Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizler için derledik, keyifli okumalar dileriz.

FUKARA ÖLÜSÜ - SUAT DERVİŞ

Suat Derviş’in bilinen üç öykü kitabı, Ahmet Ferdi, Behire’nin Talipleri ve Beni Mi? onun 1921-24 yılları arasında yazdığı öykülerden ibarettir. Oysa Derviş, tüm kariyeri boyunca öykü yazmaya devam etmiştir. Gazete ve dergi ciltleri arasında kalan yüzlerce öyküsünden, 1930-41 yılları arasında yazılmış yirmi yedi tanesi bu derlemede bir araya geliyor. Fukara Ölüsü’ndeki tüm öyküler insanın ‘para’yla ilişkisine dair. Derviş’in karakterleri paranın yokluğu ya da varlığıyla sınanıyor bir bir.

“Eline alışık olmadığı bir para geçince, parasızlık yüzünden çekmeye mahkûm olduğu bu hayattan kaçmak istemişti. Bir gün için bile olsa yaşamak, insan gibi yaşamak istemişti.”


Bizim Hikâye, Osmanlı’dan günümüze edebiyatımızda öykünün izini süren, öykücülüğümüzü var etmiş, geliştirmiş yazarların eserleri arasından en güzellerini, en başarılılarını, en önemlilerini belirli bir tematik bütünlük gözeterek ortaya koyan, 1850’lerden 1950’lere kadar bir asırlık öykücülüğümüzün verimlerini bir araya getiren bir kitap dizisi.

Bizim Hikâye dizisiyle birlikte, hem öykücülüğümüze dair bütünlüklü bir söz söylemek hem de yeni öykücüler keşfetmek üzere farklı yolculuklara yelken açıyoruz.

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Fukara Ölüsü, Yazar: Suat Derviş,  İthaki Yayınları, 2021, 232 Sayfa

FEMİNİST OKUMALAR: CUMHURiYET'TEN GÜNÜMÜZE EDEBiYATTA CiNSELLiK VE EROTiZM - ONUR BÜTÜN

Metinler dünyaya bakışın resmi ya da fotoğrafıysa, yazar gözünü dünyaya batırıp yazansa, okuma edimi eleştirel bakışı yanına almak zorunda. "Feminist okuma" eleştirinin kadından yana bakışını temsil eden, metinden yola çıksa da dünyayı yorumlayan, okuduğu dünyayı tersyüz ederek yeniden yazan bir eylemi anlatır. Dolayısıyla feminist okuma, yazarın başka türlü bir yaşam isterken düştüğü tuzaklara dikkat çeken, dönüşümü tetikleyen üçüncü gözün temsilidir.

Okumak, kadınlar açısından metaforik bir kalkan, kaldıraç ya da silah diye düşünülebilir. Kadınların ve queerlerin hafızasında kimi zaman bireysel kimi zaman kolektif yollarla oluşturulmuş okuma listeleri bulunuyor. Bu listeler paylaşılıyor, okunuyor, üzerine konuşuluyor ve eleştiri yazıları yazılıyor. Queer/feminist kanonun oluşumu ve gelişimi üzerine yayımlanan metinlerin sayısında ciddi bir artış var. Türkiye'de ve dünyada feminist kuram tüm disiplinleri etkiliyor.

Feminist Okumalar/Cumhuriyet'ten Günümüze Edebiyatta Cinsellik ve Erotizm, tarihsel, felsefi ve psikanalitik bağlamlarıyla metinleri irdeliyor, queer/feminist yönteme ve araştırmaya yüzünü dönen, edebiyat tarihimize bu bağlamda eşitlikçi yaklaşan yanıyla özel bir tartışma yürütüyor. Feminist ve queer kanon üstüne, feminist yöntem ve disiplinlerarasılık üzerine düşünen herkes için, yaklaşık yüzyıllık edebiyat tarihinin üretilmiş metinlerine odaklanıyor, eşit biçimde kurgulanmış "roman/queer roman", "tiyatro/queer tiyatro" vb. bölümlerle alana katkı sunarken, dildeki dönüşümlere, cinsiyetlendirilmiş imge yaratımına ve "feminist okumalar" atölye çalışmalarına dayanan deneyimiyle, kadınları ve queerleri bağımsız araştırmaya ve okumaya davet ediyor.

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Feminist Okumalar-Cumhuriyet'ten Günümüze Edebiyatta Cinsellik ve Erotizm, Yazar: Onur Bütün, Nota Bene Yayınları, 2021, 304 Sayfa

KLARA İLE GÜNEŞ - KAZUO ISHIGURO

"Güneş her zaman bize ulaşmanın yolunu bulur."

