Sövgüler ve sevgiler: Fransız Devrimi’ne Bakış
Birbiriyle taban tabana zıt yaklaşımların bir aradalığı, sövgüler ve sevgi gösterileri bu çalışmada yan yana yer alıyor. Fransız Devrimi’nin tarihin gördüğü en görkemli ayağa kalkışlardan birisi olduğu gerçeği dışında Devrim’e dair her şeyin bir tartışma konusu olduğu gerçeği, olanca çıplaklığıyla bu çalışmada kendisine yer buluyor.
Berat Çelikoğlu
Durulan yerden geriye, yani tarihe, bakıldığında geride kalanlar durağan gibi görünür. Oysa tarihin kendisi gibi ona bakanlar da sürekli hareket halindedir. Eric Hobsbawm’ın 1990 yılında yayınlanan çalışması Fransız Devrimi’ne Bakış, bize bu iki yönlü sürekli hareketin titiz bir örneğini sunuyor.
Fransız Devrimi’ne Bakış, Eric J. Hobsbawm’ın Nisan 1989’da New Jersey’de bulunan Rutgers Üniversitesinde verdiği üç bölümlük Mason Welch Gross konferanslarının genişletilmiş bir derlemesinden meydana gelmiş bir kitapçık. 10 yıldan uzun bir süre önce Türkçeye bir çevirisi yapılan çalışma, Dipnot Yayınlarının katkıları ve Osman Akınhay’ın titiz çevirisiyle geçtiğimiz aylarda yeniden çevrilerek yayımlandı. Hobsbawm’ın verdiği üç konferans, kitaplaştırılma sürecinde dört ayrı bölüme ayrılıyor ve kitabın eki olarak Antonio Gramsci’nin Jakobenizm Üzerine isimli makalesi de okurun ilgisine sunuluyor.
1789 Fransız Devrimi, tarihin gördüğü en görkemli kırılma anlarından ve devrimlerden birisidir kuşkusuz. Öyle ki üzerinden 200 yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen insanlık tarihinin önüne serdiği yeni ufuklar ve tartışmalar ateşli bir biçimde sürmektedir. Dünyanın bambaşka coğrafyalarında bambaşka devrimlere ve devrimcilere ışık tutan, dersleri ciltleri dolduracak bir deneyim tarif edilmektedir burada.
Ancak tersi de mümkündür: Nereden, nasıl baktığınıza göre 1789’da Aydınlanma düşüncesinin iz düşümleri yerine giyotini ve terörü de görebilirsiniz. Bakan kişinin onu anlamlandırma biçimine göre 1789; insanlık tarihinde anlık bir bozulmayı, anomaliyi, olağan dışılığı da çağrıştırabilmektedir.
Hobsbawm’ın çalışması; Fransız Devrimi 200 yaşını devirirken o günden bugüne Devrim’e yapılan olumlu ve olumsuz atıfları, o atıfları yapanların ideolojik dünyasıyla iç içe olacak biçimde derlemeyi amaçlıyor. Üstelik bu derleme, Devrim’e yapılan atıfların yalnızca tarih yazımı alanıyla sınırlı kalmayarak pek çok liderin siyasi söylemlerinin temelinde de yer edindiğini hesaba katmayı ihmal etmiyor. Yani muhafazakarların Fransız Devrimi’nin ardından geçen 200 yılda Devrim’e ettiği küfürler de liberallerin yönelttiği eleştiriler de komünist devrimcilerin devrimin açtığı yolu sahiplenme girişimleri de tarihte öylesine duran bir dizi olayı anlamlandırmanın ötesinde bir anlam taşıyor.
Birbiriyle taban tabana zıt yaklaşımların bir aradalığı, sövgüler ve sevgi gösterileri bu çalışmada yan yana yer alıyor. Fransız Devrimi’nin tarihin gördüğü en görkemli ayağa kalkışlardan birisi olduğu gerçeği dışında Devrim’e dair her şeyin bir tartışma konusu olduğu gerçeği, olanca çıplaklığıyla bu çalışmada kendisine yer buluyor. Alışılmışın dışında bir pencereden Fransız Devrimi’ne bakmak isteyen okurlar, yakın tarihin en büyük tarihçilerinden Hobsbawm’ın çalışmasına mutlaka göz atmalı.
KÜNYE: Fransız Devrimi'ne Bakış, Eric J. Hobsbawm, Dipnot Yayınları, 2021, 196 Sayfa.