Vitrin: Yeni çıkanlar
Sevgili kitapseverler ve İleri Kitap takipçileri, haftanın yeni çıkan kitapları arasından sizlere özel bir derleme yaptık. Newroz ateşinin halklara özgürlük getireceği umuduyla iyi haftalar diliyoruz. Keyifli okumalar...
KADINLIK DURUMU - JULIET MITCHELL
Juliet Mitchell’in Kadınlık Durumu, feminist hareketin politik arka planını, oluşumunu tarihsel ve kuramsal açıdan eleştirel bir perspektifle irdeliyor; erkek egemenliğini üretim, yeniden-üretim, cinsellik ve toplumsallaştırma gibi dört farklı zeminde analize tabi tutuyor ve okura yeni bir feminizm tanımı sunarken aile kavramını eksene alarak eylem halindeki patriyarkanın ayrıntılı bir resmini çiziyor. Günümüz feminist hareketinin gündemini oluşturan temel kavramları kapsamlı bir şekilde ele almasının yanı sıra okuru feminist örgütlenmenin temel ilkeleri üzerine düşünmeye davet ediyor.
Yetmişli yılların başındaki feminist hareketin enerjisini, coşkusunu her satırda güçlü bir şekilde duyuran Juliet Mitchell’in bu eseri Türkiye’den altı feminist kadının (Gülseli, Gülnur, Şirin, Feraye, Şule, Yaprak) feminist perspektifle kolektif olarak çevirmeye karar verdiği ilk kitap olması nedeniyle ayrıca bir öneme sahip. Kendi feminist dilini oluşturma ve feminist örgütlenme ilkelerine göre çalışma amacı da güden bu çeviri süreci, feminist hareketin kolektif çalışma anlayışının pratik bir örneğini oluşturuyor adeta.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Kadınlık Durumu, Yazar: Juliet Mitchell, Çevirmenler: Gülseli, Gülnur, Şirin, Feraye, Şule ve Yaprak, Dipnot Yayınları, 2021, 250 Sayfa
HOMEROSÇU İLAHİLER
Homerosçu İlahiler Yunan tanrılarına yönelik heksametron veznindeki otuz üç hymnos'tan (ilahi/neşide) oluşan bir külliyattır. Bu külliyatın böyle bir başlıkla anılmasının sebebi İlahiler'in Antikçağ'da Homeros'a, yani Ilias ve Odysseia'nın bestecisi olduğu varsayılan kişiye atfedilmesidir.
Homerosçu İlahiler külliyatını oluşturan bu kitaptaki metinler matbu olarak ilk defa Erken Modern Avrupa'nın en etkili hümanistlerinden biri olan Demetrius Chalcondyles tarafından 1488 yılında yayımlanmıştır.
Hepsi tanrılara yönelik bir çağrıyla başlayan ve bir elvedayla tanrıyı uğurlayarak sonlanan Homerosçu İlahiler icracının farklı yaklaşımlarından kaynaklanan stratejileriyle Eski Yunan dini ve mitolojisi kadar, mitsel coğrafya tasavvuruna, Homeros çağından itibaren sürdürülen ve belirli açılardan bütünüyle korunan icra geleneğine dair kilit nitelikte bilgiler sunar. Daha önemlisi, belki de bu metinlerin modern insanın en çok ihtiyacı olduğu bir zamanda "işaret eden dilin" kökten etkisizleştiği kutsallığın liturjik aurasına bin yıllar ötesinden seslenen bir davet niteliği taşımalarıdır. Eski Yunan dini çerçevesinde tanrısallığın bir tür mevcudiyeti/hazır bulunuşu olarak hymnos'un bağlamının sunduğu bu kutsallık, dışarıda bırakan bir ürkütücülükle değil, içten bir selamlamanın beklenmedik irkilticiliğiyle dinleyicilerini çağırır.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Homerosçu İlahiler - Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi, Yazar: Kolektif, Çeviri: Erman Gören, Yapı Kredi Yayınları, 2021, 244 Sayfa
PSİKOLOJİDEKİ KRİZİN TARİHSEL ANLAMI: YÖNTEMBİLİMSEL BİR İNCELEME - LEV VIGOTSKI
Gelişim psikolojisi, çocukların ve ergenlerin psikolojik gelişimi, dil gelişimi, bilişsel gelişim gibi alanlarda yaptığı çalışmalarla tanınan Sovyet psikolog Lev Vigotski’nin temel yapıtlarından birini okurlarla buluşturuyoruz.
Vigotski’nin bu kitabı, diğer eserlerinden bir miktar ayrılıp yöntem tartışmalarına odaklandığı, denebilirse diğer çalışmalarının altyapısını inşa etmeye çalıştığı, bunları yaparken de psikoloji dünyasında 20. yüzyıl başında yaşanan krizi ele aldığı öncü bir yapıt.
Ekim Devrimi’nden dokuz yıl sonra 1926’da kaleme alınan bu çalışma, Marksizm ile psikoloji arasındaki bağları geliştirme, idealizm ile materyalizm arasındaki ayrımları belirleme girişimi olarak da okunabilir.
