Vitrin: Yeni çıkanlar
Değerli İleri Kitap takipçileri ve kitapseverler, haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizlere özel bir derleme hazırladık. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
DOKUZDAN KÜPE ÇİÇEĞİ - ELİF ERDOĞAN
Elif Erdoğan'ın kırılganlığın içinden gelen direnişle çevrili öykülerinin her köşesinden ümit taşıyor. Çenesi titreyen korkakların büyük cesareti, kumru yuvasına yer açma nezaketi, bir yaprağa bir karıncaya duyulan aşkın deliliği... İyileşen, üzülen, neşelenenlerle dolu Dokuzdan Küpe Çiçeği yazarın ilk öykü kitabı. Geyik olacak kadar vakti vardı. Ona uzun bir ağıt yakacak kadar yası. Bu yüzden karıncalar taşıyordu onun yükünü taç yapraklara. Kendini durmadan doğuran bir güneş gibi dönüyordu yörüngesinde. Bütün bunlar bittiğinde belki bir hikâye olabilirdi. Şimdilik sadece ormandan çıkmanın bir yolunu bulmaya çalışıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Dokuzdan Küpe Çiçeği, Yazar: Elif Erdoğan, Yapı Kredi Yayınları, 2021, 104 Sayfa
ALAYCI KUŞ - WALTER TEVIS
Vezir Gambiti ve Dünya'ya Düşen Adam'ın yazarı Walter Tevis'ten Fahrenheit 451, Cesur Yeni Dünya ve 1984 geleneğinde, çarpıcı bir distopya!
Nebula En İyi Roman Ödülü Adayı
“Alaycı Kuş, merkezine aldığı konu ve okumanın yeniden keşfine verdiği önemle, Fahrenheit 451'in gayri resmi bir devam kitabı gibi.” –San Francisco Chronicle
“Bilgisayarlaşmanın tehlikesine dair pek çok kitap okudum ama hiçbiri Alaycı Kuş kadar beni sarsmadı. İnsanların okuma yetisini, daha da kötüsü okuma hevesini kaybetme olasılığı fazlasıyla muhtemel. Çok iyi yazılmış, çok iyi bir kitap!” –Anne McCaffrey
“NEW York Âdeta Bir Mezarlık. Empıre State Binası Da Onun Mezar Taşı.”
Walter Tevis, bilimkurgunun özünü çok iyi kavramış, çağının hem en asi hem de en yumuşak başlı yazarlarından biri. Yazarın Dünya'ya Düşen Adam ile birlikte en iyi bilimkurgu romanı olarak görülen Alaycı Kuş ise istikrar, düzen, mutluluk gibi maskelerin altına saklanmayan, dehşetli ve melankolik bir distopya.
Gelecek, insan nüfusunun fazlasıyla azaldığı, var olan insanların da ilaçlar sayesinde intihardan uzak durduğu, robotların ve teknolojinin hegemonyasında, kasvetli, postapokaliptik bir yer. Bu dünyada ne sanat, ne kitap ne de yeni doğan çocuklar var. Öyle bir dünya ki insanlar yaşamaktansa diri diri yanmayı yeğliyor.
Ancak üç kişi sayesinde bir umut ışığı belirecekti: ölmek isteyen ama yazılımı gereği kendini öldüremeyen, dünyanın hâkimi, yaratılan en kusursuz makine, robot Spofforth; kendi kendine okumayı öğrenerek büyük bir suç işleyen Paul; düzenin dayattığı ilaçlardan kaçan Mary Lou.
İnsanlığın kederinin en karanlık kuytularında, sevginin mümkün olmadığı bir dünyada umut etme cesareti gösteren Mary Lou ile Paul'ün yolları, Spofforth'ın ikilemleri yüzünden hiç ummadıkları bir biçimde çatallanacak ve insanlığın kaderini değiştirecekti.
Alaycı Kuş, kaçınılmaz sonuyla uzlaşan insanlığın ağıtı.
Jonathan Lethem'ın önsözüyle
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Alayıcı Kuş, Yazar: Walter Tevis, Çevirmen: Cihan Karamancı, İthaki Yayınları, 2021, 280 Sayfa
NEDEN BU KADAR AKILLIYIM? - FRIEDRICH NIETZSCHE
Neden Bu Kadar Akıllıyım? Alman filozof Friedrich Nietzsche’nin otobiyografik nitelikte kurguladığı Ecce Homo’dan bir kesittir. Nietzsche’nin Ekim 1888’den buhran geçirdiği Aralık 1889’a dek üzerinde çalıştığı bu metin, filozofun kendisiyle ve eserlerine konu olan düşünce biçimiyle hesaplaşmasına dayanır. Bu kitapta yer verdiğimiz “Neden Bu Kadar Akıllıyım?”, “Neden Bu Kadar Bilgeyim?” ve “Neden Bu Kadar İyi Kitaplar Yazıyorum?” başlıkları, bir soru olmanın ötesinde, Nietzsche’nin kendini prototip insan olarak sunduğu eserinin belkemiğini oluşturur. Hıristiyanlık ve değer kavramlarının sorgulandığı; ahlak, özgür irade, Tanrı gibi anlam alanı sabitlenmiş kavramların tartışmaya açıldığı Neden Bu Kadar Akıllıyım?, Nietzsche’nin zihinsel yetilerini yitirmeden önce giriştiği son hesaplaşmadır.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Neden Bu Kadar Akıllıyım?, Yazar: Friedrich Nietzsche, Çevirmen: Şebnem Sunar, Can Yayınları, 2021, 64 Sayfa
PELİN ÖZER – LİYA LU
Liya Lu, Pelin Özer’in 2004-2021 yılları arasında yazdığı şiirlerden geniş bir kesiti dört bölüm halinde buluşturuyor. “En eski masal”a, aşka, başlayana ve bitene, lekesi aya vurduğunda kendini ele veren yalnızlığa yazılmış, büyük uzay çiçeğinin ten hamurundan doğacağına inanan bir şiir. Liya Lu’da Pelin Özer, göklerin sır yurduna, “hiç kimseye ait olmayan yere”, dağ sularının ıslığını bilen kuşların hafızasından geçerek varılacağını fısıldıyor bir kez daha. Liya Lu, harflerin taşlara denk olduğu “Tanrı yazı”nda zamanın çıtırtısını, seslerin şarkılı akışını duymuş bir yazıya götürüyor bizi. Şiir: Aşinası olduğumuz acının mürekkebi; kabuk bağlasa da bağlamasa da!
