Yaşama sarılmak: Hatıraları Saklama Sandığı

Yaşama sarılmak: Hatıraları Saklama Sandığı

Sanat, sevgi ve merak dizilirken satırlara, içimizi bir sıcaklık kaplıyor. En çok da çocuklar... Onlar tüm bunların kesiştiği yerlerden bizlere sarılıyor.

Selda Salman

Yaşamlarımızı ve hatıralarımızı saklama arzusu binbir çeşit ifadeyle yer alır zamanın içinde. Kutular, kağıtlar, ayak izleri, satırlar, yerleri değişen fakat burnumuzun ucundan gitmeyen kokularla anında orada olabilecek zaman dilimleri… Yaşama sımsıkı sarıldığımız ve içimizde yumuşatarak yolumuza yol kattığımız yegane duygular… Geçmişin köprüsü geleceğe kuruldukça burnumuzun ucundaki sızıyla, dudağımızın kenarına bulaşmış gülümsemenin gözyaşımıza yuva olmasıyla adımladığımız birçok yol… Elbette ki üç noktalar, sonu gelmeyen cümleleri sımsıkı kucaklar. Bizim kendimizi kucakladığımız gibi.

Çocukların yaşama baktığı yerden geçmişi bu derece yollarına katmalarını-henüz- bekleyemeyiz. Fakat ilerleyen zamanları düşündükçe bu zamanların kıymetini de anlatabilmek oldukça zorlayıcı. Yaşamın tüm özlemini ve geçmişe bir çocuğun gözünden bakarken elbette yine yaşamı kucaklıyoruz, kendimizle birlikte.

Dedesinin taşınmasıyla birlikte ortaya çıkan sandık, dedesinin hatırlarını saklarken minik kahramanımız için de başka bir dünyanın kapılarını açıyor. İçi sıcacık olurken okulda ise onu yeni bir heyecan bekliyor. Sanatın ve geçmişin tüm güzelliklerini sandıklardan insanların içine dolduruyor minik Abide. Aile içindeki o sevgi yumağının içinde, hayatın incelikli tarafıyla çok defa tanışıyor. Bu tanışmalarda sıcacık bir çay içmiş gibi oluyor. Tıpkı annesi gibi…

“Hatıraları Saklama Sandığı” sıcacık bir öykü değil sadece. Yaşama dair ufak ayrıntılar, incecik bir hüzün, merak ve sevginin sayfalara dizilmesi. Sanatın ve sevginin iyileştirici yanını okuduğumuz her satırda yolumuza katıyoruz. Çocuklar gibi…

KÜNYE: Hatıraları Saklama Sandığı, Can Göknil, Can Çocuk, 64 Sayfa, 2021.

DAHA FAZLA