Emek eksenli bir kenttir Kocaeli. Yerel yöneticileri, istedikleri kadar bütçe ve devasa olanaklara sahiptir. Arkalarında ise hiçbir dönemin yerel yöneticisine nasip olmayan oranda siyasi destek vardır.
Ama, yine de gerçek olan başarısızlıklarıdır…
Geçen haftaki yazımda, Büyükşehir Belediyesi’nin 2004’ten beri AKP’li Başkan ve kadroların elinde olduğunu söyleyip, 12 yıl boyunca sözünü ettikleri hizmet ve projelerin yüzde 50’sinin hayata geçirilemediğine vurgu yaparak başlatmış, sonra da ‘’Bu yüzden başarısızdırlar, sınıfta kalmışlardır’’ demiştim.
Kaldığım yerden devam ediyorum…
17-25 Aralık ‘rüşvet ve yolsuzluk operasyonları’ ardından yapılan ilk seçimde, seçmenin önemli bir kısmı AKP hegemonyasının dağılabileceğini düşünüyordu.
Ama, düşünülen olmadı, Büyükşehir ve 12 ilçe belediyesi halen AKP’nin elinde. …
Seçimler sonrası cemaat ile ters düşen AKP, 17-25 Aralık operasyonunda tabanını konsolide etmeyi başardı ve kenetlenme sağladı.
Buna bağlı olarak, yerel seçimlerde “Yeni bir kurtuluş mücadelesi” mesajı üzerinden yürüyen o piyasacı-gerici-işbirlikçi kadrolar, genel seçim havasında gidilen sandıktan yine kazan(dırıl)arak çıktı.
Çünkü, oylar yerel seçim bile olsa adaylara değil, partiye verildi.
Gelelim belediye başkanlarının karnesine…
Büyükşehir Belediyesi Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu;
Kente söz verdiği hiçbir mega projeyi yerine getiremedi, ama 3. dönem seçimini de genel havanın etkisiyle aldı. 2014 seçimlerinde, mega projelerden biri olan tramvayın lokomotifini kente getirerek uzun süre teşhirini sağladı. Şimdilerde, o tramvayın yol alacağı güzergah için adım atıyor. Projenin başlayacak olması yüzünden eğlence yerlerini işleten çok sayıda esnaf mağdur oluyor, ama ona çözüm üretemiyor.
Monoray, Sekaray, Teleferik gibi vaatler de ‘’gerçekleştirilemeyen vaatler’’ hanesine yazıldı bir kere…
Şimdilerde, önce raylı sistem sonra metro diyerek yeni bir algı yaratılmaya çalışılıyor.
Körfez’den başlayıp Derince, İzmit, Kartepe Cengiz Topel Havaalanı güzergâhında çalışması planlanan metro hattı olacakmış. Bu projeyle ilk adımın da gelecek yıl başında atılabileceği bizzat başkanın ağzından çıktı.
Başarısızlığa bir çentik daha mı atılacak ?
Bekleyip göreceğiz…
Başkan Karaosmanoğlu, Kocaeli Kültür ve Eğlence Fuarı alanının önemli cazibe merkezlerinden biri olacağını da söylemişti.
Fuar alanı için hazırlanan dönüşüm projeleri şimdilik rafa kalkmış gibi. Fuar’daki dönüşüm tersi yönde ilerledi.
Kısacası, koskoca bir başarısızlık…
İzmit Belediyesi için de durum pek farklı değil.
Başkan Nevzat Doğan’ın 30 Mart 2014’teki vaatleri hayal edilmesi bile zor cinstendi.
Uçuk kaçık vaatlerdi elbette, zaten bu yüzden de söz konusu projelerin ayakları bir türlü yere basamadı.
Mesela, Sanal Gerçeklik Küresi, henüz başlanamadı…
Kar yağdı, kentin en işlek caddeleri ve Yürüyüş Yolu buz pistine döndü, yukarı mahallelerde yollar kapandı.
Kentin ara sokakları ve bazı mahallelerdeki alt yapı, sağanak yağmurlarda alarm veriyor.
Gerçekten de başarısız bir çalışma dönemi…
Çorba çeşmelerimiz var ama derlerse, sabahın erken saatlerinde o çeşmelerin başına bakmanızı öneririm.
Gebze Belediyesi’ne gelince…
Belediye Başkanı Adnan Köşker, 30 Mart yerel seçimlerinin en iddialı isimlerinden biriydi. Gebze’de halkının karşısına ikinci kez çıkan Köşker 52 ayrı vaatte bulundu. Çoğunluğu bakanlıklar ve Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan vaatler. Şu ana kadar hayata geçirilmiş önemli bir mega proje de görülmüyor. İl olma meselesi ise Köşker’in gündemine bile girmedi.
Bugün, son olarak Başiskele Belediyesi diyeceğim…
Küçük ve gelişmemiş bir ilçe olarak bilinen Başiskele’de, Belediye Başkanı seçilen Hüseyin Ayaz 2009-2014 arası alt yapı çalışmalarına ağırlık verip, otel turizmini özendirici adımlar attı ve sonucunda da 5 yıldızlı bazı oteller ilçede kuruldu. Çok sayıda özel eğitim kurumu da bu ilçemizin sınırları içinde. Ve, Ayaz da, bu gelişmenin reklamını iyi yapıyor.
‘7 Yıldızlı Başiskele’ sloganıyla, ekstra vaatler sıralayan Belediye Başkanı, yapacağı işlerin sınırlı olduğunu bilmesine rağmen algı oluşturmaya ve bu algıyı da yönetmeye çalışıyor.
Sırada bekleyen vaatler de var, onları unutmamak gerek. Çünkü, alt ve üst yapıda aksayan hizmetler var.