Günümüzün en büyük yazarlarından Kazuo Ishiguro, Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandıktan sonra yayımlanan ilk romanı Klara ile Güneş'te, yeni teknolojilerin etkisiyle köklü değişimler geçirmiş bir toplumda yaşanan, sevgi, umut ve fedakârlığa dair unutulmaz bir hikâye anlatıyor.

Sıra dışı gözlem yeteneğine sahip bir yapay zekâ olan Klara, kendisi gibi "Yapay Arkadaş"ların satıldığı mağazadaki yerinden insanları izleyip dış dünyayı öğrenmeye çalışır, onu yeni evine götürecek o özel çocuğu sabırla bekler. O çocuk nihayet çıkageldiğinde, Klara kendini ezici kaygılar ve kırılgan umutlarla dolu bir dünyada bulacak, sarsılmaz bir adanmışlıkla bağlandığı Güneş'in yardımıyla bir mucizeyi gerçek kılmaya çalışırken insan denen canlıyı bütün zaafları ve çelişkileriyle tanıma fırsatı bulacaktır.

"Klara ile Güneş dingin duygusal yoğunluğu sayesinde Ishiguro'nun büyük bir düzyazı üslupçusu olarak yerini sağlamlaştırıyor." Evening Standard

"Beni Asla Bırakma'yı sevenlere göre bir roman: O kitabın DNA'sındaki duygusal açıklık, kendimizi dışarıdan görebilme niteliği ve insanlığa dair ‒tam olarak iyimser denemese de‒ şefkatli, dokunaklı ve hakiki bakış burada da mevcut." The Times

"[Kazuo Ishiguro] büyük bir duygusal güce sahip romanlarında, dünyayla bir bağlantımız olduğu yanılsamasının altında yatan dipsiz uçurumu açığa çıkardı."

2017 Nobel Edebiyat Ödülü'nün gerekçesinden

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Klara İle Güneş, Yazar: Kazuo Ishiguro, Çevirmen: Lale Akalın, Yapı Kredi Yayınları, 2021, 264 Sayfa

NEFES ALMADAN - GERARD VAN GEMERT

Joey ve arkadaşları sahada maç yaparken, tanımadıkları bir çocuk kenarda oturmuş, onları izlemektedir. Joey onu maça davet edince çocuğun adının Adil olduğunu, sahanın yakınındaki Sığınmacı Merkezi'nde yaşadığını öğrenirler. Çok geçmeden, Adil'in müthiş yetenekli olduğu ortaya çıkar. Fakat Joey'nin arkadaşlarının çoğu Adil'le ilgili önyargılıdır. Çocuğun onlarla vakit geçirmesine ve kendi futbol kulüplerinin altyapısına katılmasına sıcak bakmazlar. Joey, Adil'le arkadaşlık etmeye başlayınca, o ve ailesinin Suriye'den aylar süren yolculukları hakkında daha çok şey öğrenir ve yeni arkadaşının yaşamak zorunda kaldıklarına çok üzülür. Önyargıları yıkmak hiç de kolay olmayacaktır. Fakat Joey, Adil'i takıma kazandırmaya kararlıdır.

"Nefes Almadan" mülteciler, ırkçılık, daha iyi bir yaşam umudu ve sporun birleştirici gücü hakkında sürükleyici bir hikâye.

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Nefes Almadan, Yazar: Gerard Van Gemert, Çevirmen: Lale Şimşek Çalışkan, Can Çocuk Yayınları, 2021, 160 Sayfa

ESKİ YUNAN TOPLUMU ÜSTÜNE İNCELEMELER 1: TARİHÖNCESI EGE - GEORGE THOMSON

İngiliz bilim insanı George Thomson, tarihöncesi Ege'yi toplumsal, sanatsal ve felsefi yönleriyle incelemek için yıllarını verdi. Yazarın bu yoğun çalışmasının en seçkin ürünü, iki ciltlik Eski Yunan Toplumu Üstüne İncelemeler'dir. Eskiçağ üstüne yapılmış en yetkin araştırmalardan biri olan Eski Yunan Toplumu Üstüne İncelemeler'in ilk cildini oluşturan Tarihöncesi Ege, sosyal bilim alanında disiplinlerarası çalışmalar açısından da çığır açan bir yapıt.

