Ülke tarihindeki en ilginç dolandırıcılık hikayeleri
Çiftlik Bank dolandırıcılığının gündemi meşgul ettiği şu sıralarda İleri Haber olarak geçmişte yaşanmış en ilginç dolandırıcılık hikayelerini sizin için derledik.
Baransel Ağca
İnsanların hassas yönlerini veya kolay yoldan para kazanma hırslarını fırsata çeviren dolandırıcılık örneklerinden sadece biri olan Çiftlik Bank, 70 bin insanın parasını iç etmesiyle gündeme oturmuştu. Ancak Çiftlik Bank bu topraklardaki ne ilk ne de son vurgun hikayesi. Türkiye dolandırıcılık hikayeleri bakımından oldukça zengin bir ülke. Yüzlerce dolandırıcılık hikayesi arasından sizler için en ilginç dokuz hikayeyi derledik.
9- CENNET VAADETTİ DOLANDIRDI
Olay 2014 yılında Eskişehir’de geçiyor. 60 yaşındaki F.A., yolda gördüğü bir dilenciye 1 lira veriyor. Dilenci 1 lirayı reddediyor ve ona “Sende para vardır, ben Hızır Aleyhisselam’ım, muhtaç insanlara yardım yapıyorum, seni özel olarak seçtim cennette yerin hazırlanacak, yardımlarını esirgeme” diyor. Bu sözlere inanan F.A aceleyle eve gidip dilenciye, 1 gerdanlık, 3 burma bilezik ve 3.500 lira veriyor. Dolandırcının yakalanmasına sebep olan ise aç gözlülüğü oluyor. Yetinmeyen E.Ö., F.A.’yı tekrar arıyor ve "Yanımda Veysel Karani Hazretleri ile geleceğim, cennetteki evinin bir tek çatısı kaldı. 7 bin lira hazırla Kayseri’den gelip senden alacağım. Fatma Hazretleri annemizden sana yüzük, tespih ve aşure getireceğim, cennette senin adına deve keseceğim" diyor. 7 bin lirayı denkleştirmek için F.A.’nın akrabalarından yardım istemesi E.Ö.’nün yakalanmasına sebep oluyor.
8- AZRAİLİM DEDİ DOLANDIRDI
Olay 2015 yılında Kocaeli’de geçiyor. Mağdur 49 yaşında bir veteriner hekim. Siyah kıyafet giyerek S.H’nin kapısını çalan dolandırıcı, boğuk bir sesle, “Ben Azrailim, canını almaya geldim ama günahın çok. Hemen kefaretini ver” dedi.
Kurbanının şaşkınlığından faydalanan dolandırıcı, S.H’ye birazdan apartmanın üst katına birinin çıkacağını, kefaretini ona vermesini istedi. 5 dakika sonra devreye giren dolandırıcının suç ortağı üst kata çıkmak istedi. Adamı durduran S.H. Azrail sandığı dolandırıcıyı göstererek “Benden para istiyor, yardım eder misin” dedi.
Suç ortağı ise “Hangi adam? Burada ikimizden başka kimse yok” sözleriyle inandırıcılığı arttırdı. Paniğe kapılan kadın 5 bin lira değerindeki altını dolandırıcıya teslim etti. Parayı alan zanlılar olay yerinden uzaklaştı. Başından geçenleri akşam eşine anlatan S.H. dolandırıldığını anlayıp soluğu karakolda aldı.
