Sera Kadıgil’den LGBTİ+ karşıtı miting değerlendirmesi: "AKP’nin seçim prodüksiyonu"
TİP Sözcüsü Sera Kadıgil LGBTİ+ karşıtı mitingi, “AKP’nin seçim prodüksiyonu” diye değerlendirdi.
TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, LGBTİ+’ları hedef alan mitinge karşı gazeteci Duygu Demirdağ’ın sorularını yanıtladı.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, gazeteci Duygu Demirdağ’ın Youtube’daki Gain Haber programına konuk oldu. Programda Demirdağ’ın, 18 Eylül Pazar günü İstanbul Saraçhane’de düzenlenen ve LGBTİ+’ları hedef alan “Büyük Aile Mitingi”ne dair sorularını yanıtlayan Kadıgil, mitingin nefret suçunun unsurlarını oluşturduğunun altını çizerek, mitinge izin verilmesini “kamu görevinin kötüye kullanılması” olarak değerlendirdi.
‘BİR HUKUK DEVLETİNDE ASLA KABUL EDİLEMEZ BİR DURUM’
Düzenlenen miting için “kan dondurucu bir rezalet” diyen Kadıgil, Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) da tepki gösterdi:
“Bu saçma sapan mitingi RTÜK’ten öğrendik. Miting kelimesinin bende güzel bir karşılığı var. Kendinizi ifade etmek için mitinge çıkarsınız, hak aramak için mitinge çıkarsınız. Bu insanların sokağa çıkma sebebi ise ‘Biz bunlarla aynı toplumda yaşamak istemiyoruz, bu insanlar olmasın’ demek.”
Kadıgil, mitingin RTÜK’ün internet sitesine yüklenen video ile kamuoyuna duyurulmasına dair şu sözleri kaydetti:
“Bu mitingden ne şekilde haberimiz olduğunu da hatırlayalım. RTÜK, kamu spotu adı altında gündemine bile almadan başındaki bir adet sakallının talimatıyla önce siteye yükledi. Bunun üzerine de kendi kurulunu topladı ve ortaya bu rezalet görüntüler çıktı. Bu çok açık bir nefret suçu. Bir hukuk devletinde asla kabul edilemez bir durum.”
‘AKP’NİN SEÇİM PRODÜKSİYONUNU İZLEDİK’
LGBTİ+’ları hedef alan mitingi, Nazizm taraftarlarının toplanıp miting yapmasına benzeten Kadıgil, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dün, Nazizm taraftarlarının toplanıp miting yapması kadar korkunç bir şey izledik ve bunu devlet destekli izledik. Biz bunu aslında tam da AKP’nin bir seçim prodüksiyonu olarak izledik. Yapımcısından oyuncusuna, sunucusundan destekçisine bir seçim prodüksiyonu seyrediyoruz şu anda.”
‘DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ DİYENLER BUNU SAVUNMAK MECBURİYETİNDEDİR’
Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan tüm partilerin, bu konuya dair açıklama yapmasından mutlu olduğunu kaydeden Kadıgil, ana muhalefetin ve “altılı masa”nın sessizliğini şu sözlerle eleştirdi:
“Homofobinin ve transfobinin en yüksek olduğu, şiddet olaylarının en yaygın yaşandığı ülkedeyiz. LGBTİ+ hakları insan haklarıdır, bu kadar basit. LGBTİ+ haklarını savunmak için ne LGBTİ+ olmak zorundasınız ne de başka bir şey. İnsan haklarını savunan biri bunu savunmalıdır. Eşit yurttaşlık diyen, demokratik hukuk devleti diyen biri bunu savunmak mecburiyetindedir. Buradan bu konuda ses çıkmaması şu soruyu aklıma getiriyor: Bu bir kırmızı çizgi değil mi? İnsan hakları önümüzde kırmızı bir çizgi olarak durmayacaksa ne duracak?”
‘BİR AN ÖNCE ÖRGÜTLENELİM’
Son olarak, gazeteci Demirdağ’ın, “Ne yapmak lazım bu nefrete karşı?” sorusuna karşılık örgütlenme mesajı veren Kadıgil şu sözleri kaydetti:
“Örgütlenmek lazım. Seçimi bekleyelim, seçimi bekleyelim… Mesela kaç LGBTİ+ ölecek, kaç çocuk daha aç bir şekilde okula gidecek? Bir an önce örgütlenelim. Seçime gideceğiz ama ‘Bunlar gidecek, biz oturalım seçim bekleyelim’ gibi bir lüksümüz yok artık. Hepimizin yaşam standartları tehlike altında.
Hayat tarzlarımıza müdahale edilmesi tartışılıyor, tartışılması bile komik. Müdahale etmek zorundalar çünkü siyasal İslam dediğimiz şey budur. Dün 22 yaşında bir Kürt kadın, saçının teli gözüküyor diye İran’da Devrim Polisleri tarafından öldürüldü. Bu yobaz, gericilerin yaptığı mitinge bakın. ‘Neden müzik çalınıyor’ diye bir gerici, başka bir gericiyle kavga etti dün. Bunun bir sınırı yok. Bunun sınırını, bu ülkenin eşit, lâik yurttaşları olarak birlikte çözeceğiz.”