TİP üyeleri zeytinlikler için yürüyor: “Amaç, mücadele süreci başlatmak”

TİP üyeleri zeytinlikler için yürüyor: “Amaç, mücadele süreci başlatmak”

Hatay ve Bursa’dan başlayan yürüyüş öncesi TİP Kent ve Ekoloji Bürosu üyesi Deniz Öztürk, sorularımızı yanıtladı.

İleri Haber

Türkiye’deki yaklaşık 190 milyon zeytin ağacının ranta kurban edilmesi tehlikesine karşı TİP tarafından “Madene inat doğada inat ediyoruz” sloganıyla yapılan ve 27 Mart’ta Muğla’daki mitingle tamamlanacak yürüyüş başladı. TİP Kent ve Ekoloji Bürosu üyesi Deniz Öztürk, “Yürüyüş ve mitingden beklentimiz tamamlanması değil, aksine bir mücadele sürecini başlatmasıdır” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın Maden Yönetmeliği'nde değişiklik yapan yönetmeliğine göre, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarda “elektrik ihtiyacını karşılamak için” yürütülen madencilik faaliyetlerine “kamu yararı” dikkate alınarak izin verilebilecek. Bakanlığın yaptığı değişiklikle Türkiye’deki milyonlarca zeytin ağacı maden patronlarına peşkeş çekilebilecek.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyeleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın aldığı karara karşı zeytinlikleri ve doğayı savunmak için Ege ve Akdeniz bölgeleri üzerinden yola çıktı. Bugün Hatay ve Bursa’dan başlayan yürüyüş öncesi TİP Kent ve Ekoloji Bürosu üyesi Deniz Öztürk, sorularımızı yanıtladı.

Zeytin yürüyüşü ve 27 Mart'ta olacak Muğla'daki “Madene İnat Doğada İnat Mitingi” ile neyi amaçlıyorsunuz?

Öncelikle canımızı çok yakan Maden Yasası, artık eli kolu her yere yayılan bir ağ gibi gördüğümüz maden şirketleri ve vahşi madencilik faaliyetleri, gözümüz olan zeytinliklerin talan edilecek oluşu, mutlak korunan alanlarımızın dahi enerji için kolaylıkla gözden çıkarılabileceği düşüncesi, biriktirerek bir mücadele örme zorunluluğunu ortaya çıkardı. 

Maden Yasası'na 1 Mart 2022 tarihinde çıkan Resmi Gazete ile Maden Yasası'nda yapılan zeytinlik alanların maden sahaları olabileceğine dair yönetmelik değişikliği ve hemen akabinde 5 Mart 2022 tarihindeki Resmi Gazete'de yayınlanan korunan alanları endüstriyel tarım, endüstriyel balıkçılık, yenilenebilir enerji gerekçeleriyle turizme ve inşaata açan yönetmelikler kamuoyunca endişe ile karşılandı. İlk olmayan bu yönetmeliklere, bu hukuki kılıflara doğamızı, zeytinimizi, sulak alanlarımızı kurban etmeye niyetimiz yok, ağaç ağaç savunmaya kararlıyız. Partimiz avukatları ayrıca bu Maden Yasası'nda yapılan değişikliğe karşı bir dava da açtılar. Yürüyüş boyunca halkımızdan imza toplayarak da bu itiraza ortak olmalarını isteyeceğiz. 

Özellikle zeytinciliğin ve maden talanının çok yoğun yaşandığı Ege ve Akdeniz kentlerinden iki koldan, bugün yola çıkıyoruz. Muğla'da 27 Mart pazar günü bir miting ile bir araya geleceğiz. Yola çıkış başlangıcımız Bursa ve Hatay.

Muğla'daki mitingde İstanbul milletvekilimiz ve parti sözcümüz Sera Kadıgil ve Muğla emek-demokrasi güçleri, ekoloji örgütleri de kürsüde yer alacak. 

TİP Kent ve Ekoloji Bürosu olarak son dönemde çıkan bu bahsettiğiniz yönetmelikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

1 Mart 2022 tarihinde sabaha karşı, 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile maden yönetmeliğine zeytinlik alanların talanı düzenlemesi getirildi bildiğiniz gibi. Bu yönetmelik ile madenlerin karşısındaki zeytinlikleri koruyan tüm engeller ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Zeytinin özel yasası olan ve onu koruyan, 1939’da kabul edilmiş “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması” hakkında kanunu ihlal etmeye dönük bir yönetmelik bu. Zeytinliklerin 3 kilometre yakınında zeytin işletme tesisi dışında toz çıkaran hiçbir tesise izin vermeyen, zeytin alanlarının daraltılamayacağını söyleyen bu yasayı ezip zeytinliklerin yok edilip, onun yerinde maden faaliyetine izin vermek suçtur.

Maden Yönetmeliğinde elektrik ihtiyacı denilerek, kamu yararı süsü verilerek ve maden faaliyeti sonrası yeniden zeytinlik olarak rehabilite edileceği söylenerek tarumar hafifsetilmeye ve meşruluk kazandırılmaya çalışılıyor.