Kendi çağında psikoloji disiplininin krize girdiğini savlayan Vigotski, ele alınan nesnelerle kavramlaştırmaların birbirinden ayrışmasına, genel bir kuramsal çerçevenin eksikliğine, çözümlenmemiş kuramsal ve yöntemsel sorunların tekrar tekrar ortaya çıkmasına işaret ediyor. Vigotski’ye göre sadece krize işaret etmek değil, onu aşmak için çözüm yollarını göstermek de önemli.
Psikolojinin Freud, Adler, Pavlov gibi büyük isimleriyle, Gestalt okuluyla, Rusya’daki Machçılıkla vb. kriz ve yöntembilim bağlamında yürütülen tartışmalar kitabın tarihî önemini daha da artırırken, günümüzde psikoloji biliminde yöntem birliği eksikliğinden kaynaklı tartışmaların doğru sonuca ulaştırılmasına da katkı sağlayabilecek nitelikte.
“Aracı nitelikte kuramlar –yöntembilimler, genel bilimler– yaratmak için, verili olgular alanının özünü, bunların değişim yasalarını, nitel ve nicel ayırt edici özelliklerini, nedenselliklerini ortaya çıkarmalıyız, buna uygun kategoriler ve kavramlar yaratmalıyız, kısacası kendi Das Kapital’imizi yazmalıyız.”
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Psikolojideki Krizin Tarihsel Anlamı - Yöntembilimsel Bir İnceleme, Yazar: Lev Vigotski, Çevirmen: Şükrü Alpagut, Yordam Kitap, 2021, 256 Sayfa
TUHAFLIKLAR AİLESİ YOLLARDA - JOHN DAVID ANDERSON
Sıradışı bir ailenin sıradışı yolculuğu...
Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün adlı bol ödüllü kitabından tanıdığımız Amerikalı yazar John David Anderson'ın imzasını taşıyan Tuhaflıklar Ailesi Yollarda, ani bir kayıp sonrası alelacele çıkılan bir yolculuğu, kimi zaman matrak kimi zaman gözleri nemlendiren ama çokça da gizemli an(ı)larla buluşturan, iyileştirici bir kenetlenme öyküsü.
Farklılıkları ve kendilerine has tuhaflıklarıyla dikkat çeken Tuhafoğlu ailesi üzerinden “aile olma” kavramını tekrardan tanımlayan bu katmanlı roman, eksantrik tiplemeleri, şaşırtıcı olay örgüsü ve kıvrak üslubuyla üç kuşaklık bir baba-oğul ilişkisine odaklanıyor.
Gizem dolu anlatısını, Orion Takım Yıldızı ve gökyüzü ile ilişkilendirerek okurun merak duygusunu kabartan yazar; hiçbir şeyin dışarıdan göründüğü gibi olmadığını ve gerçeklerin üstesinden gelebilmek için daima cesur adımlar atmak gerektiğini hatırlatıyor.
Tuhafoğlu ruhunu keşfedebilmek için nasıl bir hazine avına çıkmak gerekiyor?
Hayatını ilginç aromalı jelibonlar üreterek kazanan kimyager bir baba, astronom bir anne, “yürüyen sözlük” tanımının vücut bulmuş hâli bir kız kardeş ve müzikalleri ezbere bilen bir ablası varken Orion, Tuhafoğlu ailesindeki en sıradan bireydir. Bir akşam, kapılarına gelen bir palyaço tarafından büyükbabalarının hayatını kaybettiği haberini alan aile, buruk duygular eşliğinde, ona son kez veda etmek üzere apar topar yola koyulur. Geçmişe uzanan bu gizemli yolculukta çocuklar büyükbabalarını, yani Tuhafoğlu Baba'yı daha yakından tanıma fırsatı bulurken, babaları da geçmişiyle ilgili içsel bir yolculuğa çıkar. Trajikomik olayların peşi sıra birbirini kovaladığı bu serüven, Tuhafoğlu ailesini sonsuza dek değiştirmekle kalmayıp, gerçeklerin ardında yatan gizemi de açıklığa kavuşturacaktır...
Bir ailenin geçmişini gün yüzüne çıkaran ve geleceğini yeni baştan tayin etmesine tanıklık ettiren bu etkileyici roman, Tuhafoğlu ailesini ortak bir deneyim etrafında buluşturarak eşi benzerine az rastlanır bir serüven yaşatıyor.
