Vitrin: Yeni çıkanlar
Haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
İleri Haber
YAŞAMAKLAR - CANER ALMAZ
“Seni bağışladım. Artık sen de benim gibi yalnızsın.
Seni affettim. Artık ben de senin gibi yalnızım.”
Aynı düşüncelerle aynı yöne bakıp aynı şeyleri hissederken bile yalnızlığın ağırlığından kurtulamayan Kenan ve Füsun, geçmişin kırıklarını onarıp hayatın çatlaklarını kırılgan bir inançla doldurmaya çalışırken birbirinde teselli bulamamanın çaresizliğiyle yüzleşiyor. Berikinin hikâyesinden sızan acı ötekinin ayağına dolanıyor; ötekinin ruhunu kemiren hasret berikinin kanadını kırıyor. Sevmek yetmiyor; koca dünya bir ev, iki eksik bir tamam etmiyor: Her tanrı bir gün gömülüyor.
Caner Almaz, beraber yürünen yolların, bugünün ilacını geçmişte arayanların, herkesten çok kendisiyle konuşanların, hevesleri korkularında boğulanların, mağdur edildikçe zalimleşip bağışladıkça kendine kalanların hikâyesine taze bir nefes katıyor ilk romanıyla: “Nasıl oluyor bu yaşamaklar, insanlar hayatı nasıl atlatıyor?”
“İçim ağrıyordu, bunu kimseye anlatamazdım. İş çıkışı anneme uğradım. Yatağında bir tüy gibi, öylesine narin yatıyordu. Baş ağrılarından şikâyet etti. ‘Anne,’ dedim, ‘Füsun gitti.’ Bana uzun uzun baktı. Öyle şefkatle baktı ki ağlayasım geldi. ‘Gitmemiştir oğlum, içinde bir yerlere saklanmıştır. Öyle kolay gidilir mi?’”
(Tanıtım bülteninden)
KÜNYE: Yaşamaklar, Yazar: Caner Almaz, Everest Yayınları, 2021, 176 Sayfa
***
SİLSİLE: BİLİMKURGU ÖYKÜLERİ
Sınırları belki ancak uzayın sınırlarıyla kıyaslanabilecek hayal güçlerinden doğmuş, bazısı fazlasıyla “tanıdık” bazısı ise olabildiğince “yabancı” metinler...
“Hiçbir görgü kuralı, hiçbir nezaket, hiçbir şeye saygı yok bu dünyada. Yalnızca oluk oluk akan para, yalnızca zehirli neon ışıklar, yalnızca kaçış ve kovalamaca. Gölgelerin sardığı pazarlar, naylonla sarılmış bedenler, gizemli şeylerin ticareti. Kaybolursun çoğu zaman. Orada hayat kovalar seni, bazen arzular, bazen de ismini bilmediğin bir düşman.”
Türkiye Bilişim Derneği Bilimkurgu Öykü Yarışması’nda 2016-2020 yılları arasında derece alan öykülerden yapılmış bir seçki, bir silsile...
Faruk Ayvazoğlu, Funda Özlem Şeran, Furkan Malkoç, Gökçe Mehmet Ay, İsmail Yamanol, İsmail Yiğit, Kadri Kerem Karanfil, Mehmet Kardaş, Meryem Demirli, Murat “duraladam” Dural, Nur İpek Önder Mert, Özgür Hünel, Ruken Asya Çiftci, Serdar Yıldız, Serkan Köybaşı, Şehriban Genç, Tuğrul Sultanzade
(Tanıtım bülteninden)
KÜNYE: Silsile: Bilimkurgu Öyküleri, Yazar: Kolektif, İthaki Yayınları, 2021, 184 Sayfa
***
BAZILARI ISIRGAN SEVER - JUNIÇIRO TANIZAKI
Her böceğin ağız tadı farklıdır ama bazı böcekler ısırgan sever.
Birbirlerine karşı artık herhangi bir tutku beslemeyen Kaname ve Misako’nun evliliği çatırdamış, can sıkıcı bir belirsizliğe sürüklenmiştir. Ayrılık kaçınılmaz olsa da başkalarının kollarında tutku ve tatmin aramaya, durumu oğullarına açıklamayı ertelemeye, boşanmanın ağırlığından kaçınmaya devam ederler. Kızının evliliğinin yeni ve yabancı bir kültürün etkisiyle zarar gördüğüne inanan Misako’nun babası ise, çifti klasik Japon sanatlarına yönlendirerek onları bu çıkmazdan kurtaracağını düşünür. Böylece, eski ve yeni, genç ve yaşlı, Doğu ve Batı arasındaki çatışma büsbütün görünür olur.
Bazıları Isırgan Sever, başarısız bir evliliği anlatırken Batı kültürünün değerleri ile geleneksel Japon kültürü arasındaki gerilimi de açığa çıkaran, Japon toplumundaki kültürel krizin yansıması olarak da okunabilecek etkileyici bir roman.
“Tanizaki en sevdiğim yazarlardan biri. Aşkın kendisi kadar çoğu zaman sapkın yönlerini de kaleme alıyor.”