Yönetmelik, madencilik faaliyeti yapılacak alanın, zeytin ruhsatı olan alana “denk gelmesi” ile, maden işleten kişinin faaliyeti sonrası zeytinliği rehabilite edeceği taahhüdü ile, maden faaliyetine açılır, zeytinlik taşınır, gerekli tesisler inşa edilir, faaliyet bittiğinde de bölge rehabilite edilir diyor. Bir ülkenin planlaması, sadece altındaki madene, tüketeceği enerjiye göre yapılamaz. Üstündeki zeytine, köye, su taşkın alanına, dereye bakılmadan planlama yapılamaz. Son aylarda üst üste, çeşitli maden atık depolarının patlaması sebebiyle, hemen dibindeki akarsuya karışmasını yaşadık. Ekosistemin bir bütün olarak korunması gerekliliği göz ardı edilemez.

Türkiye Ormancılar Derneği’ne göre, Türkiye’deki yaklaşık 12,5 milyon hektar zeytinlik alan bu yönetmelikten etkilenecek. 

Zeytinliklerin taşınması konusuna gelirsek, zeytinlik bir ekosistem olarak taşınamaz. Zeytin ağaçların tek tek taşınması da o ekosistemi taşımak anlamına gelmez.

Rehabilitasyon deniliyor. Bugüne kadar uygulamaya geçmiş bir rehabilitasyon örneği var mı? Maden faaliyetinden arta kalan alanın toprak yapısı kaldı ki kayalık bir alandır. Kazdağları’nda Kirazlı'da Alamos Gold’un açtığı yara rehabilite edildi mi? Alanda, maden faaliyeti için 347 bin 815 ağaç kesilmişti. Kirazlı’nın rehabilitasyonu ile ilgili vekilimiz Sera Kadıgil 2 Kasım 2021 tarihinde bir soru önergesi vermişti. 10 Şubat 2022’de Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin verdiği yanıtta etüt proje çalışmalarının devam ettiği söylendi.

Hemen üzerine gelen korunan alanlarla ilgili yönetmelik ile de adlı adınca doğal sit alanları, sulak alanlar, muhafaza ormanları gibi mutlak korunan alanlar inşaata ve turizme açılıyor. Peşpeşe gelen bu 2 yönetmeliği birlikte ele alıyoruz. Ve gördüğümüz manzara, şu ana kadar çeşitli koruma şemsiyeleri altında kalıp bu geniş maden, turizm, inşaat talanına maruz kalmayan alanları da saldırıya açık hale getirmek. 

Yürüyüş rotaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Rotamız kuzeyden ve güneyden iki kol halinde ilerleyecek. 23 Mart’ta, bugün Bursa Kirazlıyayla ve Hatay'da Zeytin Müzesi'nden yola çıkıyoruz. 24 Mart’ta Balıkesir ve Adana, 25 Mart’ta İzmir ve Mersin, 26 Mart’ta Aydın ve Antalya'da olacak yola çıkan ekiplerimiz. 27 Mart’ta da Muğla'da miting ile bu yürüyüş tamamlanacak. Yürüyüş rotamızda Nazım Hikmet için zeytinlik içinde dikili bir çınar ağacının olduğu Müşküle Köyü, jeotermal enerji santraline direnen ve zeytinliklerini savunan Orhanlı köyü, maden atık dağı çöken Karaayıt Köyü kuzey rotamızdan sadece bir kaç durak. Güney rotamıza ise dediğimiz gibi Hatay'daki Zeytin Müzesi'nden başlıyoruz Hatay'da çok önemsediğimiz Mileyha Sulak Alanı'na uğrayacak arkadaşlarımız. Zeytin üreticileri ile, ekoloji dernekleriyle buluşacaklar, Akdeniz’de yanan ormanlar ve kamulaştırılma gündemi olan alanları ziyaret edecekler. Ama yürüyüş ve mitingden beklentimiz tamamlanması değil, aksine bir mücadele sürecini başlatmasıdır. Toprağımızın, suyumuzun, tüm yaşayanların sesine soluk olmak istiyoruz. 

Mitinge çağrınız nedir?

Mitingi özellikle Muğla'da yapmak istememizin bir sebebi de neredeyse her ilçesinde bir yağma projesinin olduğu, yoğun saldırı altında bir kent olması. Muğla’nın %59’u arama, ihale, işletme ruhsat alanları olarak 1449 adet ruhsata bölünmüş durumda. Mamaris İçmeler'de Sinpaş GYO'nun dünya güzeli bir koyda yaptığı 9-10 katlı termal otel inşaatı ve mücadelesi sürüyor. Menteşe'de Deştin Köyü'nde tüm itirazlara rağmen çimento fabrikası kurulması hazırlığındalar. Halk sağlığı için endişeli ve itiraz ediyor. Öncelikle bu kentin sakinlerinin bizlerle olmasını diliyoruz. 

Yürüyüşte buluştuğumuz, dokunduğumuz, derdi olan zeytin üreticisini, köylüyü, kentliyi Muğla'ya çağırıyoruz. Miting sonrasında da topladığımız imzalar Ankara'ya Meclise gidecek. 

HATAY'DAN YÜRÜYÜŞ

Hatay kolu yürüyüşe Hatay Altınözü Tokaçlı Köyü'nde, Zeytin Müzesi'nde yapılan açıklama ile başladı. Açıklamada, "Bizler yaşamayı ciddiye alanlarız. Yetmişinde bile zeytin dikenleriz, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölüme inat, ölmez ağaçlara inandığımız için" denildi.

TİP üyeleri buradan, mücadeleler sonucu sulak alan ilan edilen Milleyha Kuş Cenneti'ne yürüdü.

BURSA'DAN YÜRÜYÜŞ

Bursa kolu da yürüyüşe, maden ocağına karşı toprağı için direnen Kirazlıyayla köylülerini ziyaretle başladı.

 

DAHA FAZLA