George Thomson'ın etnoloji, arkeoloji, sosyoloji, dilbilim gibi disiplinlerdeki ileri birikimi damıtarak oluşturduğu bu başyapıtında, eskiçağın Ege'si ele alınıyor. Totemcilikten dine, kabileden devlete, kamptan kente, anaerkillikten ortaklaşmacılığa tüm bir tarihsel süreç gözlerimizin önüne serilirken, farklı Ege halklarının, kahramanlık çağı hanedanlıklarının ve onların destanını anlatan Homeros'un hikâyelerine de uzanıyoruz.

Yaşadığımız coğrafyanın tarihsel ve kültürel zenginliğini bir kez daha hatırlatan bu eşsiz yapıt, dilimize de aynı zenginlikte bir Türkçeyle kazandırıldı. Tarihöncesi Ege'yi Celal Üster'in 1983 yılı Azra Erhat Çeviri Ödülü'ne değer görülen çevirisiyle okurlara yeniden sunuyoruz.

"Eğer her kitabın bize bir şeyler öğrettiği düşüncesi yanlış değilse, bugüne kadar okuduğum ve çevirdiklerim arasında en çok şey öğrendiğim kitapların başında Tarihöncesi Ege'nin geldiğini söyleyebilirim. Neler öğrendiğime gelince, özellikle Tunç Çağı'na tarihlenen dönemde Ege'de anaerkillik, toprağı kullanma hakkı, kentlerin gelişimi ve destanın doğuşundan Ege'nin ilkçağ toplumları, uygarlıkları ve kültürlerinin ekonomik gelişme temeli üstündeki oluşumu, yapısı ve evrimine kadar pek çok şey sayabilirim. Ama bu uçsuz bucaksız alanı derinliğine ve ayrıntılı bir incelemeyle gözler önüne seren Tarihöncesi Ege'den asıl öğrendiğim, bir konunun incelenmesinde çok farklı bilim dallarının birbirini zenginleştirmesidir."

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Eski Yunan Toplumu Üstüne İncelemeler 1 - Tarihöncesi Ege, Yazar: George Thomson, Çevirmen: Celal Üster, Yordam Kitap, 2021, 544 Sayfa

DAVALAR: FRANZ KAFKA HAKKINDA - ELIAS CANETTI

Elias Canetti, 1930/31 kış aylarında tek romanı Körleşme’yi yazdığı sırada, Kafka’nın “Dönüşüm” ve “Bir Açlık Sanatçısı” öykülerini okur. Bu öykülerin romanının daha sonraki gelişiminde etkili olduğunu notlarında belirten Canetti, Kafka’ya yönelik ilgisini yaşadığı sürece canlı tutmuştur.
Canetti’nin edebî bir tür haline getirdiği notlarında Kafka’ya sık sık rastlarız. Bu notlarda Canetti, Kafka’nın eserlerine ve kişiliğine yönelik yorumlarda bulunur, kimi zaman kendi hayatıyla paralellikler kurar, dahası kendini Kafka’yla özdeşleştirdiği de olur. Öyle ki, 14.4.1982 tarihli bir notunda, Stockholm’e Nobel ödülünü almaya giderken, aslında “Kafka’ya eşlik ettiğini” belirtir. Elias Canetti bütün eserlerini yoğun bir biçimde incelediği Kafka’nın Felice Bauer ile Mektuplaşmaları’nı ve bu mektuplaşmanın yazıldığı dönemi, Öteki Dava. Kafka’nın Felice’ye Mektupları denemesinde ele almış ve bu dönemin Dava romanındaki izlerini göstermiştir. Canetti Vakfı tarafından Susanne Lüdemann ve Kristian Wachinger’e hazırlatılan bu kitapta, Canetti’nin “Öteki Dava” denemesinin yanı sıra, denemenin yazılmasından önceki 1946–1966 yıllarında, deneme üzerinde çalıştığı 1967–68 yıllarında ve daha sonraki 1969–1994 yıllarında yazdığı notlar yer alıyor. Bu notlarda Kafka’ya ilişkin düşüncelerin yanı sıra, kendi hayatından izler de vardır. Örneğin Kafka denemesini yazdığı sırada tanıklık ettiği 1968 Paris ve Prag Baharı olayları da notlara yansır. Kitapta ayrıca Canetti’nin 1948 yılında Bryanston Summer School’da verdiği “Proust, Kafka Konferansı” ve 10 Mayıs 1980’de, kendisine verilen Johann Peter Hebel Ödülünün töreninde yaptığı “Hebel ve Kafka” başlıklı konuşma da yer almaktadır.

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Davalar - Franz Kafka Hakkında, Yazar: Elias Canetti, Çevirmen: Mustafa Tüzel, Ayrıntı Yayınları, 2021, 384 Sayfa

DAHA FAZLA