Ülkücüler tarafından palalı saldırıya uğrayan ve saldırganların öğrenci olmaları sebebiyle şikayetçi olmayan Amasya Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Girayalp Karakuş, saldırganlar tarafından şikayet edildi.

Sol Kültür Yayınevi’nin 27 Mart 2022’de düzenlediği “Edebiyat Söyleşisi”ne saldıran ülkücüler, Amasya Üniversitesi’nde Dr. Öğr. Üyesi Girayalp Karakuş’u hedef almıştı. Karakuş saldırganların öğrenci olmasından dolayı şikayetini geri çekerken, saldıran ve pala çeken kişiler daha sonra “şiddete maruz kaldıkları gerekçesiyle” hem üniversiteye hem de emniyete akademisyen hakkında şikayetçi oldular.

Daha önce Karakuş, rektör Süleyman Elmacı ve dekan Dudu Duygu Kılıç’ın bilimsel tezlerinde intihal olduğunu, üniversitede kadrolaşma yaşandığını, soruşturmasında usulsüzlükler yapıldığını basına açıklamış ve mobbinge maruz kaldığını basına ifade etmişti.

‘CAN GÜVENLİĞİM YOK’

Bu olayın ardından Karakuş’un, 10 Haziran’da mezuniyet töreni öncesi MHP rozetli kişiler tarafından yolu kesildi ve takip edildi. Kendisini devrimci-demokrat bir insan olarak niteleyen Karakuş, siyasi nedenlerden dolayı sürekli soruşturma ve mahkemelerle uğraştığını vurguladı. 10-15 kişi tarafından mezuniyet törenindeki saldırıdan sonra üniversitede açılan soruşturmada, bazı saldırganların bir dönem uzaklaştırma cezası aldıklarını, diğerlerinin soruşturmasının devam ettiğini ifade eden Karakuş, can güvenliğinin olmadığını sözlerine ekledi.

Karakuş, geçtiğimiz günlerde saldırganların Twitter üzerinden kendisine iftira-hakaret ettiğini ve tehditler savurduğunu söyledi. Karakuş şunları dedi:

“Onlara göre ben Atatürk, vatan, millet düşmanı, şerefsiz, teröristmişim. Beni Amasya Üniversitesi’nde barındırmayacaklarmış. Onlara cevabım, ben yurtsever bir insanım. Burası üniversite, burada bilim, düşünce üretilir, fikirler yarışır, çatışır. Ancak bu üniversite ülkücü olduğunu söyleyen birilerinin denetiminde ve fakültelerin kendilerine ait olduğunu iddia etmektedir. Bu insanlar, kendilerinden olmayana yaşama hakkı tanımıyorlar, her fırsatta şiddete başvuruyorlar. Bizim duruşumuz da, yolumuz da belli. Hiçbir baskı ve faşist saldırı bizi yıldıramayacak.  Bana yapılan saldırı, suçlama ve iftiralar karşısında suskun kaymayacağım. Bu kişilerin arkasında ne gibi bir güç var ve bu şekilde davranma cesaretini nereden alıyorlar bilmiyorum. Ama birileri Türkiye'deki üniversiteleri kendi çiftliği gibi görmekte. Biz faşist saldırılara göğüs gerebiliriz, düşeriz fakat yeniden ayağa kalkmasını biliriz. Ancak onlar düştüklerinde ayağa kalkabilir mi? İşte bu şüpheli...”

AMASYA ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANI RASİM ALPEREN AKPINAR DA TEHDİT ETMİŞ

Karakuş, kendisine yapıldığını iddia ettiği iftira-hakaret ve tehditler üzerine gerekli makamlara şikâyette bulunduğunu söyledi. Karakuş ayrıca eski Amasya Ülkü Ocakları Başkanı Rasim Alperen Akpınar’ın da kendisini tehdit ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğunu belirtirken süreci, “Ülkücüler daha önce [saldırının öncesinde] beni takip etmeye başladığı zamanlar kendisine söylemiştim, ‘Bakın siz benden özür dilemiştiniz, ancak tacizler devam ediyor. Bana, ‘Giray hocam merak etmeyin, siz hayatınıza devam edin, biz o meseleyi kapattık’ yanıtını verdi” sözleriyle anlattı.

Mezuniyet töreni saldırısının ardından Ülkü Ocakları Başkanı’nı aradığındaysa Karakuş, “Biz adli dava açıyoruz, sen teşkilat üyemizin burnunu ve elmacık kemiğini kırmışsın. Amasya’da bundan sonra öğretmenlik yapabilecek misin bakalım” şeklinde tehdit edildiğini belirtti. Karakuş, “Bu ifadelere karşılık ‘Tamam göreceğiz bakalım yapabilecek miyim, yapamayacak mıyım’ yanıtını verdim. Zaten ondan sonra kendisi hakkında da suç duyurusunda bulundum” dedi.

Karakuş sözlerine şöyle devam etti:

“Eski Amasya Ülkü Ocakları Başkanı hangi sıfatı var bilmiyorum ama her daim üniversiteye geliyor ve denetimler yapıyordu. Rektörlüğün özel izni mi var onu da bilmiyorum. Amasya MHP belediyesine arabulucular vasıtasıyla gittiğimde ise Metin Gül adında Ülkü Ocakları mensubu, belediye çalışanı olduğunu iddia eden biri tarafından taciz edildim. Gereken tepki gösterildiğinde ise geri adım attı.”