Vitrin: Yeni çıkanlar
Değerli İleri Kitap okurları, haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.
NEDRET - GÜZİDE SABRİ
Nedret burada birkaç defa kendi duygularına daldı. Kalbinin derin bir köşesinde, kendisine gizli gizli gülümseyen, ümide benzer bir şey vardı. Tekmil varlığını, ince ipek bir ağın cazibesi sarıyor, bunun düğümlerini ezelî bir kudretin yardımıyla bağlıyordu. Şu dakikada öksüzlük ve kimsesizlik eleminden daha acı bir mahrumiyet ıstırabı hisseden Nedret tahammülü kıran bir ruh mücadelesi içinde çırpınıyordu. Gözlerinde süzgün bir yeis vardı. Genç ve güzel çehresinin ince hatları üzerinde, geçen günlerin, ölmüş kurumuş hayallerinin gamlı ve solgun gölgeleri dolaşıyordu.
Güzide Sabri’nin, en çok okunan romanı Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi’nin devamı olarak, ondan on sekiz yıl sonra yazdığı Nedret, ilk romanın talihsiz kahramanı Fikret’in kızı olan Nedret’in hikâyesinin konu edildiği, öncülü kadar sürükleyici bir roman. Genç Nedret, yüzünü bile hatırlamadığı annesinden kalan notlarla ve mazide kalmış hikâyenin kahramanı insanların hayatına girmesiyle geçmişin puslu perdesini aralamaya çalışırken kendi de annesininkine hiç de uzak olmayan yeni bir aşk hikâyesinin kahramanına dönüşmektedir.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Nedret, Yazar: Güzide Sabri, Can Yayınları, 2021, 200 Sayfa
BOZADAM - ÖMER İZGEÇ
Değişen sadece insan değil. Korkular da değişiyor zamanla. Yakın ya da uzak herkes seziyor bu değişimi. Hepimiz koşarak uzaklaşmak istediğimiz şeylere dönüşüyoruz. Bir ev arıyoruz, bir eşik, yeni bir yurt, taze, sıcak bir el. Kaybetmenin bir tür yeniden bulma olduğunu öğreniyoruz yine de. El yordamıyla anlıyoruz gerçeği. Sürekli kendimizle karşılaşarak, arayarak ve deşerek.
Ömer İzgeç, Bozadam ile yepyeni ama ürkütücü bir dünyanın kapılarını açıyor bize. On iki yaşındaki Es’in hikâyesinde tanrı, inanç, kader, kabulleniş, umut ve aşk gibi konular üzerine düşünürken coğrafyamızda da tanık olduğumuz ayrımcılık, ikilik ve nefret tohumlarıyla yüzleşiyoruz. Roman, zaman ve mekân bilinmezliğiyle, anlattığı hikâyenin gizemli havasıyla okuru doğrudan içine alıyor.
“Unutulan geçmiş yerini tedirginliğe ve kaynağını hâkimiyet ülküsünden alan hiddete bırakmıştı. Var olmanın, farklılıkları yok etmekle mümkün olacağını düşünüyorlardı. Korkmuşlardı ve korku, ötekini yok etme dürtüsünü beraberinde getiriyordu.”
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Bozadam, Yazar: Ömer İzgeç, İthaki Yayınları, 2021, 192 Sayfa
ENDER KUŞ - SHELLEY PEARSALL
Farklılıkların armağan, bakış açısının umut olduğu bir dünya...
Çağdaş Amerikan edebiyatının ödüllü yazarı Shelley Pearsall, bakış açısının, empatinin ve yaratıcılığın birleştirici etkisini gözler önüne seriyor. Her yaştan okuru, yaşamı bambaşka görebilen çocukların dünyasına davet eden roman, bakış açısının önemini çarpıcı bir hikâyeyle resmediyor. Özel bir çocuğun, sıradışı gözlem gücüne sahip bir başka çocuğun gözünden anlatılan yolculuğu, zengin karakterlerle renkleniyor, usta işi bir kurguyla işleniyor. Sanattan spora, otizmden arkadaşlığa uzanan ve gerçek bir hikâyeden esinlenerek kaleme alınan roman, hepimize farklılıkların uyumunu ve değişimin gücünü duyumsatıyor.
April, ders aralarında küçük sınıfların gönüllü gözetmenliğini yapar. Herkesin tuhaf bulup dışladığı Joey’nin okul bahçesindeki sıradışı hareketleri dikkatini çeker. Kimseyle iletişim kurmayan Joey’yi izledikçe, onun rastgele daireler çizmediğini, aslında bambaşka bir bakış açısına sahip olduğunu keşfeder. Yeni arkadaşı Veena ile birlikte Joey’nin olağanüstü desenlerinin sırrını çözmeye çalışırlar. Onların sayesinde okulun ilgi odağı oluveren Joey içinse çok şey değişecektir...
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Ender Kuş, Yazar: Shelley Pearsall, Çevirmen: Azade Aslan, Günışığı Kitaplığı, 2021, 296 Sayfa
KEDİCE BİR TUTKU – EGE
İsyan ve Asil Dede’nin Düğünü romanlarıyla okuru iklimler, renkler, denizler, insanlar ve saf hislerle buluşturan Ege, Kedice Bir Sevda romanında kurduğu mizah ve aşk dolu hikâye evrenine, Kedice Bir Tutku'da okuru bir kez daha davet ediyor.