7-TUTAN İDDAA KUPONUNU DEFALARCA TAHSİL ETTİ
Olay 2013 yılında geçiyor. Dolandırıcımız bu sefer iddaa kuponu tutturmanın yaşattığı hazla tatmin olmayan bir adam. M.S., Afyonkarahisar'da oynadığı iddaa kuponu ile 4 bin lira tutturdu. 3 bin 600 liranın yukarısındaki ikramiyeleri bayilerin ödemediğini ve sadece bankadan alabileceğini öğrenen M.S., kazandığı kuponu bilgisayar ortamında çoğalttı. Ardından Afyonkarahisar ve Akşehir ilçelerindeki iddaa bayilerine giden M.S., işyeri sahiplerine, 'Bu kupona ne kadar ikramiye çıkmış, öğrenebilir miyim?"dedi. Bayiler de, kuponları cihaza okutup 4 bin lira ikramiye kazandığını söyledi. M.S., bunun üzerine bayilere, "Abi bu saatte bankalar kapalı. Bana 3 bin 600 lira ver. Geri kalanı senin olsun. Sen de bu kupondan ekmek yemiş olursun"dedi. M.S., bu yöntemle 4 bayiyi kandırdı. Kuponun orjinal olmadığını ve çoğaltılmış olduğunu anlayan bayiler, polise haber verdi. Polis yaptığı araştırmada M.S.'nın Konya'nın Ilgın İlçesi'ne geldiğini ve bayileri dolandırmaya devam ettiğini öğrendi. Suçüstü yakalanan M.S., karakolda verdiği ifadede ”500 bin lira biriktirip dünya turu yapacaktım kötü bir niyetim yoktu.” dedi.
6- GÜNGÖREN ESNAFINI DOLANDIRAN KAMERUNLU AHMET
2015 yılında Güngören’de bulunan çantacı dükkanına gelen Kamerun uyruklu Ahmet H. ile tercümanı, 45 yaşındaki işadamı Y.U.’dan, satılmak üzere toptan çanta almak istediklerini söyledi.
Kendisinde çok özel bir solüsyon olduğunu anlatan Kamerunlu Ahmet, bu kimyasal maddeyle para çoğaltabildiğini söyleyerek, işadamından 200 dolar istedi. Kamerunlu Ahmet, işadamının verdiği parayı yanında getirdiği gerçek paralarla el çabukluğu ile değiştirerek, kendisine 400 dolar verdi. İşadamı Y.U. paraların gerçek olduğunu görünce çok şaşırdı. Kamerunlu Ahmet, toptan alacağı çantaların parasını solüsyonla çoğaltarak ödeyeceğini söyledi ve bir günlüğüne 50 bin dolar istedi. Parayı veren işadamı, ertesi gün gelen giden olmayınca dolandırıldığını anlayıp Güngören İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne başvurdu.
5- SÜLÜN OSMAN
İstanbul’un meşhur ve en büyük dolandırıcılarından kabul edilen Sülün Osman kendisini hiçbir zaman kötü biri olarak tanımlamamış. Kendisi sürekli İstanbul'a taşradan gelen zenginleri ve sahtekarları dolandırdığını iddia ediyor. Hikayeleri duyduğunuzda gerçek olmasına ihtimal veremiyorsunuz ama hepsi gerçek. Sülün Osman’ın taktiği yıllar içinde pek değişmemiş.
GALATA KÖPRÜSÜNÜ SATAN ADAM
Sülün Osman birkaç arkadaşının yardımıyla İstanbul’daki pek çok simge yapıyı satmış. Bunlardan en bilineni Galata Köprüsü. Köprünün başında duran Sülün Osman, karşıdan gelen arkadaşlarından geçiş ücreti alıyor. Bunu gün içinde defalarca yapıyorlar. Görüp merak edenler, gelip konuyu öğrendiklerinde işi çok karlı buluyorlar. Sülün Osman da kendilerine köprüyü satmayı öneriyor. İstenen miktar denkleştirilince satış oracıkta gerçekleşiyor. Sülün Osman bu yolla; Galata Kulesi, Beyazıt Kulesi ve Taksim Meydanı’nı da satıyor. Çıkarıldığı mahkemede tutuklanıp cezaevine atılan Sülün Osman dolandırıcılıktan düştüğü cezaevinde “Alın teri ile yaşamak” konulu bir konferans veriyor.
4- CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKAN VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'Nİ DOLANDIRAN ADAM SELÇUK PARSADAN
Selçuk Parsadan’ın hikayesi de Sülün Osman kadar ilginç. Galatasaray basketbol takımında oynayan Parsadan, geçirdiği rahatsızlık sonucu basketbolu bırakıyor. Ardından SHP’ye üye olan Parsadan, SHP Beyoğlu İlçe Başkanlığı yapıyor. Bu sırada bazı ünlü isimlerin menajerliğini de yaparak zengin ve ünlü çevrelerle bağ kuruyor. Başkanı olduğu Türk Basın Ajansını 1993 yılında Ankara’ya taşıyarak dolandırıcılık faaliyetlerine başlıyor. Dolandırdığı Süleyman Demirel, Tansu Çiller ve Adnan Polat gibi ünlü isimlerin yanı sıra Parsadan’ın en büyük vurgunu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni dolandırmak oldu. Emekli Orgeneral Necdet Torun’un sesini taklit ederek, Kemalistler Derneği Başkanı sıfatıyla dönemin Başbakanı Tansu Çiller’i arayan Parsadan, yollayacağı Mustafa Kemal portresi karşılığında 5.5 Milyar Lira istedi. Devletin örtülü ödeneğinden 5.5 milyar lira ertesi gün Selçuk Parsadan’ın hesabındaydı. Bu durumun ortaya çıkması Parsadan’ın yakalanma sürecini başlattı. Devletin kendisini aradığı sırada cep telefonu ile TV programlarına bağlanan Selçuk Parsadan, Tansu Çiller hakkında “biraz saf bir bayan” ifadelerini kullanmıştı.
3- BANKER KASTELLİ
Çiftlik Bank’ın 70 bin insana ulaşan bir sistem kurduğunu düşündüğümüzde Banker Kastelli’nin yaptığı işin boyutlarını daha iyi anlayabiliriz. Banker Kastelli 24 Ocak Kararları ile birlikte başlayan bankerlik furyasının en önde gelen ismiydi. Gerçek adı Cevher Özden olan Banker Kastelli, o dönem 550 bin insanın 100 milyar lirasını elinde bulunduruyordu. Piyasanın çok üstünde faiz vaadetmesi dolayısıyla kısa yoldan köşeyi dönmek isteyen herkes parasını Kastelli’ye yatırıyordu. 1981 yılında bankaların bankerlere mevduat sertifikası satmayı bırakması üzerine çark işlemez oldu ve Banker Kastelli elindeki tüm parayla yurt dışına kaçtı. Kastelli’ye ait ofislerin önünde binlerce kişilik kuyruklar oluştu. Devlet bir süre sonra Kastelli’nin taşınmazlarına el koydu fakat parasını yatıran 550 bin kişinin parası ödenemedi. Tunus’ta yakalanıp geri getirilen Kastelli 2 yıl yatıp çıktı.
2- HER DÖNEM DOLANDIRABİLEN JET FADIL
Fadıl Akgündüz, dini kullanarak halkı dolandırmanın tipik bir örneği olarak karşımızda duruyor. Kaç kere dolandırdığını duyduğunuzda şaşırabilirsiniz:
-1995 Jet Kent Projesi: Evsizlere ev sloganıyla ortaya attığı bu proje ile Almanya’daki gurbetçilerden dönemin parasına göre 5 trilyon lira topladı. Daireler teslim edilmedi ve 600’ün üstünde gurbetçi şikayet dilekçesi verdi.
-1995 Proton Türkiye temsilciliği: Refah Partisi’ne yakın olan Fadıl Akgündüz, Erbakan’ın aracılığıyla Malezya’nın markası olan Proton’un Türkiye temsilciliğini aldı. Reklamlarında kendisi oynadığı otomobili 6 bin kişiye satan Akgündüz, otomobili kimseye teslim etmedi. Hatta Jet Kent sitesinden ev alanlara Proton marka araç vereceğini söyleyen Akgündüz, Maliye Bakanlığı’ndan aracın dağıtım ve trafik iznini bile almamıştı.
1998’de JetPa Holding bünyesindeki 10 şirketle kuruldu. Sonradan bu şirketlerin 6’sında kimsenin hiç kimsenin çalışmadığı ortaya çıkacaktı.