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Liya Lu, Yazar: Pelin Özer, Ayrıntı Yayınları, 2021, 160 Sayfa
YENİDEN ÜRETİLEN MEKANLAR: SİVAS'TA ANI, ANIT VE ÖTEKİ MEKAN - PINAR KARABABA DEMİRCAN
Bu çalışma yakın dönem Türkiye tarihinin sıkça gündeme gelen kentlerinden biri olan Sivas’ın son yıllardaki dönüşümünün kent içinde yaşayan farklı topluluklarca nasıl deneyimlendiğini tarih, bellek ve mekân üzerinden incelemektedir. Kentin yeniden üretimi süreci ile kentin deneyimlenmesi arasındaki gerilimli ilişki kent estetiğinin ve kentsel söylemlerin dönüşümü, yersiz-yurtsuzlaştırma süreçleri ve kentte yaşayan çeşitli grupların mekânı kendi deneyimlerince uygunlaştırma pratikleri çalışmanın merkezinde yer alır. Kentin deneyimlenmesinin öznel yapısı otorite tarafından tanımlanmış bir mekân deneyiminde kaybolurken kenti bir toplumsal ilişkiler zemini ve üretim mekânı olmaktan çıkartarak tüketilecek bir metaya dönüştürmektedir. Bu dönüşümün yerleştirdiği yaşam tarzı beraberinde belleği ve farklı mekânlarla kurulan öznel ilişkiyi kullanan direnç mekanizmalarını da harekete geçirmektedir. Merkezde bulunan ve oradaki konumlarını korumaya çalışan esnaflar; kadınlara yönelik kültürel ve siyasi hedefin odağında olan muhafazakâr kadınlar; heterojen yapıda olmakla birlikte çoğunluğu Alevi halkın oluşturduğu mahallelerdeki birbiriyle destekleşen halk ve eski Madımak Oteli etrafında örgütlenen hareketin aktörleri bu araştırma kapsamında dönüşüme karşı bazen kesişen direnme pratikleriyle kentin hafıza ve söylemde yitimine karşı çıkmaktadırlar. Mekânsal düzenlemenin yoğunlaştığı 2007-2013 arası kritik bir dönemin bir kısmında saha çalışması yapılan bu araştırma yeni döneme geçişin parçası olan memnuniyetsizlik, çatışma ve mekân tutmanın küçük ölçekli bir yansımasını, bir başka deyişle bugünkü mekâna geçişi sağlayan önceki mekân politikalarının küçük ölçekli bir tarihini sunar.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Yeniden Üretilen Mekanlar - Sivas'ta Anı, Anıt ve Öteki Mekan, Yazar: Pınar Karababa Demircan, Nota Bene Yayınları, 2021, 192 Sayfa
KEŞİF YILLARI: KREŞ VE ANAOKULU DÖNEMİ 2-6 YAŞ - HEDVIG MONTGOMERY
26 Dile Çevrilen Anne Baba Sihri Serisinden
Bebeklikten çocukluğa geçiş, gelişimsel alanların her birinde atakların yaşandığı, çocuğun becerileri kadar ihtiyaçlarının da gözetilmesinin elzem olduğu çalkantılı bir süreçtir. Çocuğunuzun duygular denizine yelken açtığı bu ilk yolculuğunda güvenli liman sizsiniz; aranızdaki bağı inşa edip kendini güvende hissettirecek ve onunla birlikte yürüyecek olan, sizsiniz.
Anne Baba Sihri ve Hoş Geldin - İlk İki Yaşın Sihri ile ülkemizde de önemli bir okur kitlesi edinen ünlü psikolog ve aile terapisti Hedvig Montgomery, Keşif Yılları’nda 2-6 yaş dönemini kapsayan kreş ve anaokulu yıllarına odaklanıyor. Montgomery bu kitabında, çocuğun öğrenme sürecine eşlik etme, teknolojik alet kullanımı, dönemsel krizler, kardeş ve akran ilişkileri, inatlaşma, çocuğun duygularını görme, sınır koyma ve rehberlik etme gibi zorlayıcı pek çok alanda ebeveynlere ışık tutacak önerilerini yalın ve içten bir dille sunuyor. Keşif Yılları, zorlandığımız konu ne olursa olsun, bağ kurmaktan daha kolay ve şefkatli bir yolun olmadığını fark etmemiz için harika bir yol gösterici.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Keşif Yılları - Kreş ve Anaokulu Dönemi 2-6 Yaş, Yazar: Hedvig Montgomery, Çevirmen: Banu Gürsaler Syvertsen, Domingo Yayınevi, 2021, 248 Sayfa