Hayta ve nankör bir âşıkken kaybettiği sevgilisi Elif'in kalbini, bir kedi olarak dünyaya yeniden geldiğinde kazanmayı başaran Tayfun'un saadet günleri beklenmedik bir gelişme ve evlilik kararıyla bozulur. Geçmişin kara bulutları etrafında toplanırken, alt tarafı bir kedi olan kahramanımız sevdiği kadının mutluluğuna sahip çıkıp kararlarına saygı duymak ile onu üzmek pahasına korumak, kaybetmek pahasına olaylara pati koymak arasında bocalamaktadır.
Kedice Bir Tutku'nun muzip ve oyunbaz macerasında kuyruklar birbirine dolanıyor, kimileri dört ayak üstüne düşüyor, tüyler kabarıyor ve yine “miyavvv”lar çok şey anlatıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Kedice Bir Tutku, Yazar: Ege, Alfa Yayıncılık, 2021, 125 Sayfa
HIZ ÇAĞINDA OYALANMAK - HAKKI ÖZDEMİR
Gözün kulağa, görmenin işitmeye ve imajın söze baskın duruma geldiği hız çağında edebiyat, ya zamana sığınmış ya muammaya dönüşmüş ya da anlatım yöntemini anlattığının önüne koymuş ve kendi varlık gerekçesine, yani malzemesi olan dile dönmüştür. Bu tavır, bir bakıma öze dönüp kapanma hâlidir ki şiirden düzyazıya, tiyatrodan sinemaya sanatın hemen her dalında karşılık bulmuş ve yirminci yüzyıl sanatında derin bir bölünmeye yol açmıştır. Artık bir tarafta Kayıp Zamanın İzinde veya Ulysses gibi topluma inemeyen, bir avuç eleştirmenin ve uzmanın hakkında konuştuğu yüksek sanat; diğer tarafta yine eleştirmenler ve uzmanlarca daima küçümsenen popüler sanat vardır.
Hız Çağında Oyalanmak’ta “hız”, popüler sanatın; “oyalanma” ise yüksek sanatın alegorisi olarak ele alınıyor ve sinemayla roman arasındaki sürekli bağlantı göz ardı edilmeden her iki türle ilgili göstergelerin izi sürülüyor. Neyin yüksek, neyin popüler, kimin kalıcı, kimin uçucu olduğuna ilişkin yorumlar getiriliyor. Doktor Jivago, Anayurt Oteli, Zeytin Ağaçları Altında, İki Şehrin Hikâyesi, Firavun İmanı, Yol Ayrımı, Ruh Adam, Tutunamayanlar, Karartma Geceleri, Masumiyet Müzesi ve Çingeneler, Hakkı Özdemir’in hız çağında oyalandığı metinlerden bazıları.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Hız Çağında Oyalanmak, Yazar: Hakkı Özdemir, Çolpan Yayınevi, 2021, 160 Sayfa
SAKLI TARİHİN İZİNDE: OSMANLI'DA MODERNLEŞME, ANAYASA, SOSYALİZMİN KÖKLERİ VE ERMENİ VEKİLLER - KADİR AKIN
Kadir Akın, elinizdeki kitapta, Osmanlı Meclis-i Mebûsan’ında Ermeni mebusların yürüttüğü sosyalist muhalefeti mercek altına alıyor. Daha evvel hiç gün yüzüne çıkmamış belgelerin yardımıyla ve resmi tarih anlatısının sağ ve “sol” versiyonlarını tekzip eden bir yaklaşımla genel olarak Türkiye siyaset tarihine, özel olarak da Türkiye sosyalist hareketi tarihine ışık tutuyor.
“Kadir Akın, saklı tarihin izinde koşturarak Osmanlı Devleti’nin özellikle son 50 yılına yenilmiş devrimlerin bakış açısından bakıyor; tarihsel olguların üzerindeki örtüyü kaldırıyor ve karşımıza çıkarttığı yeni olgu setiyle birlikte ortaklaşa yanıtlamamız için sosyalist hareketin önüne bir de yeni soru koyuyor: Hınçak Partisi ve onurlu devrimcileri ortak tarihimizin ve enternasyonalist mirasımızın bir damarı ve entelektüel ve politik müktesebatımızın bir bileşeni değil midir? Saklı Tarihin İzinde bizi geçmiş ile şimdiki zaman arasındaki bitmeyen diyalogun yeni bir faslına davet ediyor.” Ertuğrul Kürkçü
“Saklı Tarihin İzinde Osmanlı Meclis-i Mebûsan’ında Ermeni milletvekillerinin mücadelesini anlatıyor. Ermeni milletvekillerinin mecliste yalnızca Ermeni halkının değil, tüm Osmanlı halkının haklarını savunduğunu ve mağdurların sözcüsü olduklarını çarpıcı örneklerle ortaya seriyor.” Garo Paylan
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Saklı Tarihin İzinde: Osmanlı'da Modernleşme, Anayasa, Sosyalizmin Kökleri ve Ermeni Vekiller, Yazar: Kadir Akın, Dipnot Yayınları, 2021, 354 Sayfa