Savcılık çocuk istismarı için ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verdi
Kuzeni tarafından 17 yaşındayken defalarca cinsel istismara maruz kaldığını söyleyen B. T., bulunduğu suç duyurusunda savcılık çocuk yaşta olmasına rağmen “rıza” imasında bulunup, “kovuşturmaya yer yok” kararı verdi. Başlattığı olduğu hukuki mücadelesinde sesinin duyulmasını isteyen T., sonuna kadar mücadele edeceğini dile getirdi.
Mersin’de yaşayan B. T. (19) adlı kadın, 17 yaşından 18 yaşına kadar kuzeni V.B. (26) tarafından cinsel istismara maruz kaldığını iddia etti. T., suç duyurusunda bulundu ancak savcılık çocuğa cinsel istismar şikayetinin 1 sene sonra yapılmasını olağan bulmayarak dosyayı kapattı. Aile fertleri tarafından ölümle tehdit edildiğini söyleyen T., yaşadıklarını anlatarak sesinin duyulmasını istedi.
‘KORKUP UTANDIĞIM İÇİN AİLEME SÖYLEYEMEDİM’
Kadından Haber’den Fatoş Sarıkaya’nın aktardığına göre; B. T., istismara uğradığında henüz çocuk olduğunu ve bu sebeple korkup ailesine söyleyemediği için V.B.’nin cinsel istismara devam ettiğini dile getirdi. V.B.’nin kendisini 13 yaşında taciz etmeye başladığını da sözlerine ekleyen T. şunları söyledi:
“Öz kuzenim tarafından 17 yaşındayken cinsel istismara uğradım. Beni ilk rahatsız etmeye başladığında 13-14 yaşlarındaydım. Denize gittiğimde bana bikini fotoğrafları atıyordu bunlar sana yakışır, alayım giy gibi cümleler sarf ediyordu. O zamanlar çok küçük olduğum için anlamıyordum. Ancak büyüdüğümde farklı kıyafetler olduğunu ve niyetinin başka olduğunu fark ettim. Kuzenimle çok yakındık ailecek, benim için de abimden farkı yoktu. Sürekli evimize girer çıkar, her türlü sorunumda koşar yardımcı olurdu. İlk cinsel istismara uğradığımda 17 yaşındaydım, kendisi ise reşitti. Kimseye söyleyemediğimi, korktuğumu, çekindiğimi bildiği için evimize aynı sıklıkla gelip gitmeye devam etti. Sonrasında kendisi ile görüşmeyi kestim.
Ortalama 2 ay sonra V.B. tekrar bize gelip gitmeye başladı. Bu sürede tacizleri sürdü. Bu tacizlerden sonra yine cinsel istismarda bulundu, gene kendi evimdeydim. Ailem kendisine çok güveniyor, aileden biri olarak görüyordu. Bana yaptıklarını söylemeye korktuğum için de ailem her şeyden habersiz bizim eve gelip gitmesine müsaade ediyordu. Sonuncu istismar olayında abimle birlikte oturuyorlardı. Ben de şeker hastalığım sebebiyle yarı baygın, halsiz bir şekilde yatıyordum. Abim, acil bir işi çıktığı için evden ayrılmış. Kendime geldiğimde beni taciz ettiğini fark ettim. Yine cinsel saldırıya yeltendi, kendisini engellemeye çalıştım. O sırada kendisine saldıran köpeğimi darp etti. Kendimi banyoya kilitlemek zorunda kaldım. Bir süre sonra evden gitmek zorunda kalınca kurtuldum.”
‘AİLEM VE BEN ÖLÜMLE TEHDİT EDİLİYORUZ’
Ailesine yaşadığı istismar olayını anlatan T., şikayetçi olduğu için tüm aile fertlerinin kendilerine tavır aldığını ve failin ailesi tarafından tehdit edildiğini söyledi. T., “Tüm bu olanlardan sonra evimize gelip gitmesi üzerine ailemle tartışmaya başladım eve alınmaması konusunda. Bu tartışmalar sonucunda aileme zor da olsa anlatabildim. İlk zamanlarda ailem yanımda durmadı şahıstan korktukları için. Çünkü bu kişi şiddet eğiliminde biri. Çok büyük güçlükler sonucu ailemi arkama alabildim ve yargı sürecini başlattım. Bundan sonra aile fertleri tarafından yoğun şekilde tehditlere maruz kaldık. Bu kişiler beni, aileme zarar vermek üzerinden cezalandıracaklarını söylüyorlar. Ölümle tehdit ediliyoruz. Failin kardeşi tehditle şikayetimden vazgeçtiğime dair dilekçe yazdırdı bir ara. Sonrasında baskı ve tehdit altındayken öyle bir beyanı verdiğimi savcılığa belirttim. Ancak bu beyanım da dikkate alınmadı” şeklinde konuştu.
SAVCILIK 1 SENE SONRA YAPILAN ŞİKAYETİ OLAĞAN DIŞI BULDU
B. T., emniyette ifadesinin ‘savcılıkta daha detaylı anlatırsın’ denilerek eksik alındığını, şahit göstermek istediğini ancak ifadesine geçirilmediğini iddia etti. Savcılık tarafından ifadeye çağırılmayan T.’nin dosyası; yeterli delil bulunmadığı, cinsel saldırı şikayetinin 1 sene sonra yapılmasının olağan dışı olduğu gerekçesiyle kapatıldı.
Mahkemede somut delil olsun diye V.B.’ye yaptıklarını itiraf ettirmek için konuşturmaya çalışmasının rıza olarak görüldüğünü söyleyen T., “Kendisi ile olan bir mesajlaşmada ufak çaplı itiraf ettirdim bana yaptıklarını. Savcılığa gidip suç duyurusunda bulundum ancak bir sonuç alamadım. Rızası var denilerek mahkeme bile olmadan dosyam kapatıldı. Bana saldırdığı zaman bağırışlarımı duyup kapıya gelen ama sonrasında köpekle boğuştuğumu düşünüp geri giden komşum, istismar olayını anlattığım ve telefon konuşmalarına, failin itiraflarına şahit olan arkadaşlarım şahit olarak ifade vermelerine rağmen dava bile açılmadı. Savcının kararına itiraz ettim. 1 yıldır da itiraz sürecini bekliyorum” dedi.
‘MÜCADELEMDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİM’
Tüm olumsuzluklara rağmen, başlattığı hukuki mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğini vurgulayan B. T. sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Tüm bu yaşadıklarımdan sonra travma yaşadım, bir süre hastanede yattım. İki kez intihara kalkıştım. Tedavi ile bir şekilde ayakta kalmaya çalıştım. Çocuk olduğum için, ne yapacağımı bilmediğim için, yalnız bırakıldığım için çok yıprandım ve çaresiz hissettim. Daha yeni yeni güç bulmaya başladım çevremdekilerin desteği sayesinde.
Sonucu ne olursa olsun, yıllarca sürse de mücadelemden vazgeçmeyeceğim. Başka kadınlara da aynısını yapmayacağının garantisi yok. Sadece kendimi değil, diğer kadınları da korumak adına mücadelemden asla vazgeçmeyeceğim. Bu mücadelemde sesimin duyulmasını, kadınların bana destek olmasını istiyorum.”