En büyük ilçelerden biri olan Kartepe’de ise AKP’nin dere geçerken at değiştirmesi kısmen kırgınlıklara yol açsa da, rant ölçekli politikalar o cenahta yeniden kenetlenmeyi getirdi.
Kartepe Belediyesi’nin başına 2014 yerel seçimleriyle geçen Hüseyin Üzülmez, iki yıllık süreçte sınıfta kalan isimlerden oldu.
Üzülmez, üst üste yaşanan sel felaketlerini engelleyecek bir proje geliştiremedi çünkü, bu yönde bir vizyon sahibi değil.
Kent Meydanı projesi hala adım atılmasını bekliyor.
Kartepe, Sapanca Gölü ve daha bir çok cazip merkezleri içinde barındırdığı için turizm cenneti haline getirilebilecek bir ilçe aslında. Ama, en gözde mahallelerinin yaşamsal ihtiyaçları bile henüz karşılanamıyor.
Başarı kelimesi, bu belediyemiz için yaklaşılabilen bir gerçeklik olmaktan çok uzak.
Karadeniz’e olan kıyıları ile coğrafi anlamda şanslı bir konumda olan Kandıra’da ise bir kısmı Büyükşehir Belediyesi’ne ait vaatler hala hayata geçirilemedi,
İSKİ’nin 18 köyü etkileyecek Sungurlu Barajı’na da tepki göstermeyerek, köylülerin tepkisini çekmeyi başaran, başarısız bir belediye başkanına sahip. Tabi ki, belediyedeki partili ve partisiz kadroları da bu başarısızlıktan üzerine düşeni alıyor.
Derince Belediyesi ise bu döneme, iki dönem öncenin başkanıyla girdi yeniden. AKP, 2009-20014 Başkanı’nı geri çekip, 2004-2009 dönemi başkanı Ali Haydar Bulut’u yeniden aday gösterdi ve yine kazandı.
Derince, yaşam alanları en dar olan ilçelerimizden biridir. 60 Evler’deki Harikalar Sahili dışında bir cazibe merkezi yok. Önceki dönemde Ankara’daki Kuğulu Park’a benzetilerek yeni bir cazibe merkezi haline getirilmek istenen Çenesuyu Parkı’nda bu dönem yapılan yeni düzenlemeler, oradaki hareketliliği sönükleştirdi.
Cazip ilçelerden biri olan ancak ekonomik ve sosyal yaşamı açısından bir türlü istenen sıçramayı yapamayan Karamürsel’de, daha önce DP’nin başkanı olan isim bu kez AKP logosuyla kazanıp görevini sürdürüyor. Ses getirici önemli vaatleri yok bu başkanın, gününü popülist siyasi çıkışlarla sürdürmeyi tercih ediyor.
Yani, karşı yakanın haylaz çocuğu kimliği daha etkileyiciliğini sürdürüyor…
Bir karşı yaka belediyesi de Gölcük…
Başkanı, üçüncü dönemdir görev üstleniyor. Marmara Depremi sonrasında kentin yapılaşmasına verdiği öncelikle olumlu puanlar aldı, şimdilerde ise kentsel dönüşüm üzerinden yürümeye çalışıyor. Ancak, ağırlıklı olarak sosyal sorumluluk projeleri konusundaki vaatlerde elle tutulur bir gelişme kaydedilemedi.
Körfez Belediyesi’nin bu dönem seçilen Belediye Başkanı, halka 44 proje üzerinden vaatte bulundu. Ses getirecek bir proje henüz hayata geçirilmiş değil.
Darıca’da ikinci kez seçilmeyi başaran başkan oldukça az sayıda mega proje bulunan vaatler vermişti. Yaşamsal alanlara dönük projeleri öne çıkaran başkan, seçim çalışmaları nedeniyle, az sayıdaki bu vaatlerin büyük bir kısmını hayata geçiremedi.
Çayırova’nın başında, henüz daha adayken bile hakkındaki skandal iddialarla anılan bir başkan var. Diplomasının sahte olduğu öne sürüldü ve başka iddialar. Göreve geldikten sonra kapattırdığı gazete, en çok tepki gördüğü olay oldu. Ses getirecek bir proje gerçekleştiremeyen başkan, vaatlerine odaklanamayan belediye başkanları sıralamasına girmeyi başardı.
Ve, ülke gündemine yaşamsal ihtiyaçları karşılanmayan bir ilçe olarak giren Dilovası.
Hava ve çevre kirliliği yüksek düzeyde olan bu ilçemiz, kanser vakaları ile de anılıyordu ki, bu kez kimyasal depolama tankları yerleşim yerlerinin içine kadar sokuldu.
Yani, el birliğiyle yaşamın yok edilmek istendiği bir ilçe görüntüsü oturmuş oldu.
Belediyelerin, kısa başlıklar halindeki değerlendirmelerden yola çıkarak görülebilen gerçeklikleri bunlar.
Siyasete, çıtayı yükselterek devam etmek isteyen AKP kadroları, vizyonsuzluk dolayısıyla kent halkını modern bir şehirde ihtiyaçları karşılanan insanlar gibi yaşatmak yerine, kasaba alışkanlıklarının sürdürüldüğü feodal yaşam tarzını hakim kılan anlayışlara mahkum etmeye çalışıyor.
Bunun nedeni, AKP’nin YENİ TÜRKİYESİ’nin çağlar öncesini özendiren yeni yaşam ve toplum biçimi özlemidir.
Emek eksenli bu kentte çağdaşlık ölçeğindeki refleksler ne kadar zayıfladı gibi görünse de, halkın gerçekliği çok başka. Belediyelerin gerçeklikleri ise sanal olmaktan öteye gitmiyor, gidemiyor ve daha uzun süre de gidemeyecek gibi görünüyor.