Fotoğraf: Beyza Kural / csgorselarsiv.org

Hatay’ın İskenderun ilçesine bağlı Mustafa Kemal Mahallesi’nde 15 Aralık 2021 tarihinde G.Ç.’ye şiddet uygulayıp, tecavüz eden Resul Erkmen’in 8 Mart’ta görülen duruşmada tahliye edilmesine itiraz edildi. Başsavcılığın, İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı itiraz sonucunda fail hakkında yeniden tutuklama kararı çıkartıldı.

Olay günü zorla evine girdiği G.Ç.’yi saatlerce alıkoyarak, şiddet uygulayıp, tecavüz eden Erkmen, kadının öldüğünü düşünerek, hastaneye götürdü. Erkmen, hastanede verdiği ilk ifade de, saldırıyı kendisinin yapmadığını, G.Ç.’nin evine misafir olarak gelen bir kişi tarafından saldırıya uğradığını iddia etti. Ancak hastanedeki müdahalenin ardından kendine gelen G.Ç., polise verdiği ifade de, misafirleri gittikten sonra kapının çaldığını ve zorla içeriye giren Erkmen’in tecavüzüne maruz kaldıktan sonra yüzüne kızgın yağ atılıp, katledilmek istendiğini söyledi.

G.Ç.’nin ifadesinin ardından gözaltına alınan Erkmen, 16 Aralık 2021’de çıkarıldığı İskenderun Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce “Nitelikli cinsel istismar” ve “Kasten yaralama” suçlarından tutuklandı. Olaya dair soruşturmayı yürüten İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı, “Eziyet” suçundan iddianame hazırladı. İskenderun 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Erkmen hakkında “Eziyet” suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar ceza istendi.

Sendika.org’da yer alan habere göre; Başsavcılığın, mahkemenin tahliye kararına İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı itiraz sonucunda hakkında yeniden yakalama kararı çıkartılan fail, halen gözaltına alınıp tutuklanmadı.

‘G.Ç’NİN MAĞDURİYETİNİN GİDERİLMESİ İÇİN TÜM YASAL YOLLARI ZORLAYACAĞIMIZA’

Karara dair İskenderun Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Mehtap Sert şunları söyledi:

Şiddet gören, çaresiz ve tek olduğunu hisseden kadınların mücadeleyi yükseltmesi, bir kişi daha eksilmemesi için bu 8 Mart’ta birbirimize ses olalım şiarıyla örgütlendik. Kadına yönelik şiddet, istismar gün geçtikçe artıyor. Eski sevgili, baba, eş, patron tarafından kadınlar kamusal alandan yok edilmek için şiddetin her türlüsüne maruz bırakılıyor. Siyasi iktidarın erkek politikaları eril zihniyeti her gün besliyor. Gerçek adalet yerini erkek adalete bırakıyor. Hayatını kaybeden kadınları katleden faillerin adı farklı ancak cezasızlık politikaları aynı. Adalet Bakanlığı verileri İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra kadın kayıplarının arttığını göstermektedir.

Kadınlar ölmek istemiyorum dedikçe şiddet döngüsünün içinde yok oluyor. Yasalarla korunabilecekken tedbirler alınmıyor. İskenderun’da 15 Aralık’ta yaşanan olay gibi. Mağdur G.Ç. sanık Resul Erkmen’in 6 saat boyunca işkencesine maruz kaldı. Hem de şehrin göbeğinde. Adliyeye yürüyüş mesafesinde. Şiddetin her türünü yaşadı. Yüzüne yağ döküldü, kafasına darbe aldı, boğazı sıkıldı, sigara söndürüldü. Zorla uyuşturucu verildi. Bu sırada hakaretlere maruz kaldı. Cinsel şiddet yaşadı. Sanığın öldü zannederek 112’yi aramasıyla işkence son buldu. Bayılmamış olsa daha kaç sürecekti bu eziyet. Olayın sıcağı sıcağına cinsel şiddete uğradığını söylemesine rağmen istismar prosedürü işletilmedi, sanık nitelikli cinsel istismardan takipsizlik aldı. Sanık savcıya beni hayata bağladın diye duruşmada teşekkür ederken, mağdur duruşma salonunda bir kez daha mağdur edildi. İşitme kaybına rağmen kasten yaralamadan dava açılmadı. Eziyet gibi daha basit bir suçtan dava açıldı. 15 Aralık’ta tutuklanıp, 8 Mart’ta tahliye edildi. Tahliyeye giden süreçte aklanacağına, yaptıklarının bedelini ödemeyeceğine dair veriler zaten belliydi. Karakol ifadesinden sonra savcılık ifadesi için adliyede bekleyen sanık cep telefonundan mağduru ve ailesini tehdit etti. Adliyede kolluk güçlerinin yanında mağduru tehdit etme cesaretini veren de şiddet politikalarındaki cezasızlıktır. Nitelikli cinsel istismar ve kasten yaralama suçlarına dair itirazlarımız devam ediyor. İskenderun Cumhuriyet Başsavcısının duyarlılığı ile sanık hakkında itiraz üzerine yeniden yakalama çıktı.

8 Mart günü dünya kadınları şiddete karşı tek ses olurken hakimin şiddet failini ödül gibi tahliye etmesinin tesadüf olduğunu düşünmüyoruz. Başsavcının tahliyeye itiraz edip, yeniden yakalama çıkması için gösterdiği çaba gerçek adaletin sağlanacağına dair umudumuzu artırıyor. Her halükarda susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Direne direne kazanacağımıza ve G.Ç’nin mağduriyetinin giderilmesi için tüm yasal yolları zorlayacağımıza, İskenderun Kadın platformu olarak sonuna kadar gideceğimize inancımız tam. İstanbul Sözleşmesi yeniden uygulanana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Eril şiddetinizle barışmayacağız.