Farklılıklarımızın bizleri ayırmayıp aksine birleştirdiğine vurgu yapan Tuhaflıklar Ailesi Yollarda, aileyi bir arada tutan değerlere temas ederek mutlu ve huzurlu bir aile olmanın sırlarını paylaşıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Tuhaflıklar Ailesi Yollarda, Yazar: John David Anderson, Çevirmen: İpek Güneş Çıgay, Tudem Yayınları, 2021, 304 Sayfa
SPİNOZA'NIN ETİKA'SI: BİR GİRİŞ - STEVEN NADLER
Spinoza’nın Etika’sı, felsefe tarihindeki en dikkat çekici, önemli ve zor kitaplardan biridir. Eşzamanlı olarak metafiziğe, bilgiye, felsefi psikolojiye, ahlak ve siyaset felsefelerine dair bir incelemedir. Spinoza’nınünlü “geometrik yöntem”inde Etika ,onun Tanrı, Doğa, insan ve mutluluküzerine radikal görüşlerini ortaya koyar. 2006 tarihli bu geniş kapsamlı giriş çalışmasında Steven Nadler, Etika’nın argümanlarını ve öğretilerini açıklar ve Spinoza’nın sonu gelmez bir şekilde insanları etkileyen fikirlerinin çağdaşları tarafından neden tedirgin edici bulunmuş olabileceği sorusunun yanında, bu fikirlerin günümüzde neden hâlâ güncelliklerini korudukları sorusunu da cevaplar. Aynı zamanda Spinoza düşüncesinin felsefi arka planını ve Spinoza’nın girdiği diyalogları inceler, sözgelimi çağdaşlarıyla (Descartes ve Hobbes dahil olmaküzere); antik düşünürlerle (özellikle Stoacılarla) ve ataları olan Yahudi rasyonalistleriyle bu diyaloğu sürdürür. Elinizdeki bu çalışma her ne kadar öğrenciler için yazılmış olsa da, Erken Dönem Modern Felsefe uzmanlarının da ilgisini çekecektir.
Ülkemizde Spinoza üzerine yazılan pek çok eserden farklı olarak, Etika’yı bire bir markaja alıp yorumlayan, uzun zamandır eksikliği duyulan derinlikli bir eser. Spinoza’nın felsefesiüzerine çalışan yaşayan en önemli isimlerden biri olan Steven Nadler’ın kitabının, bu felsefe üzerine yapılacak samimi ve güçlü çalışmalara muazzam bir yön vereceği kuşkusuz.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Spinoza'nın Etika'sı - Bir Giriş, Yazar: Steven Nadler, Çevirmen: Özgür Şahin, Say Yayınları, 2021, 408 Sayfa
YASANIN GÖZÜ - MICHAEL STOLLEIS
Tanınmış hukuk tarihçisi Michael Stolleis bu kısa ve özlü kitabında yasaların egemenliğinin simgesi “her şeyi gören göz”ün tarih içinde taşıdığı anlamları hukuk açısından incelemekte. Kitapta yasaların üstünlüğü ilkesinin Eski Mısır uygarlığından günümüze dek göz simgesiyle gösterdiği süreklilik zengin bir görsel malzeme ve dille anlatılmakta. Özellikle çağdaş hukukun kuruluşuna sahne olan 19. yüzyılda “yasanın gözü” hem bilimsel hukuk kitaplarında hem de geniş halk kitlelerine ulaşan resimli yayınlarda toplumsal çelişkilerin ve çatışmaların içinde yer almıştır.
Modern hukuk devletinde “normatif bir metin”den başka bir şey olmayan yasaların “gözü”nden söz edilemeyeceği açıktır. Stolleis bu kitabında tarihten güçlü ve çarpıcı alıntılarla en eski çağlardan bugünkü hukuk devletine kadar “yasa” kavramının temelinde görmek, gözlemek ve denetim düşüncesinin yattığını ve bunun geçirdiği evreleri canlı bir şekilde gözler önüne sermekte.
Bugün Akdeniz ülkelerinin çoğunda yaygın bir biçimde nazarlıklarda kullanılan göz simgesi Eski Mısır’ın adaleti temsil eden hem Tanrı hem Kral Osiris’in asasındaki gözdür, ama aynı zamanda Fransız Devrimi’nin de adalet simgesi olmuştur. Eski dünyada ve geleneksel kültürde üzerine tanrısal özelliklerin yüklendiği göz, modern dünyada yasaların her yerde geçerli olan egemenliğinin ve herkesin yasalar önündeki eşitliğinin, kısacası hukukun nesnelliğinin göstergesi olarak kullanılmıştır.
1975 yılından itibaren Frankfurt am Main’da kamu hukuku ve yeniçağ hukuk tarihi profesörü olan Michael Stolleis, 1991 sonrasında emekliye ayrılıncaya kadar Max Planck Enstitüsü Avrupa Hukuk Tarihi Başkanlığı görevini de yürütmüştür. Özellikle Alman anayasa, idare ve kamu hukuku tarihi konusunda uzman olan Stolleis, Alman hukuk tarihinde devlet fikri, adalet kavramı, anayasa ve sosyal hukuk konularındaki çok sayıda kitap ve makalesiyle tanınmaktadır.
Almancada birçok kez basılan “Yasanın Gözü” başlıklı kitabı bugüne kadar Türkçe dahil on dile çevrilmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)
KÜNYE: Yasanın Gözü, Yazar: Michael Stolleis, Çevirmen: Arif Çağlar, Ayrıntı Yayınları, 2021, 112 Sayfa