İleri Haber

20. Milli Eğitim Şûrası'nda 128 maddede alınan tavsiye kararları arasında "Okul öncesi öğretim programında çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır" kararına da yer verildi.

20. Milli Eğitim Şûrası, milli eğitim sistemi için tavsiye kararları almak üzere Saray'da toplandı. Şurada, "Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği", “Okul Öncesi”, "Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi" ve "Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi" özel ihtisas komisyonları üyeleri, görüş ve önerilerden oluşan taslak maddeler üzerinde dünkü çalışmalarını tamamladı.

128 maddede birçok tavsiye kararının alındığı şûrada, yandaş Eğitimciler Birliği Sendikası’ndan (Eğitim-Bir-Sen) 2 genel başkan yardımcısı ile genel sekreteri, Şûra Başkanlık Divanı'na 2 yazılı öneri sundu. Eğitim-Bir-Sen’in "Okul öncesi öğretim programında çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır." önerisi ile "Kalkınmada, öncelikli ve sosyoekonomik açıdan dezavantajlı bölgelerde görev yapan öğretmenlere ilave özlük hakları ve teşvikler verilmelidir" önerileri oy çokluğuyla kabul edildi.

Böylelikle dün Okul Öncesi İhtisas Komisyonu’nda görüşülürken kabul edilmeyen okul öncesi eğitime din eğitimi eklenmesi yönündeki tavsiye kararı, bugün yapılan Şûra Genel Kurul’unda 46 eğitimcinin şerh koymasına rağmen oy çokluğuyla kabul edildi.

‘DOĞRULUĞUNU YANLIŞLIĞINI TARTIŞMAM’

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, şuraya ilişkin gazetecilere yaptığı açıklamada, okul öncesi eğitimde din eğitimi verilmesi kararına ilişkin bakanlığın şurada alınan kararları emanet olarak aldığını ve hızlı şekilde gözden geçirip uygulamaya geçirmek için de her türlü çabayı sarf edeceklerini söyledi.

Özer, “Buradaki önerinin doğruluğunu ve yanlışlığını Milli Eğitim Bakanı olarak tartışamam. Bildiğiniz gibi Şura kararları, tavsiye niteliğindeki kararlardır” dedi.

‘KABUL ETMEK VE ONAYLAMAK MÜMKÜN DEĞİL’

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) ise yaptığı açıklamayla Genel Kurul’da alınan kararlara tepki gösterdi.

“Siyasi iktidarın yıllardır bilinçli ve programlı bir şekilde hayata geçirmeye çalıştığı ‘dindar nesil yetiştirme’ stratejisinin son hedefi 4-6 yaş grubunda yer alan çocuklarımız olmuştur” denilen açıklamada; alınan kararın pedagoji bilimine aykırı olduğu, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimi üzerinde telafi edilmesi mümkün olmayan zararlara yol açacağı belirtilerek, “Bu tavsiye kararını kabul etmek ve onaylamak mümkün değildir” denildi.