TBB Başkanı Sağkan, Akbelen’den önce Atalay’ı ziyaret etti

TBB Başkanı Sağkan, Akbelen’den önce Atalay’ı ziyaret etti

Sağkan, “Can Atalay eğer demir parmaklıklar arkasında tutulmasaydı, şimdi Akbelen’deydi” dedi.

Fotoğraf: Diken / Cihan Başakçıoğlu

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Akbelen Direnişi’ni ziyarete gitti. Ziyaretinden önce hukuksuzca tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ı ziyaret ettiğini belirten Sağkan, “Atalay, hukuksuz şekilde demir parmaklıklar arkasında tutulmasaydı eğer, şimdi Akbelen’deydi” sözlerine yer verdi.

Muğla'nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Akbelen Ormanları'nda, Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji’ye ait Yeniköy-Kemerköy santralinde kullanılacak kömür için maden sahasının genişletilmek istenmesine karşı İkizköylüler ve doğa savunucuları direniş başlatmıştı. Muğla Valiliği ise dün yazılı bir açıklama yaparak, ağaç kesiminin sona erdiği duyurulmuştu.

‘DEMİR PARMAKLIKLAR ARKASINDA TUTULMASAYDI EĞER, ŞİMDİ AKBELEN’DEYDİ’

Yurttaşların tüm direnişine rağmen talan edilen bölgeye giden Sağkan, yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:

“Akbelen’deyim.

İtiraf etmek gerekir ki, planlamamdan biraz geç geldim. Çünkü önce birine uğramam; ondan Akbelen’deki ağaçlara ve orman için, memleket için direnenlere selam getirmem gerekiyordu. Sevgili meslektaşımız Can Atalay, hukuksuz şekilde demir parmaklıklar arkasında tutulmasaydı eğer, şimdi Akbelen’deydi ve kim bilir hangi ağaca sarılmış, onun için direnmekteydi. Ancak bedenler zapt edilse de ruhlar özgürdür. Bu yüzden, şimdi Akbelen olmak üzere bu ülkede hukuka ihtiyaç duyulan neresi varsa mücadele azmi oralarda dolaşıyor, dolaşmaya da devam edecek.

Bu ülkede ormanlar yakılır, yakılmaktan kurtulanlar da zengin şirketler ve bunaldığında yine bir ağaç gölgesinde serinleyenler için hunharca kesilir.

‘CİNAYET MAHALLİ VE TAZİYE ALANIDIR’

Akbelen’de İkizköylülerin ve çevrecilerin iki yıldır nöbet tuttuğu alan artık cinayet mahalli ve taziye alanıdır.

Dünyanın en güzel ülkesinde Nazım’ın dediği gibi bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine yaşayabilirdik. Ama birileri milyonlarca hayvanın evini yıkmayı, çölü, çölleştirmeyi ve başka “yeşilleri” seçti, çocuklarımızın geleceğine göz dikti. Bizler ise ağaçlar, sincaplar ve çocuklarımızın akciğerleri için direnmeyi…

Yerimiz; ormanlarımız, toprağımız, havamız, suyumuz için mücadele eden İkizköylülerin, yurtsever çevrecilerin ve ağaçların yanıdır.”

DAHA FAZLA