Henry Miller
(Tanıtım bülteninden)
KÜNYE: Bazıları Isırgan Sever, Yazar: Cuniçiro (Juniçiro) Tanizaki, Çeviren: Devrim Çetin Güven, Can Yayınları, 2021, 224 Sayfa
***
YUKARIDAKİLER VE AŞAĞIDAKİLER - PALOMA VALDIVIA
"Nosotros" (biz) yazarı paloma valdivia’dan sıcacık bir hikâye daha…
Dünya üzerinde iki çeşit insan vardır.
Yukarıdakiler ve aşağıdakiler.
Aslında hepimiz aynıyız, ufak tefek farklılıklarımız olsa da...
(Tanıtım bülteninden)
KÜNYE: Yukarıdakiler ve Aşağıdakiler, Yazar: Paloma Valdivia, Çeviren: Hilal Kınay, Nota Bene Yayınları, 2021, 32 Sayfa
***
TÜRKİYE'DE ERMENİ OKULLARI VE ERMENİ KİMLİĞİ - LİNDA BARIŞ
“Ben Ermeni okulunda okudum. Ermeni okullarında okutulan tarih kitapları bütün ülkede bütün liselerde okutulan tarih kitaplarıdır ve bu tarih kitaplarında Ermeniler vatan haini gösterilir, haindir, arkadan vurandır. Ve sen bir Ermeni olarak onları okurken çok fazla psikolojik olarak bir karmaşaya düşersin çünkü aa biz vatan hainiymişiz, biz böyle şeyler yapmışız. Ama ailende öyle duymazsın. Ailende başka bir tarih duyarsın. Bu iki farklı tarihin o çocuk kafanda karışması gerçekten ileride çok ciddi sorunlar yaratır.”
Bir Ermeni okulu mezunu Türkleştirme politikaları çerçevesinde dönüştürülen Ermeni okullarında uygulanan eğitim sistemi ve müfredat, Ermeni kimliğinin biçimlenmesini nasıl etkiledi? Ne gibi kimlik karmaşaları yarattı? Ermeni okullarında hüküm süren sıkı denetim havası, ortamı ve öğrencileri nasıl etkiledi? Buradaki Ermenice dil öğretimindeki kısıtlamalar, Ermenicenin zayıflamasında veya yitiminde nasıl bir rol oynadı? Türkiye’de Ermeni Okulları ve Ermeni Kimliği kitabı, bu sorulara etraflı cevaplar getiriyor. Başta tarih dersindeki “Ermeni meselesi” olmak üzere müfredat ve öğretmen atamalarıyla ilgili sorunlardan “Ermenice bilmeden Ermeni olunur mu?” tartışmasına; öğretmenlerin, velilerin, mezunların ve Türk ve Ermeni okulları arasında geçiş yapan öğrencilerin deneyimleri, konunun toplumsal ve insanî boyutlarına nüfuz etmemizi sağlıyor. Linda Barış’ın etkileyici çalışması, Türkiye’deki Ermeni kimliğiyle beraber, Türk kimliğine de bir ayna tutuyor
(Tanıtım bülteninden)
KÜNYE: Türkiye'de Ermeni Okulları ve Ermeni Kimliği, Yazar: Linda Barış, İletişim Yayıncılık, 2021, 270 Sayfa
***
SOVYETLER BİRLİĞİNDE KOMÜNİST KADIN HAREKETİ 1919-1930 - BURCU ÖZDEMİR
Ekim Devrimi’nden sonra kurulan Jenotdel (1919-1930); Komünist Partisi’nin işçi ve köylü kadınlar arasındaki çalışmalarını örgütleyen birimdi. Sovyetler Birliği coğrafyasında faaliyet göstermekle birlikte, hiç kuşkusuz tüm dünyadaki kadın hareketinin yıllar süren mücadelesinin bir sonucuydu. Burcu Özdemir’in Sovyet arşivlerinden de yararlanarak kaleme aldığı bu kitap, Jenotdel konusunda Türkiye’de yayınlanan ilk bağımsız ve geniş kapsamlı çalışma olma özelliğini taşıyor.
İnessa Armand, Aleksandra Kollontay, Nadejda Krupskaya gibi isimlerin önderliğinde kurulan Jenotdel’in öncelikli hedefi, kadınların toplumun eşit birer üyesi haline getirilmesi ve politik açıdan eğitilmesiydi. Bunun için komünal tesisler (kreşler, yemekhaneler) açtı; okuma yazma kursları, mitingler, konferanslar düzenledi; dergiler çıkardı. Yanı sıra, ekonomik açıdan zor durumdaki yalnız, evsiz ve küçük çocuklu kadınlara verilen toplumsal desteği güçlendirdi. Jenotdel, partiye bağlı bir birim olmakla birlikte geniş yetkilerle donatılmış bir karar merkeziydi.
Sovyetler Birliği’nde Komünist Kadın Hareketi, kadınları özgürleştiren devrimci reformların özellikle Doğu Cumhuriyetlerinde ne büyük tepkiler yarattığını belgelerle ortaya döküyor. Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi, başlık parası, poligami ve çarşafa karşı Jenotdel’in Azerbaycan’da verdiği zorlu mücadele, bu kitabın en dikkat çekici ve ilgiyle okunacak bölümlerinden birini oluşturuyor.
(Tanıtım bülteninden)
KÜNYE: Sovyetler Birliğinde Komünist Kadın Hareketi 1919-1930, Yazar: Burcu Özdemir, Yordam Kitap, 2021, 144 Sayfa