-1999 İlk yerli otomobil İmza: Osmanlı’nın 700. Kuruluş yıldönümünde ve Cumhuriyet Bayramı’na denk getirerek yaptığı araç tanıtım gecesinde Türkiye’nin en ünlü isimlerini bir araya getirdi. Avrupa’da yaşayanların kar ortağı olacağı İmza adlı araç Uluslararası Cenevre Otomobil Fuarı’nda bile tanıtıldı.
1999 yılında birinci lige çıkan Siirtspor’a sponsor olan JetPa Holding, Sergen Yalçın, Alpay Özalan ve Oktay Derelioğlu gibi yıldız oyuncuları kadrosuna kattı. Bu Akgündüz’ün güven vermek için yaptığı bir reklamdı aslında. İmza’yı üretmek için Siirt ve Batman’da kurulan fabrikalar asla açılmadı. Üretim yapılmadı. Hakkında suç duruyrusu olduğunu öğrenen Akgündüz 2000 yılında yurtdışına kaçtı.
2002’de Siirt’ten bağımsız milletvekili seçildi. Dokunulmazlık zırhına güvenerek ülkeye geldi. Siirt seçimlerinin iptal edilmesi üzerine hapse girdi. 15 Ay yatıp 150 bin Lira kefaletle serbest kaldı.
-2011 Caprice Gold Bayrampaşa: İslami usüllere uygun otel vaadiyle 20 bin kişiden 750 Milyon Lira toplandı. Açılışa Cübbeli Ahmet geldi ve “Fetva veriyorum buradan daire almak caizdir” diyerek cemaatini bu projeye teşvik etti.
-2014 Caprice Gold Maldivler: Caprice Gold Bayrampaşa’da dolandırdığı insanları da dahil ettiği 60 bin kişiyi bu sefer ada vaadiyle 170 milyon dolar dolandıran Akgündüz, tek bir çivi dahi çakmadığı ada üzerinden ceplerini doldurdu.
2015 yılında çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Fadıl Akgündüz 2017’de salındı. Cezaevi çıkışında kameralara bakıp “Türkiye büyüyecek doğu kalkınacak” diyerek yeni projelerle gündemimize tekrar gireceğinin sinyallerini verdi.
1- BEN ALLAHIM DEDİ DOLANDIRDI
Listemizin bir numarası ise Ankara’dan. Detaylı bir plan yok, yüzlerce mağdur yok, kamuoyunun gündemini ise hiç meşgul etmedi. Olay 2006 yılında Ankara’da yaşandı.
Ankara Siteler’de esnaflık yapan Ramazan O., yıllar önce dükkanına dilenci kılığında gelen Bülent Ö.’ye sadaka verdi. Bülent Ö., bir süre sonra tekrar gelerek, kendisinin Hz. İsa olduğunu iddia ettikten sonra esnaftan para istedi.
Şebekenin diğer üyeleri aracılığıyla söz konusu esnaf hakkında bilgi toplayan Bülent Ö., esnafa evinde ne kadar parası olduğunu, nereye sakladığını ve doğmamış çocuğunun cinsiyetini söyledi. Güven sağlayan Bülent Ö. daha sonra, Hz. İbrahim, Hz. Muhammed ve Veysel Karani olarak tanıttığı Ersel Ö., Necati U., Halil İbrahim Ö. ile müritleri olduğunu söylediği Ali S., Katip T., Murat C., Ercan Y., Can Ö. ve Ersin Ö. ile Ramazan O. ile tanıştırdı. Bülent Ö. son olarak, beraberinde getirdiği Hakan Ö.’nün ise Allah olduğunu söyledi. Dolandırıcılar, 10 yıl içerisinde, Ramazan O. ile Hacı Bayram Camii ve Sincan’da defalarca buluşarak, "ihtiyacı olan vatandaşlara dağıtılmak üzere" yaklaşık 2.5 trilyon lirasını aldılar.