüldünüz.
Polis, adeta “eylemlerini yasakladı”.
İşte hal böyle, şimdi tam ‘haydi’ deme zamanı. Hareket edin biraz, sınıf kardeşlerinize sahip çıkın, siz de o polise oraya müdahaleyi yasaklayın.
Bu yeter mi ?
Yetmez elbette ki…
Sıra sizde ENPAY işçileri, Türk Metal Sendikası’nın işveren-polis ikilisinin desteğiyle oluşturduğu ablukayı dağıtmanın tam zamanı.
Biliyorum, direnişinizi kırmak için çok sayıda provokasyon girişiminde bulunacaklar. Bu konuda ilk adımı attılar bile. Sizleri, başka fabrikalarda çalışan Türk Metal Sendikası üyesi olan ama işçi olup olmadıkları bilinmeyen militan kadrolarla çatışmaya zorluyorlar.
Siz, siz olun, örgütlü biçimde hareket etmekten asla ayrılmayın ve bu saldırıyı örgütlü biçimde püskürtün.
Provokasyonu ezin geçin.
Artık çok zor değil, zincirleri kırdınız bir kere, özgürleşmek aynı zamanda insanca yaşam talepleri için kesintisiz mücadele etmek demektir.
Ne işveren çıkarına savaşan sözde sendikalı işçi militanlar ne de kolluk kuvvetleri bu örgütlü gücün karşısında duramaz, duramayacaktır.
Haydi, şimdi sıra sizlerde…
AD Demirel işçilerinin hak mücadelesine,
ENPAY işçilerinin özgürlük mücadelesine aktif biçimde destek vermenin tam zamanı. Bu fırsat iyi değerlendirilmelidir, işçi sınıfı kazandığı hakları söke söke almalıdır. Örgütlenme özgürlüğü önüne çıkartılan yeni barikatlar bir bir aşılmalıdır. Sınıfın gelecek umudu diri tutulmalıdır.
Hemen şimdi, HAYDİ BİR ADIM DAHA İLERİ...
*********
Siz de geri çekilmeyin
Otomotiv sektöründe bu yıl üretim ve ihracat rekorları kırılmasını sağlayan işçiler, yeniden sıra size geldi, geldi de geçiyor bile.
Kur fiyatlarında yaşanan artışlara karşın otomotiv sektörü “sipariş rekorları” kırarken, sektörün bu durumuna karşın, patronlarınız ‘’ücret artışı talebinizi’’ görmezden geliyor.
Hem de onca direnişe rağmen.
Hal böyleyse, anladıkları dilden mücadeleye devam edilmelidir. Sektörde bir süre önce yaşanan direnişlerin nelere malolduğunu iyi bilen işverenler bir daha o günleri yaşamamak için her önlemi alırken, siz de asla geri çekilmeyin.
Birlikte kuvvet doğduğunu gösteren sizlersiniz, o gücünüzü yine kullanın…
Pek çoğunuz, Mayıs ayındaki fiili grev ile başlattığınız ücret artışı talebine rağmen, ücretlerin “makul bir seviyeye” çekilmesini hala bekliyorsunuz. Ama, buna karşın çalışma şartları her geçen gün ağırlaşıyor. Ortalama çalışma saatleri yükseliyor, patronlar size “göz açtırmayacak” bir tempoyu dayatıyor.
Onun için yeniden ve sürekli kazanım için siz de asla geri çekilmeyin.
HAYDİ, BİR ADIM DAHA İLERİ…
*********
Son olarak,
Bu yazı, toplumsal değerler açısından çok önemsenen bayram günlerine denk düştüğü için’’bayram tadında’ olabilirdi.
Ama, reel durum bunu engelliyor…
Öncelikle, yaşamımızın temel felsefesi olan işçi sınıfı ve emekçi halk iktidarını kuracak iradenin, mevcut durumdaki bayram ve gelenekleriyle bir ilişkisi olmadı, olamaz. Bu yüzden, sadece toplumsal gerçeklilikle ters düşmemek adına saygı gösterilen bir durumun abartılı biçimde bu sütunlara yansıması da beklenilemez.
O yüzden, bayram tadında yazılarımızı, sosyalist iktidar dönemine bırakıyoruz. Ve o yazıları daha anlamlı hale getirecek olan sosyalist iktidarı kurulabilmesi için, tüm varlığımızla ‘’HAYDİ BİR ADIM DAHA İLERİ’’ diyoruz.
Gelecek, tarihi oluşturmak için mücadele edenlerin belirlediği bir çizgide seyredecek. Bu çizgi, işçi sınıfı ve emekçi halkın bütününe yol olacak, kapsayıcılığı açısından da yaşamı örgütleyecek bir çizgi olacak.
Yaşam alanlarından başlayarak bu yeni çizgiyi örgütlemek için, yeniden ve sürekli olarak, HAYDİ BİR ADIM DAHA İLERİ…