Savaşın ve yıkımın ortasında sağır eden sessizlik
Altın, kan ve hiçbir koşulda zeval getirilemeyecek “erkeklik onuru" uğruna başlamasına karşın tüm yükü yine bir kadının omuzlarına, Helene'ye, yıkan Troya Savaşı; kadınların doğan her yeni günle yeniden cephelerinde yerini aldığı var olma ve ölüm kalım savaşında yeni bir perdenin başlangıcı oluyor.
Ecem Küçükdere
Filmler, romanlar, şiirler ve şarkılar... Troya Savaşı üzerine bugüne kadar onlarcası kaleme alındı. Pat Barker'ın kaleme aldığı, geçtiğimiz ay İthaki Yayınlarından çıkan Kızların Suskunluğu adlı roman ise Homer'in İlyada Destanı'nın 10 yıl süren bu uzun savaşta sesleri ancak güç bela duyulan, görülmeyen kahramanlarının gözünden bir yeniden yazım olarak raflarımızda yerini almaya hazır: kadınların gözünden. Kitap hakkında görüşlerimizi sunmaya başlamadan önce Homer'in bir okurun atlayarak geçemeyeceği kadar önemli destanlar olan İlyada ve Odessa'yı bir kadın karakterin gözünden anlatma fikrini ilk düşünenin Barker olmadığını eklemeden geçmeyelim. Margeret Atwood tarafından yazılan ve ilk baskısını 2005 yılında yapan the Penelopiad adlı eserde Odessa Destanı’nı Odysseus'un eşi Penelope'nin bakış açısından okuma fırsatı buluyoruz. Gerek edebî dili, gerekse destanda geçen mitlere getirdiği yaklaşımıyla Atwood'un eserini Parker'ınkiyle kıyas etmenin doğru olmayacağını ve bunun aynı zamanda biraz da acımasızlık sayılacağını üzülerek söylemiş, ilgililerin Atwood'un kitabını da kesinlikle okumasını tavsiye etmiş olalım.
Yeniden kitabımıza, Kızların Suskunluğu'na, dönecek olursak; kitabımız Troya'nın Yunan askerleri tarafından işgaliyle esir alınan Briseis'in tüm hikayeyi en başından anlatmasıyla başlıyor. Akhilleus'a bir savaş ganimeti olarak sunulan Briseis, savaşın kendisi ve yüzlerce kadına getirdikleri kadar savaş öncesi adet ve gelenekleri de bizlere aktararak dönemin koşul ve atmosferinde kadının kapladığı yer hakkında fikir edinmenize yardımcı oluyor. Değerleri; yalnızca ittifak anlaşmalarının bir belgesi niyetine yapılan evliliklerinde beraberlerinde getirdikleri başlık parasıyla ölçülen, savaşta ganimet ve erkeklerin şımarıkça kaprisleriyle aralarında bir oyuncak gibi çekiştirip duracakları bir ödül olan kadınların arkalarında yağmalanmış bir şehir, katledilmiş eş, kardeş ve oğullar bırakarak isimle çağrılıp da bir kişilik bahşedilecek kadar değer görmedikleri bir düzende onların kulakları parçalayan sessizliğine bir ses; onlaraysa Akhilleus'un “Odalığı" veya Agamemnon “Cariyesi" olmanın ötesinde bilinci, iradesi ve ismi olan varlıklar olarak kendi hikayelerini anlatma fırsatı sunuyor. Altın, kan ve hiçbir koşulda zeval getirilemeyecek “erkeklik onuru" uğruna başlamasına karşın tüm yükü yine bir kadının omuzlarına, Helene'ye, yıkılan Troya Savaşı; kadınların doğan her yeni günle yeniden cephelerinde yerini aldığı var olma ve ölüm-kalım savaşında yeni bir perdenin başlangıcı oluyor. 21. yüzyıl'ın en iyi yüz kitabı arasında seçilen bu eseri İleri Kitap okurlarının beğenisine sunuyor, keyifli okumalar diliyoruz.
KÜNYE: Kızların Suskunluğu, Pat Barker, Çev. Seda Çıngay Mellor, İthaki Yayınları, 319 Sayfa, 2020.